Medya
  • 25.3.2002 05:46

ORGENERAL KIVRIKOĞLU'NUN CHENEY'E, "MUHATABINIZ HÜKÜMETTİR" DEMEDİĞİ ORTAYA ÇIKTI

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in Ankara ziyareti sırasında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu'na,"Irak'a bir operasyon düzenlememize nasıl bakarsınız? " şeklinde bir soru yönelttiği,Kıvrıkoğlu paşa'nın da bu soruya,"Bu konudaki muhatabınız hükümettir" dediği gazetelerin manşetine çıkmıştı.Genelkurmay Başkanı Org.Kıvrıkoğlu'nun böyle bir söz sarfetmediği ortaya çıktı.Star Gazetesi Genel yayın Müdürü Fatih Çekirge,"Yani Kıvrıkoğlu, ‘muhatabınız Hükümet’tir’ demiş gibi gösterilmiştir.Ama söylememiştir.Bu dezenformasyonun nedeni Cheney’in Genelkurmay Başkanı’yla ayrıca görüşmek istemesinden bazılarının rahatsız olmuş olmasıdır " dedi. İŞTE KONUYLA İLGİLİ FATİH ÇEKİRGE'NİN YAZISI; İki kritik konu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu, Başbakan Ecevit’in makam odasında aynen şöyle diyor: - Basında Sayın Bahçeli’nin Sayın Yılmaz’a sorduğu soru tartışılıyor. Sayın Bahçeli, Yılmaz’ın ‘TSK’yı hırpaladık şimdi sırada MHP var’ diye bir söz söyleyip söylemediğini sormuş. Eğer böyle bir şey varsa, bu çok ciddi sıkıntılar yaratır. Ecevit, Orgeneral Kıvrıkoğlu’nun bu sözü karşısında bir an duruyor, hafızasını yokluyor ve şu cevabı veriyor: - Ben, Sayın Bahçeli’nin liderler zirvesinde, Yılmaz’a öyle bir şey söylediğini duymadım. Genelkurmay Başkanı hemen ekliyor: - Eğer böyle bir şey yoksa, tekzip edilmeli. Org. Kıvrıkoğlu’nun çok ciddi ve keskin bir üslupla söylediği bu sözlerin ardından Ecevit, Yılmaz’ı arıyor ve durumu iletiyor. Yılmaz da, bu satırları yazan gazeteciyi arayıp, Bahçeli’nin kendisine liderler zirvesinde böyle bir şey söylemediğini ve kendisinin de böyle bir ifadede bulunmadığını söylüyor. Tekzip niteliğindeki bu açıklama, ertesi gün kamuoyuna duyuruluyor. Bu sorunun sorulduğunu bir süredir biliyor, ancak verdiğim söz nedeniyle yazmıyordum. Ama basına yansıyınca, Bahçeli’nin böyle bir soru sorduğunu ben de yazdım. Buraya kadar olanlar kuşkuların ya da ‘sisler bulvarı’ndaki gizemli olayların belli bir zaman sonra su yüzüne çıkması olarak yorumlanabilir. Ancak, aynı gün Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklama bulvardaki sisleri dağıtmıştır. Devlet Bey, açıkça Yılmaz’a bu soruyu liderler zirvesinde ve makam odasında sorduğunu söylemiştir. Peki şimdi bu manzaradan nasıl bir sonuç çıkacaktır. Yılmaz’ın ‘hayır böyle bir soru sorulmadı’ sözüne rağmen, Bahçeli soruyu sorduğunu ilan etmiştir. Böylece Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu’nun gösterdiği hassasiyetteki ‘tansiyon’ da yükselmiştir. Olay, ‘siyaset çizgisi’nin ötesine geçmiştir. Ve bu olay, Ankara’daki ‘siyasi manzara’nın altında aslında ne tür bir gerilimin yattığını göstermiştir. Açık olan şudur ki, Türk halkına sunulan manzara bu gerilimi kamufle etmektedir. Evet, Ankara’nın ‘derin kulisleri’nde dolaşırken, Türkiye’nin nasıl ‘planlı bir kuşatma’yla sarıldığını daha net görüyorum. İşte bu ‘kuşatma atmosferi’nin içindeki bir başka olay: ABD Başkan Yardımcısı Cheney, Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu’nu ziyaret etmiştir. Ancak bu olayda da görüşmenin içeriği yanlış yansıtılmıştır. Örneğin kamuoyuna şu mesaj verilmiş ve işlenmiştir: - Orgeneral Kıvrıkoğlu kendisine Irak’a yapılacak harekatla ilgili görüşü sorulduğunda, ABD Başkan Yardımcısı’na ‘Bu konuda muhatabınız Hükümet’tir’ diyerek, demokrasi dersi vermiştir. Bu türden bilgiler, başlıklar, yapılan yorumlar yoluyla Kıvrıkoğlu söylemediği bir söz yüzünden övülmüştür. Yani Kıvrıkoğlu, ‘muhatabınız Hükümet’tir’ demiş gibi gösterilmiştir. Elbette Orgeneral Kıvrıkoğlu’nun bu sözü söylemesi doğaldır. Ama söylememiştir. Ve yapılan bu yorumların da atılan başlıkların da hiç biri gerçek değildir. Bu dezenformasyonun nedeni Cheney’in Genelkurmay Başkanı’yla ayrıca görüşmek istemesinden bazılarının rahatsız olmuş olmasıdır. Ankara’nın kulislerinde yaptığım bütün araştırmalar göstermiştir ki, Org. Kıvrıkoğlu, kendisine bu soruyu soran Cheney’e böyle bir cevap vermemiştir. Verdiği cevabın özeti şudur: - Sayın Cheney, Irak harekatıyla ilgili askeri ve stratejik gelişmeler ortadadır. Ancak, Türkiye’den bir yardım istenmesi söz konusuysa, size hatırlatmalıyım ki, Türkiye’nin bir önceki Körfez harekatında yaptığı harcamalar henüz tazmin edilmemiştir. Bu çok önemli bir ayrıntıdır. Türkiye bir önceki Körfez harekatında elinden geleni yapmış ve ciddi maddi kayıplar oluşmuştur. Bu kayıplar henüz giderilememiştir. Evet, Org. Kıvrıkoğlu’nun bu konuyla ilgili söylediklerinin özeti budur. Kamuoyuna yansıtıldığı gibi ‘Muhatabınız Hükümet’tir’ gibi bir sözü de yoktur. Peki olmayan bu söz hangi kaynaklardan ve neden kamuoyunun gündemine oturtulmuştur? İşte, ‘sisler bulvarı’ndaki siyaset manzarasının altında bu büyük ‘gerilim satrancı’ yattığını gösteren bir başka olay da budur. Evet Türkiye çok hassas bir dönemi yaşamaktadır. Bir tarafta Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı bilinçli bir propaganda sürmektedir. Bu propagandanın merkezine Avrupa Birliği tartışmaları bilinçli olarak oturtulmuştur. Böylece, Türkiye’de işsizlik sorunu, milli gelirdeki aşırı kayıp, icradaki çiftçinin, sokaktaki işsizin, yani halkın ekonomik ve sosyal sorunları ‘Kürtçe TV’ ve ‘idam’ gibi tartışmalarla geri plana itilmiştir. ‘Kürtçe TV’ ve ‘idam’ ulusal programda kısa vadede yapılacak düzenlemeler arasında yer almamıştır. Orta vade içinde bile yeri yoktur. Ama, sanki ‘acil bir gündem maddesi’ gibi pompalanmaktadır. İşte bu atmosferde yaratılmak istenen hava ise, TSK’nın batılılaşmaya ve Avrupa Birliği’ne karşı olduğu imajını yerleştirmektir. Milli çıkarları ön planda tutmak neredeyse ‘çağdaş olmaya’ ve ‘Avrupa’ya düşman olmak gibi sunulmaktadır. Ve böylece yaratılan ‘gerilim satrancı’nın en keskin yüzü de burada ortaya çıkmaktadır. Ankara kulislerini yıllardır yakından gözleyen, nabız yoklayan bir gazeteci olarak bu durumun çok hassas bir çizgiye ulaştığını burada açıklamam gerekir. Daha net bir ifadeyle, gelinen bu ‘gerilim noktası’ bu devlet, bu millet ve bu toprakların bütünlüğü için hayırlı bir nokta değildir. Ben hiç bir dönem devletin ve siyasetin böylesine ‘sinsi’ böylesine planlı bir ‘gerilim satrancı’nın içine itildiğini görmedim. Bu yüzden açıkça söylüyorum ki, Avrupa Birliği meselesini ‘Kürtçe TV’ ve ‘idam’ konusuna indirgeyenler, Türkiye’nin geleceği için değil, yerel siyaset oyunları içerisindeki kendi gelecekleri için yapmaktadırlar. Ve daha da vahimi kendi çıkarları için Türkiye’nin Avrupa’daki çıkarlarını tehlikeye atmaktadırlar. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:55

İLGİLİ HABERLER