Gündem
  • 4.12.2005 07:15

OLAY ÇİFTTEN ÖZEL AÇIKLAMALAR!..

Onlarınki yıldırım aşkıydı... Türk-Yunan ortak yapımı 'Radyo Tantana' filminin çekimleri sırasında tanıştı Tuğçe Kazaz ve Yunanlı tiyatro oyuncusu Yorgos Seitaridis. Bir ay bile geçmeden, evlenme kararı aldılar. Tuğçe aşkı için din değiştirmeyi, Hıristiyan olmayı tercih etti ve minik bir kilisede Ortodoks usüllere göre evlendiler.

Onlar hiçbir şeyi umursamadan bu kararı alırken Türkiye'de kıyamet koptu. Vaftiz görüntüleri kamuoyunun iştahını kabarttı; Tuğçe Kazaz'ı ailesinin reddettiği yazıldı, her kafadan ayrı ses çıktı. Onlar ise konuşmamayı, ortamın sakinleşmesinin herkes için daha sağlıklı olacağına karar verdiler. Geçen perşembe Türk firması Gizia'nın yurtdışındaki yeni reklam kampanyası için eşi Yorgos Seitaridis ile birlikte Türkiye'ye gelen Tuğçe Kazaz, asılsız haberlere de cevap anlamında, konuşmaya karar verdi.

 

Tuğçe'nin din değiştirmesi çok tartışıldı, çok konuşuldu. Büyük bir aşk yaşarken, bu tartışmanın ortasında kalmak kadar etkiledi sizi?
YORGOS SEITARIDIS:
İlk başta biraz oyun oynanıyor gibi hissettik. Karımın ülkesine geliyoruz ve burada dışarı çıkmak, dolaşmak, sokakta yürümek, özgür olmak istiyoruz. Ama herkes bize dinle ilgili bir şey soruyor. Bir kere de buraya geldiğimde sadece ama sadece Türkiye'yi yaşamak istiyorum. Bir şeyden korktuğum için söylemiyorum bunu ama her zaman arkamızda biri var; bir kamera ya da fotoğrafçı...

Tuğçe'nin bu kadar ünlü olduğunu biliyor muydun evlenirken?

Y.S: Bilmiyordum. Bir plajda tanıştık; Tuğçe de, ben de bikiniliydik. Hepsi buydu. Ne kadar ünlü olduğunu Türkiye'ye ilk geldiğimizde farkettim.
TUĞÇE KAZAZ: Yorgos, Miss Turkey olduğumu biliyordu, modellik yaptığımı biliyordu ama hiçbir zaman 'A ben Türkiye'de çok meşhurum' diye konuşmadık. 'İnsanlar beni görüyor, yolda çeviriyor' gibi şeyler aklıma bile gelmedi. Geldiği zaman gördü her şeyi; şaşırdı.

Peki Tuğçe'ye olan bu ilgi, sorular
seni rahatsız ya da huzursuz ediyor mu? Y.S: Ana dilimde konuşmadığım için İngilizce'yi çok iyi oturtamıyorum ama dürüst olacaksak; bu ilginin bir parçasından tabii ki hoşlanıyorum. Hoşlanmıyorum dersem, 'o zaman niye aktör oldun' diye sorarlar! Hoşlanmadığım şey, nefret ettiğim şey dedikodu! Benim ve ailemin Tuğçe'ye dinini değiştirmesi için baskı yaptığını söylediler, Tuğçe'nin hamile olduğunu söylediler, hatta boşandığımızı bile söylediler. Sen şu anda gözünün önünde böyle bir şey görüyor musun? Doğruyu biz biliyoruz çünkü biz yaşıyoruz! Bu yüzden konuşmaya karar verdik; aramızda ne olduğunu Türk insanlarının bilmeye hakkı vardı.

Bir aşk yaşıyorsun ve sevdiğin adamın dinini seçiyorsun bu anlaşılabilir bir şey tabii ki. Merak ediyorum, kendi dininde de yaşayamaz mıydın aşkını?

Y.S: (Yorgos yanıtlamak istiyor) Evlenmeye karar verdiğimizde işimden dolayı; yani Yunanistan'da aktör ve tiyatrocu olduğum için, Yunanistan'da kalmaya karar verdik. Tiyatro yapmak için kendi dilime ihtiyacım vardı; başka bir dilde bunu yapamazdım. O yüzden evimizi, tüm yaşantımızı Yunanistan'da kurmaya karar verdik. İkimiz de dini bir tören istedik. Çünkü Allah'tan gelecek kutsamayla ilişkimizin daha dagüçleneceğini düşündük. Çünkü bizim için evlilik zaten aşktı; politikacılardan, devletten gelen bir kutsama değildi. En güçlü olandan, Allah'tan gelen bir kutsamaydı. Tuğçe Müslüman olarak kalsaydı, aynı binaya girip dini tören yapamazdık. Kurallar böyle! Ama Allah'tan gelen kutsamayı istediğimiz için birimizin dinini değiştirmesi gerekiyordu. Birimiz, dinini değiştirmek demeyelim de, inançlarının üzerine koyduğu tabelayı değiştirdi.

Yani Yunanistan'da yaşamaya karar verdiğiniz için Tuğçe dinini değiştirmeyi
seçti. Peki Türkiye'de yaşamaya karar verseydiniz, siz Müslüman olur muydunuz?
Y.S: Eğer başka bir iş yapacak olsaydım ve Türkiye'de yaşamaya karar verseydik yine dini evlilik yapardık. Ve Müslüman olmakla ilgili hiçbir problemim olmazdı. Bizim için Allah bir tane! Senin dinin de benimki gibi bir tane Allah'a inanıyor. Yunanistan'da yaşamaya karar verdiğimiz için bunu Tuğçe yaptı. Duyduğun diğer şeyler sadece yorum...

Tuğçe bu kararı alırken kimseye danıştın mı, herhangi birinden fikir alıp muhakeme yaptın mı?

T.K: Yorgos'ya sordum! Ben hep duygularıyla hareket eden bir insanım. Karar verdiğim günden itibaren, ne düşündüysem, neden korktuysam Yorgos ile paylaştım.

Yorgos'dan mı geldi talep?

T.K: Bunu kimsenin benden istemesine gerek yok. Çünkü bu senin ruhunla alakalı. Belki aklındakiler değiştirilebilir ama ruhunu, duygularını kimse değiştiremez!

Hırıstiyanlığı öğrendin mi?

T.K: İnancını nerede yaptığın, nerede dua ettiğin önemli değil. Gittiğin yol aynı. İnançlarım her zaman aynı...
Y.S: Evlilikle ilgili kağıtları tamamlamak için buraya ilk geldiğimizde Tuğçe beni bir kadına götürdü...
T.K: Aa evet... Yorgos'ya anlatmıştım. Benim burada kurşun döktürmek, dua okutmak için ziyaret ettiğim bir kadın var. Her zaman gider duasını alırım, kurşun döktürürüm. Yorgos'yu da götürdüm ona. Kurşun döktürdük ve üzerimizdeki kötü gözleri, nazarı kovmak için dua okudu. Bir şekilde bizi evlendirdi aslında o...

Yeni dininle ilgili ritüelleri yerine getiriyor musun?
Y.S: Kuran'da alkol içilmemesi gerektiği yazıyor mesela. Müslüman olan ve alkol içenler Allah'a inanmıyor mu? Hıristiyanlık'ta da 40 gün su ve ekmek yeme ritüeli var. Bunu kaç insan yapıyor ki? Benim için din, insanlara Allah'ın ne olduğunu anlatmak için açıklanan bir yol. T.K: Benim için de öyle...

İleriye dönük planlarınız var mı peki; neler yapacaksın Atina'da?

T.K: Yorgos tiyatroyla büyük bir aşk yaşıyor. Ben model olarak çalışacağım ama birlikte benim ne yapacağıma karar veriyoruz. Hayatta kaç tane insan sevdiği ve aşık olduğu şeyi yapıyor, söylesene... Ben bunu bulmak istiyorum. Modellik nereye kadar yapılabilir ki! Aşık olduğum işi arıyorum.

Sen burada çok farklı bir hayat sürüyordun. Kemaralarla yaşıyor, her
adım attığın yerde izleniyordun, şöhret başkaydı burada. Orada hayatın nasıl? T.K: Yıllarca seni tamamlayacak bir arayış içine girersin ya; iki çift göz için. Deniyorsun olmuyor, deniyorsun olmuyor. Onu bulduğun zaman da bu tür duyguların tamamlanıyor; kendini yenileme, kendini dinleme arayışına geçiyorsun. Benim için böyle bir dönem. Yemek pişiriyorum, ev temizliyorum, yürüyüşe çıkıyorum. Ev kadınıyım orada!

Neler hissederek din değiştirdiğini ailene anlatabildin mi peki? Ailenin seninle konuşmadığı, evlatlıktan reddettiği bile yazıldı. Doğru mu bu?
T.K: Yalan! Görüşüyorum, konuşuyorum ailemle. Tabii ki onların da fikirlerini aldım ama tam olarak neler olduğunu söyleyemem çünkü henüz çözümlemiş değiliz. Bu meseleyi ailemle çözmeden yeni bir açıklama yapmak yanlış olur. Doğru olan bu. 'Her şey çok güzel, her şeyi çözdük' de demiyorum. Zamana ihtiyaç var sadece... Y.S: Aynı şeyi benim ailemle de yaptık. Onların da karşısına geçip "20 gün içinde evlenmek istiyoruz. Bize yardımcı olacak mısınız, olmayacak mısınız? Çünkü her şekilde bunu yapacağız" dedik.

Çocuk yapıp ailenle aranı düzelteceğin de yazıldı. Çocuk planın var mı?
T.K: Böyle bir şey söylemedim ben. Bizi seven insanlar bize çözüm olarak böyle bir şey ortaya attıysa bir şey diyemem. Çocuk planımız yok.

Tuğçe kadar ünlü müsün Yunanistan'da?
(Türkçe cevaplıyor): Hayır hayır hayır gülüyor) Bir ünlü tartısına ihtiyacım var!

Türkiye hakkında ne düşünüyorsun?

Ben Tuğçe'yle, tanıştığım gün evlendim! Karar verdim ki bütün hayatımı, Türk olan karımla beraber geçireceğim, Türk olan kadınımla paylaşacağım. Evlendiğim günden beri aşığım Türkiye'ye. Çünkü Tuğçe ne olduysa bu ülkede oldu. Türkiye'nin yetiştirdiği bu kadını sevdim ve ruhumu verdim. Yunan bir kızla evlenmedim, Türk kızıyla evlendim. Bu açıkladığım şey zaten Türkiye değil mi?

Tuğçe dışında neyi seviyorsun Türkiye'de?

Bu benim Türkiye'ye ikinci gelişim. Sadece İstanbul'da bulundum. Yabancı bir ülkede olduğumu hissetmiyorum.

Tanıştığınızda Tuğçe'ye 'Hayatıma
geç kaldın' demişsin. Gerçekten bu oldu mu, böyle hissettin mi?
Bazen birşeyler söylüyorsun altında sebebi oluyor ama o zaman sebebini anlamıyorsun; daha sonra ortaya çıkıyor sebebi. İnsanda bir akıl var, bir de ruh. Ruhlarımız ağzımızdan çıkan şeyin ne olduğunu biliyor. Fakat aklın biraz zamana ihtiyacı oluyor ne söylediğinizi anlaması için. Benim için aşkın anlamı buydu, andı. Daha önce eksik olan bir şeyin yerine konması gibi...

Papa 16. Benedict "Müslümanlar'la evlenmeyin" diye bir açıklama yaptı geçtiğimiz günlerde. Bu konuda ne düşünüyorsun Yorgos?
Y.S: Önce şunu söyleyeyim, ben Ortodoks Hıristiyanım. Katolik Hırıstiyan değilim. Papa Katoliklere konuşuyor. Bizim din adamlarımız böyle bir şey söylemediler. Eğer böyle bir şey söyleselerdi Tuğçe ile yeniden evlenirdim! Bunlar kendi hayatlarıyla ilgili kararları kendileri verebiliyor; mesela din adamı olmaya karar veriyor. Hayatını nasıl kurmak istiyorsa öyle yapmış. O zaman kendi hayatımı, bizim hayatımızı biz de kendi istediğimiz gibi yaşacağız.
 

/ŞİRİN SEVER - SABAH

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:31

İLGİLİ HABERLER