ÖZDEMİR ERDOĞAN'DAN OLAY SÖZLER: ''TÜRK BASINI, 3 HOMOSEKSÜEL SANATÇIYI İNANILMAZ PROMOSYONLA TÜRK HALKINA SUNDU''
BURSA - Uludağ Üniversitesi, Osmangazi Belediyesi ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti'nin ortaklaşa düzenlediği ''Aydınlarla Yüz Yüze'' etkinliklerine katılan ünlü besteci ve yorumcu Özdemir Erdoğan, Türk müzik piyasası ve medyaya eleştirilerde bulundu. Erdoğan, Türk basınının 1950'den bu tarafa 3 homeseksüel sanatçıyı, Zeki Müren, Bülent Ersoy ve Tarkan'ı inanılmaz bir promosyonla Türk halkına sunduğunu söyledi.
Özdemir Erdoğan, akşam da Kültürpark'taki Gazeteciler Cemiyeti Lokali'nde Bursalı sevenleriyle bir araya geldi. Bursa'da böyle bir etkinliğin düzenlenmesinin iftihar verici bir olay olduğunu kaydeden Erdoğan, şehrin sanat hayatına çok büyük bir ivme kazandırıldığını ifade ederek, ''Bununla ne kadar iftihar etseniz azdır'' dedi. Halkla iletişim kuracak medyanın, özellikle 1990'lardan sonra başlayan bir ivmeyle olayları son derece sansasyonel şekilde verme eğilimine girdiğini belirten Erdoğan, basının bundan da bir raytinge varma gibi düşünceye sahip olduğu söyledi. Reha Muhtar'ın iki sanatçıyı ekrana çıkartıp Romalı gladyatörler gibi çarpıştırmasının diğer kanalları da harekete geçirdiğini öne süren Özdemir Erdoğan, ''Abuk subuk duygularla, özel hayatları irdeleyerek, sanki biz çok meraklıymışız gibi insanların özel hayatlarıyla ilgili bir moda akımı başlatıldı. Bu öylesine temcit pilavı haline getirildi ki, 10'ar tane manken, şarkıcı, türkücü, sinema artisti sabahtan akşama kadar pişirilip pişirilip önümüze konuluyor'' diye konuştu. Erdoğan, programların rayting yaptığına inanmadığını da vurgulayarak, ''Benim bildiklerimle, sizlerin duyduklarınız tamamen farklı boyutlara ulaşıyor. Biz böyle bir ortama layık değiliz'' şeklinde konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bir futbolcu formundan düşerse eleştirebilirsiniz. Ama sanatçının formdan düşmesi gibi bir şey yoktur. Bizde bir sanatçı, süperstar, sanat güneşi olmuşsa veya Özdemir Erdoğan olmuşsa, aman ona dokunulmasın kardeşim. Niye dokunulmasın? Eğer kendine bakmazsa, sefahata dalmışsa, içki içiyor, kumar oynuyorsa, özel hayatı düzensiz ise bu insanın çıkıp şarkı söylemesi mümkün değildir. Fakat insanımız o kadar iyi niyetli ki, Zeki Müren, Bülent Ersoy, Muazzez Abacı'dır aman bunlara dokunulmasın der. İşte Avni Anıl, derseniz ki, kötü söylüyorsun. İtiraz eder, evet kötü söylüyorsun, ama sen ilk çıktığında çok iyi söylüyordun. Bunu söylemek kötü bir şey değildir. Bunu söylemek sivri dillilik de değildir. O bakımdan da eleştiri, her şeyden evvel, basının içerisindeki gerçek müzik eleştirmenlerini bulmakla olur.''
''BENİ DURDURAMAZLAR''
Zeki Müren'in 1953 ile 1970 yılları arasında inanılmaz güzel işler yaptığını, ancak bu tarihten sonra sesi ve yorumculuğunun özel hayatı nedeniyle bozulduğunu iddia eden Özdemir Erdoğan, ''Kasetleri ortadadır. Meraklısı olanlar, ilk ve son kasetlerini dinleyerek farkı bulabilirler. Bunu söylemenin sivri dillilikle, Zeki Müren düşmanlığıyla ilgisi yoktur. Biz onu eleştirmezsek, çocuklarımıza neyin iyi, neyin doğru olduğunu nasıl anlatabiliriz? Şimdi Mustafa Keser için de diyoruz ki, binlerce şarkısı, müthiş bir hafızası var. Ama 'isteyin çalalım' programlarında bir risk vardır. Yani o şarkı daha önce prova edilmemişse risk taşır. Dünyadaki virtüözler, yorumcular veya enstrümantalistler 20-30 şarkı seçerler, onları çalışırlar. Böylece müziğin kalitesi yükselir. Şimdi biz bunu söylüyoruz ve basında şöyle bir yazı çıkıyor: 'Mustafa Keser müziğimizi baltalıyor.' Onun için eleştiriyoruz. Dokunulmazlara parmak basıyoruz. Şimdi, Bursa'nın meydanına çıkıp, bir mendil açsam, biraz da gitar çalsam, 2-3 saatte 50 milyon lira toplayamaz mıyım? Ben o parayla çok güzel geçinirim. Onun için, beni bu saatten sonra kimse durduramaz'' diye konuştu.
Söyleşi sırasında Cem Yılmaz'ı eleştirmesi üzerine Fatih Altaylı'nın bazı sözlerine hedef olduğunu da anlatan Erdoğan, ''Altaylı bana, 'Sana ne, sen ne karışıyorsun böyle işlere' diyor. Beni nasıl ırgalamaz böyle bir şey? Adam diyor ki, 'Ben askerlik hatıralarımı anlatırım, alırım parayı.' Adam, ülkenin tarihiyle oynuyor. Beni nasıl ırgalamasın bu iş arkadaşım? Yani bu ülkenin kaderini ve kıvancını taşımıyorsam üstümde, o zaman şöyle bir mesaj gidiyor: Bu memlekette kavgasız, gürültüsüz parayı götürmek için suya sabuna dokunmayacaksın. Bak, adam nasıl götürüyor parayı'' dedi.
Özdemir Erdoğan, söyleşinin bir bölümünde kendisine yöneltilen bir soruya karşılık verirken, 1950 yılından bu yana Türkiye'de 3 starın inanılmaz bir promosyonla Türk halkına sunulduğunu öne sürerek, ''Bunların biri Zeki Müren, diğeri Bülent Ersoy ve sonuncusu da Tarkan'dı. Üçü de homoseksüeldi. Bunun üzerinde oturup düşünmek lazım. Başka bir isim çıkmadı mı bu ülkede? Bu ülkede bir Bekir Sıtkı Sezgin, Mustafa Sağyaşar çıkmadı mı, çıktı. Ama bunların hiçbiri basınımızın gündemine gelmedi. Çünkü bu insanlar doğru dürüst şarkı söylüyorlardı. İşte bütün olay budur. Bu bahsettiklerimizin üçü bir Münir Nurettin Selçuk eder mi?'' diye konuştu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:35