
PINAR'IN ERKEKLERİ KOLONLANMIŞ GİBİ TEK TİP
Ha Umut, ha Tony, ha Can... Yok birbirlerinden farkları... Aynı prototipten üretilmiş kadar benziyorlar birbirlerine. Kardeş bile olabilirlerdi hatta... Ya da klon!Pınar Altuğ ilk defa yemek programı yaptığı zamanlarda dikkatimi çekmişti. İç bayıcı bir rutin içindeki "hanım hanımcık" kadın görüntüsü. Ruhu hiç çalkalanmıyormuşçasına sakin, hayatı çoktan planlanmış, fazlasıyla konformist... O zamanlar Umut Elçioğlu ile nişanlıydı, sonra evlendi. Sonra o ilişki bitti, yerine Tony geldi. Aynı hayatın devamı gibi... Sonra o da bitti ve yerine Can diye bir çocuk geldi... Aynı familyadan. Hepsi bebek yüzlü.
"Aradığını bulamıyor mu?" diye düşünmek pek kolay bir yaklaşım olurdu ama pek de bir arayış olmadığını görüyorsunuz. Hani bazı kadınlar vardır, kendilerinden çok farklı erkeklerle birlikte olurlar ya da bazıları vardır hayatlarını planlayıp statü sahibi bir erkekle birlikte olurken başka başka model erkeklerle aranjman yaparlar...
Bazı kadınlar patronlarına aşık olurlar, bazıları ayakkabıcılarına, bazıları da yaşlı erkeklere ya da toy oğlanlara... Onların hayatlarındaki bir boşluğu doldurma işlevi görür bu erkekler hep. Bu seçim asla tesadüfi değildir ama kendiliğindendir.
İşte Bilirkişi olarak yazıyorum:
Açıkçası Pınar Altuğ olayı pek enteresan gelmiyor bana. Sıradan bir kadının sıradan aşk hayatı. Bettina Hakko bile daha cazip. Kocasının avukatının entrikavari açıklamaları, "Aralarındaki boşanma davası ihtilafı şu saat itibarıyla ve müşterek iradeleri doğrultusunda sulhen sona erdirilmiştir" duyuruları... Daha fazla hayat kokuyor.
Bugünkü yazımın ana fikri şu:
Bana asıl ilginç gelen Pınar Altuğ'un hayatındaki erkeklerin bu ilişkileri ortaya serme isteklilikleri... İnsanların da "aldatan kadın" merakı... Gerçekten bu kadar yabancı mıyız bu konuya? Yoksa ikiyüzlülüğümüzün sınırlarını mı keşfediyoruz?
İyi oyunlar herkese...
Öptüm sizi
Dilek Önder'in Vatan gazetesindeki yazılarını okumayı pek seviyorum. Son derece net ve sade bir dille meselenin özüne sağlam dokunuşları var. Sinem Ergülen'in evli bir erkekle öpüşmesi haberlerinden sonra "Erkeği neresinden kontrol etmeli?" diye bir yazısı vardı ki sahiden pek net. Tam da Kadir Çöpdemir'in radyo programından arayıp
"Ben olsaydım tanıştığım ve birlikte olmak istediğim erkeği nasıl araştırırdım?" diye sormalarının üstüne bu yazıyı okuyunca, Dilek Önder'den alıntılamadan duramadım...
"Evli misin?" diye soruverin ya da "ev ve cep telefon numaralarını isteyin". Bu kadar basit işte. "Her durumda erkeğin tereddüdü bilgiye ulaşmanızda en kısa yoldur" diyor Dilek. Peki ben Kadir Çöpdemir'in programında ne mi dedim: "İstediğiniz kadar araştırın, sonuç ne olursa olsun canınız istiyorsa geri dönüşünüz yoktur." Yani sorumluluğu üzerinizden atamazsınız.MİLLİYET
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:00