Gündem
  • 26.2.2003 02:15

PAZARLIKTA ' KÜRT 'SIKINTISI

Türkiye ile ABD arasında ekonomik, siyasi ve askeri başlıklarda yürütülen ve baş döndürücü bir trafiğe sahne olan görüşmeler sonunda dün akşam saatlerinde büyük ölçüde uzlaşıya varıldı. HEYETLER HALİNDE GÖRÜŞMELER DURDU Uzlaşı havasının şekillenmesinin en önemli göstergesi, iki günlük bir tıkanmadan sonra cumartesi günü yeniden başlayan ve hafta sonunda büyük bir tempoda süren askeri konulara ilişkin müzakerelere dün ihtiyaç duyulmaması oldu. Türk tarafına Büyükelçi Deniz Bölükbaşı, ABD tarafına ise Büyükelçi Marisa Lino'nun başkanlık ettikleri müzakereler pazartesi sabahı 06.00'da bittikten sonra önceki akşam 16.00'da yeniden başladı, iki buçuk saatlik bir aradan sonra 23.00'te yeniden masaya oturulduktan sonra dün sabah 07.00'de bitti. HEYETLER YERİNE İKİLİ TEMASLAR Bir Türk yetkili, ‘‘Artık görüşmecilerin devam edecek takatları kalmadı’’ derken, müzakereler dün daha çok ABD Büyükelçisi Robert Pearson ile Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal arasındaki ikili görüşmelerle devam etti. Pearson, dün biri öğle saatlerinde, diğeri akşam olmak üzere Dışişleri'ne iki kez geldi. Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ile de bir saat görüşen Pearson çıkışta, ‘‘Önemli bir ilerleme sağladık. Ancak hala çözümlenmesi gereken bazı pratik konular var’’ dedi. TSK'NIN FAALİYET ALANINDA ANLAŞMA Müzakerelerin son aşamalarında en pürüzlü konuyu Türk Ordusu'nun Kuzey Irak'taki faaliyet alanının sınırları oluşturdu. Amerikan tarafı, TSK'nın görevini yalnızca insani yardım ve göç dalgasını durdurma faaliyeti ile sınırlı tutmak isterken, Türk tarafı elini serbest bırakan daha geniş bir görev talimatında ısrar etti. Bu alandaki görüş ayrılığının bulunan formülle önemli ölçüde giderildiği bildirildi. Müzakerelerin başlangıç aşamasında ABD tarafı, Türk Ordusu'nun Kuzey Irak'ta 20 kilometrelik bir derinliğin altına inmemesi yolunda bir tavır alırken, uzun müzakerelerden sonra bu pürüzün de önemli ölçüde sonuca bağlandığı öğrenildi. Bir Türk yetkili, ‘‘Türk Ordusu'nun ihtiyaçlarını karşılayan bir noktaya gelindi. İhtiyaçlarımızın karşılanmıyor olması gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. İhtiyaç duyulan derinliğe inilebileceğiz’’ diye konuştu. KÜRTLERE SİLAH KONUSU ÇÖZÜM MENZİLİNDE Bir diğer baş ağrıtan konuyu Barzani ve Talabani gruplarının savaş öncesinde silahlandırılması ve bu silahların savaş sonrasında geri alınması işlemlerini Türkiye'nin denetlemesi sorunu oluşturuyordu. ABD, bu konudaki Türk talebine başta olumsuz yanıt verirken, müzakerelerin son etabında bu başlıkta da ilerleme sağlandı. Türk yetkililer, ‘‘Bu konuda da çözüm menziline girdiğimizi söyleyebiliriz’’ şeklinde konuştular. TÜRKMENLERİN ASLİ UNSUR OLMALARI Siyasi belgede en son anlaşmazlık konusu Saddam Hüseyin sonrasında yeni Irak Anayasası yazılırken Türkmenler'den Araplar ve Kürtler ile birlikte ‘‘Irak'ın kurucu unsuru’’ olarak zikredilip zikredilmeyeceği sorusuna ilişkindi. Bu başlıkta da başlangıçta katı bir tutum takınan Amerikan tarafının Ankara'nın beklentilerini karşılayan bir formülü kabul etme noktasına geldiği bildirildi. HİBE YARDIMIN IMF KOŞULU NE OLACAK? Ekonomik anlaşma metninde en son iki pürüzlü konu kaldı. ABD, verilecek olan 6 milyar dolarlık hibe yardımın IMF koşuluna bağlanmasında ısrar etmekteydi. Bu koşulun yumuşatılarak her iki tarafı da tatmin edecek bir orta yol formülü üzerinde çalışıldığı öğrenildi. Ayrıca, savaşın çıkması halinde yardım paketinin Kongre'den geçmesi beklenmeden bir miktar hibenin hemen köprü kredi olarak Türkiye'nin kullanımına sunulmasında ilerleme sağlanmakta olduğu bildirildi. Üç ayrı anlaşmaya imzayı onlar atacak Gelişmelerin planladığı gibi seyretmesi ve TBMM'nin bugünkü birleşiminde yabancı asker kabulüne ilişkin tezkereyi onaylaması halinde son pürüzlerin de giderilmesiyle birlikte, Türkiye ile ABD arasında üç ayrı anlaşma imzalanması gündeme gelecek. Askeri muhtırayı Büyükelçi Bölükbaşı ile Amerikan karşıtı Büyükelçi Lino'nun imzalaması bekleniyor. Irak'ın geleceğine ilişkin siyasi ilkeleri tanımlayan anlaşmayı ise Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal ile ABD Büyükelçisi Robert Pearson'un imzalaması muhtemel. Ekonomik belgenin ise Pearson ile Dışişleri Ekonomik İşlerden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Alev Kılıç imza atabilir. Askeri belge TBMM kararını bekliyor Başmüzakereci Büyükelçi Bölükbaşı'nın görüştüğü harekat esaslarına ilişkin ayrıntıları düzenleyen askeri mutabakat muhtırasının imzalanabilmesi için önce TBMM'nin yabancı asker kabulüne ilişkin tezkereyi kabul etmesi gerekiyor. Bir anlamda, hiçbir pürüz kalmazsa, Bölükbaşı, imzayı ancak TBMM'nin tezkereyi onaylamasından sonra atabilecek. Bu nedenle, güvenlik muhtırasının bugünkü AKP grubundan önce imzalanabilmesinin pratik olarak mümkün değil. Anlaşmalar ne zaman imzalanır Söz konusu üç anlaşmaya ne zaman imza atılacağı açıklık kazanmadı. Bununla birlikte, son pürüzlerin giderilebilmesi halinde bu hafta sonundan önce imza işlemlerinin bitirilebileceği anlaşılıyor. Ancak, Türk tarafı ikinci bir BM kararının beklemek için en küçük bir pürüz üzerinde bütün süreci kilitleyip, biraz daha zaman kazanmak isteyebilir. Ancak dün akşam saatlerinde Ankara'daki hava ‘‘pazarlık sürecinde artık yolun sonuna gelinmekte olduğunu’’ gösteriyordu. BUSH’TAN GÜL’E GÜL’DEN BUSH’A MEKTUP GİDECEK Anlaşmaların imzalanmasıyla birlikte, ABD Başkanı Bush ile Başbakan Gül arasında bir mektup teatisinin gerçekleşmesi bekleniyor. Bush, Gül'e bir mektup göndererek, bu anlaşmaların hayata geçirilmesi konusunda siyasi desteğini teyit edecek. ABD Başkanı’nın kefil olacağı anlaşmaların bağlayıcılığı Beyaz Saray'ın güvencesine sokulacak. Karşılığında Gül de bir mektupla Türk tarafının mutaba-katını bildirecek. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:26

İLGİLİ HABERLER