Gündem
  • 13.3.2013 11:40

PKK'nın kaçırdığı kamu görevlileri serbest!

PKK’nın elindeki biri kaymakam sekiz kamu görevlisi BDP milletvekilleri ile İHD ile Mazlum-Der temsilcilerine, Kuzey Irak 'ın Türkiye sınırına 30 kilometre uzaklığındaki Amediye İlçesi yakınlarındaki Zap bölgesinde teslim edilecekti ancak son anda ilginç bir gelişme yaşandı. Teslim alacak heyet buluşma noktasına 100 metre kala geri döndü. 1 saat sonra kriz aşıldı. Teslim alacak heyet ile PKK'lılar bir araya geldi, durum değerlendirmesi yapıldı. Saat 11.00'de kamu görevlileri heyete teslim edildi.

TÜRKİYE'YE GİRDİLER

Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan 8 kamu görevlisi, Habur Sınır Kapısı'ndan geçerek Türkiye'ye giriş yaptı.
      Kamu görevlilerini sınır kapısında, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Hamdi Nayır ve bazı yetkililer karşıladı.
      Habur Mülki İdare Amirliği Binası'nda, savcılık işlemleri ve sağlık kontrolünün ardından aileleriyle buluşacak kamu görevlileri Kenan Erenoğlu, Nadir Özgen, Kemal Ekinci, Abdullah Söpçeler'in yanı sıra Uzman Çavuş Zihni Koç, erler Reşat Çeçan, Hadi Gizli ve Ramazan Başaran, daha sonra memleketlerine gönderilecek.
      Kaçırılan kamu görevlilerini teslim alan heyet de Türkiye'ye döndü.
     Heyette, MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Çoban, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt ve BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu bulunuyor.
      Terör örgütünün kaçırdığı görevlilerin isimleri ve kaçırıldığı tarihler şöyle:
      Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu: Muş-Diyarbakır arasında(12 Ağustos 2011)
     Polis memuru Nadir Özgen: Van'ın Çatak ilçesinde (10 Eylül 2011)
     Polis memuru Kemal Ekinci: Şırnak'ta (1 Ekim 2011)
     Astsubay Abdullah Söpçeler: Diyarbakır-Lice karayolunda (9 Temmuz 2011)
     Uzman Çavuş Zihni Koç: Diyarbakır'ın Lice ilçesinde (9 Temmuz 2011)
     Erler Reşat Çeçan, Hadi Gizli ve Ramazan Başaran: Diyarbakır-Bingöl karayolunda (6 Ağustos 2012) 

HEYETTEN AÇIKLAMA

MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, ''Barış sürecinin önemli adımlarından birini atmış olduk. Bir daha inşallah kardeşin kardeşe kurşun sıktığı bir ortamı yaşamayız'' dedi.
      Kaçırılan kamu görevlilerini teslim alan heyette yer alan MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal, kendisine telefonla ulaşan AA muhabirine açıklama yaptı.
      ''Kaçırılan kamu görevlilerini sağlık raporlarıyla teslim ettiler'' diyen Ünsal, şöyle konuştu:
      Biri kaymakam adayı, 6 asker ve 1 polis toplam sekiz kişi bize sağlık raporlarıyla teslim edildi. Kötü bir muamele kaldıklarını söylemdiler. Barış sürecinin önemli bir adımlarından birini atmış olduk. Bir daha inşallah kardeşin kardeşe kurşun sıktığı bir ortamı yaşamayız. Bahar geldi, barış da gelir inşallah. Sevinçliyiz. Çözüm sürecinde etkili olacaktır, havayı yumuşayacaktır.''
      İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise ''Yol boyunca Bölgesel Kürt Yönetimi güçleri bizi korudu. Kamu görevlileri başka bir ayrı araçlardalar'' ifadelerini kullandı.
      Kamu görevlilerini almak için sabah Erbil'den yola çıktıklarını anlatan Türkdoğan, şöyle devam etti:
      ''Erbil'de 3,5 saat giderek kamu görevlilerini teslim aldık. Kampta bir doktor muayene etmiş ve yola elverişli durumdalar raporunu vermiş. Bir sıkıntıları yok. Sağlık durumları yola elverişli. Ama az da olsa üzerlerinde bir tedirginlik var.''
      ''Önemli bir olay, mutlu bir an''diyen Öztürk Türkdoğan, ''Bu olayın barış sürecine katkı sunacağını düşünüyorum. Sürece olumlu katkı sağlayacaktır bu süreç. Taraflar çok olumlu davrandı'' sözlerini kaydetti.
      İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ise konvoyun Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından korunduğunu ve kendilerine tahsis edilen araçlarla bölgeye gittiklerini söyledi.
 

KÜRT ROBOCOPLAR SINIRI TUTTU

PKK'nın serbest bıraktığı 8 kamu görevlisi Amadiye'den Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'nin tasis ettiği ciplerle yaklaşık 10 araçtan oluşan konvoyla, sıkı güvenlik önlemleri altında Türkiye sınırına yakın Zaho İlçesi'ne ulaştı. Saat 13.40 sıralarında Zaho'ya gelen konvoy yine sıkı güvenlik önlemleri altında ilçede hiç durmadan İbrahim Halil Sınır Kapısı'na giriş yaptı.

Kamu görevlilerinin serbest bırakılmasını Zaho'da izleyen Türk gazetecilerin, İbrahim Halil Sınır Kapısı'na girişine sıkı güvenlik önlemleri alan robocoplar izin vermedi. Yolu kesen robocopların çevrede de çok sıkı güvenlik önlemleri aldığı belirtildi.

SAAT 14.00'DE HABUR'A GELDİLER

Serbest bırakılan 8 kamu görevlisi, İbrahim Halil Sınır Kapısı'na giden Türk heyeti tarafından teslim alınarak saat 14.00'de Habur Sınır Kapısı'na getirildi. Kamu görevlileri burada Şırnak Vali Yardımcısı ve Habur Mülki İdare Amiri Turgay İlhan'ın makam odasına alındı.

Kamu görevlilerinin burada, kimlik kontrolleri yapılıp sağlık kontrolünden geçirilecek. İfadelerin alınmasının ardından aileleriyle görüştürülecek.

 -''Yanlarında sağlık raporları vardı''-
    

     Kendilerine lojistik destek sağlandığını ve herhangi bir sıkıntılarının olmadığını dile getiren Bilici, sözlerini şöyle sürdürdü:
      ''Sağlık durumları da iyiydi. Yanlarında sağlık raporları vardı. Hepsi bize teslim edilmeden önce sağlık kontrolünden geçirilmişlerdi. Biz bu raporları inceledik. Sonra kendilerine sorduk. Kötü muamele olmadığını söylediler. Bir sıkıntımız yok dediler. Moral motivasyonları iyiydi. Sadece yorgundular. Aylar sonra özgürlüklerine kavuşmanın sevincini yaşıyorlardı. Ekibin içerisinde tek üzüntülü olan Zihni Koç'tu. Annesini kaybettiğini orada öğrendi ve çok üzüntülüydü.''
      Heyetin içerisinde kaçırılan kamu görevlilerinin ailesinden kimsenin olmadığını kaydeden Raci Bilici, ''Burada sadece bizler ve kaçırılan kamu görevlileri var. Kamu görevlilerinin ailesinden kimse yok. Aileler Şırnak'ta ve Habur Sınır Kapısı'nda bekliyorlar'' diye konuştu. 

Heyet, Habur'dan ayrıldı

Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan kamu görevlilerini Irak'ın kuzeyinde teslim alan 6 kişilik heyet, Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaptı.
      Habur Sınır Kapısı'na getirdikleri kamu görevlilerini yetkililere teslim eden MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Çoban, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ile BDP milletvekilleri Adil Kurt ve Hüsamettin Zenderlioğlu, Habur Sınır Kapısı'ndan ayrıldı.

AİLELERİYLE BULUŞTULAR

Serbest bırakılan kamu görevlileri, sağlık kontrolünün ve giriş işlemlerinin ardından, aileleriyle buluştu.
      Terör örgütü tarafından 2011 ve 2012 yıllarında kaçırılan kamu görevlileri ve askerler, 640 günü bulan ayrılığın ardından ailelerine kavuştu.
      Habur Mülki İdare Amirliği binasında, sağlık kontrolünden geçirilen ve Türkiye'ye giriş işlemleri tamamlanan kaymakam adayı Kenan Erenoğlu, polis memuru Nadir Özgen, astsubay Abdullah Söpçeler, uzman çavuş Zihni Koç, uzman çavuş Kemal Ekinci, erler Reşat Çeçan, Hadi Gizli ve Ramazan Başaran, aileleriyle biraraya geldi.
     
     -640 gün sonra ailesine sarıldı-
    
     9 Temmuz 2011'de Diyarbakır-Lice karayolunda kaçırılan Astsubay Abdullah Söpçeler ve uzman çavuş Zihni Koç, 640 gün sonra aileleriyle buluşurken, erler Reşat Çeçan, Hadi Gizli ve Ramazan Başaran 613 gün sonra ailesine kavuştu. Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu 607 gün, polis memuru Nadir Özgen 579, uzman çavuş Kemal Ekinci 559 gün sonra ailesiyle kucaklaştı.
     
     -Duygulu anlar yaşandı-
    
     Kamu görevlilerinin aileleriyle buluşmasına, sadece AA ekibi tanıklık etti.
      Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu, ablası Hatice Diktaş'la kucaklaşırken, astsubay Abdullah Söpçeler, babasıyla kucaklaştıktan sonra eşini telefonla aradı. Eşine, ''Beni her zamanki gibi evimizde bekle, geleceğim'' diyen Söpçeler, 4 buçuk yaşına gelen kızı Melis, uyuduğu için telefonla görüşemedi. AA muhabirine, kızının 4 buçuk yaşına geldiğini söyleyen Abdullah Söpçeler, babasının yanında getirdiği kızının şimdiki halini gösteren fotoğrafına bakarak, ''Ayrıldığımızda 3 yaşındaydı, şimdi 4,5 yaşına gelmiş. Büyümüş, genç kız olmuş'' dedi.
      Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ''Mutluyuz, huzurluyuz, rahatız. Her şey olması gerektiği gibi bir his var içimizde. İçimde hem doğruları yapmış olmanın memnuniyeti hem de bir eksiklik var. Aileme yaşattıklarımdan dolayı. Huzurluyuz, rahatız, ne yaptığımızı biliyoruz'' diye konuştu.
     
     -''Allah devletimize zeval vermesin''-
    
     Erler, Ramazan Başaran, Reşat Çeçan ve Hadi Gizli, anne ve babalarına sarılarak hasret giderirken, sevinçli aileler, terörün son bulmasına yönelik çözüm sürecinin başarıyla sonuçlanması temennisinde bulundu.
      Polis memuru Nadir Özgen de babasıyla sarılarak hasret giderirken, baba Özgen, ''Allah devletimize zeval vermesin. Dimdik ayaktayız''dedi.
      Uzman çavuş Kadir Ekinci de babası ve ağabeyine sarılarak hasret giderdi.

Askeri helikopterle bölgeden ayrıldılar

Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan ve Irak'a giden heyet tarafından teslim alınarak Türkiye'ye getirilen kamu görevlileri, Habur Sınır Kapısı'ndan askeri helikopterlerle ayrıldı.
      Terör örgütünce değişik tarihlerde kaçırılan ve Irak'a giden heyet tarafından teslim alınan kamu görevlilerinin Habur Sınır Kapısı'ndaki işlemleri tamamlandı.
      Yakınlarıyla görüştürülen kamu görevlileri ve aileleri askeri helikopterlerle gümrük sahasından ayrıldı.

GÜL'DEN AÇIKLAMA

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kaçırılan kamu görevlilerinin Türkiye’den giden heyete teslim edilmesine ilişkin, ”İyi tabii ki muhakkak ki. Uzun süre memleketten uzakta olan ve haber alamadığımız vatandaşlarımızın sağ salim dönmesi sevindirici” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ”Şiddet, silah durursa o zaman güvenlik politikalarından reform politikalarına geçiş kolay olur. Böyle bir süreçteyiz, herkes bunun kıymetini bilsin ve neticeler iyi olsun” dedi.

3 helikopter Diyarbakır'a indi

Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan kamu görevlileri ile ailelerini taşıyan 3 helikopter Diyarbakır'a indi.
      Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, serbest bırakılan kamu görevlileri ile ailelerini taşıyan 3 helikopterin Diyarbakır Havaalanı'na indiğini söyledi.
      Bazı kamu görevlileri ile ailelerinin tarifeli uçaklarla bu gece İstanbul ve Ankara'ya gönderileceğini ifade eden Vali Toprak, Diyarbakır'a yakın illerde yaşayanların ise karayolu ile memleketlerine ulaştırılacaklarını belirtti.
      Öte yandan, basın mensuplarının görüntü almasına izin verilmediği havaalanında, kamu görevlileri ile ailelerinin bekleyişi sürüyor.

AHMET TÜRK'TEN AÇIKLAMA

Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, kaçırılan kamu görevlilerinin serbest bırakılması ile ilgili olarak, ''Ciddi bir yaklaşım olmasaydı, askerlerin bırakılması gündeme gelmezdi'' dedi.
      Milletvekili Türk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, serbest bırakılan kamu görevlilerinin ailelerinin uzun süreden bu yana sıkça kendilerini telefonla arayarak, zaman zaman da ziyaret ederek serbest bırakılmaları konusunda yardım talebinde bulunduğunu söyledi.
      Kendilerinin de kamu görevlilerinin serbest bırakılması için yoğun çaba sarf ettiklerini vurgulayan Türk, şöyle devam etti:
      ''Sayın Öcalan'ın İmralı'dan mesaj vermiş olması askerlerin bırakılması konusundaki gelişmeleri hızlandırdı. Bir heyet orada bu askerleri alıp alilerine teslim edecek. Her şeyden önce Sayın Öcalan'ın, PKK'nın, Kandil'in sürece ne kadar ciddi yaklaştığının ifadesidir. Burada ciddi bir yaklaşım olmasaydı, askerlerin bırakılması gündeme gelmezdi. Kürt tarafı onurlu bir barışın sağlanması konusunda ciddi bir refleksi gösterdiğinin ifadesidir. Hükümetin de ciddiyetle meseleye yaklaşması gerekiyor. Askerlerin ailelerine kavuşmuş olması beni çok mutlu eder, hepimizi çok mutlu eder. Tüm arkadaşlarımız görüşmeler olmadan önce de askerlerin serbest bırakılması konusunda zaman zaman duygu ve düşüncelerini ifade etmişlerdi. Biz, bir insanın ailesine kavuşmasının ne olduğunu, ne anlama geldiğini çok iyi bilen insanlarız. Biz bundan sadece mutluluk duyarız. Konuyu insani yönüyle ele alıyoruz.
      Biz, barışın kalıcı ve gelişmesi için karşılıklı adımların atılması gerektiğini söyledik. Biz, bunu söylediğimiz zaman birilileri hemen pazarlık olarak değerlendiriyor. Oysaki barış olacaksa, yeniden kucaklaşmayı sağlayacaksak, karşılıklı olarak toplumu rahatlatacak adımların atılması gerekir.''
     
     -İmralı'ya gidecek heyet -
    
     Milletvekili Türk, İmralı'ya gidecek üçüncü heyetle ilgili, ''İmralı'ya ne zaman gidileceği, kimin gideceği konusunda net bir bilgiye sahip olmadığımız için bir şey söylemek doğru olmaz'' dedi.

SÜREÇ NORMAL ŞEKİLDE YÜRÜYOR

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kaçırılan kamu görevlilerinin serbest bırakılmasına ilişkin, ''Süreç bizim bildiğimiz, bize verilen bilgiler ışığında normal bir şekilde yürüyor'' dedi.
          Terör örgütünün kaçırdığı kamu görevlilerinin serbest bırakılmasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Arınç, uzun bir süredir örgüt tarafından alıkonulan kamu görevlilerinin Türkiye'ye, ailelerine kavuşacak olmasından sevinç duyduğunu söyledi.
      Bunun insani bir olay olduğunu dile getiren Arınç, şöyle devam etti:
     ''Bildiğiniz gibi Bakanlar Kurulu toplantısından sonra da bu prosedürün ne şekilde gerçekleştirileceğini ifade etmiştim. BDP milletvekillerinden ikisi, bunun dışında da İnsan Hakları Derneği ile MAZLUMDER yöneticilerinin bulunduğu bir heyet, Kuzey Irak'a geçti. Orada alıkonulanlarla görüştü ve Türkiye'ye gönderilmek üzere şu anda arkadaşlarımız birbirleriyle buluştu. Bizim tarafta henüz katılım olmadı bildiğim kadarıyla. Ama süreç bizim bildiğimiz, bize verilen bilgiler ışığında normal bir şekilde yürüyor. Esasen o günkü açıklamamızda ya salı akşamı veya yetişmezse çarşamba günü bunun gerçekleşeceğini söylemiştik. Bir iki küçük arızanın dışında gecikmeye yol açan başka bir sebep olmadı. Biz bir an önce bu kardeşlerimizle, yurttaşlarımızla kucaklaşmak istiyoruz. Ailelerine şimdiden 'Geçmiş olsun, gözleriniz aydın' demek istiyoruz. Gelişmeler beklendiği gibi devam ediyor.''
      Arınç, ''Ne tür arızalar çıkmış olabilir'' sorusunu, ''Bilemem orada olmadığım için ama gecikmeye yol açmışsa belki bir iki iletişimsizlik olmuş olabilir'' şeklinde yanıtladı.
          
     -''Sabırlı olmaya mecburuz''-
    
     Çözüm sürecine ilişkin görüşmelere ait olduğu ifade edilen tutanaklara ilişkin ''sızdırılması beklediğiniz bir şey miydi'' sorusu üzerine Arınç, şunları kaydetti:
      ''Beklediğim bir şey değildi. Yani İmralı'da Abdullah Öcalan BDP'li milletvekilleriyle konuşmuş, biz orada yokuz. Ne konuştuğunu bilmeyiz. Niçin konuştuğunu da bilmeyiz. Bilmemiz de gerekmez. Onu bilmesi gereken yer Milli İstihbarat Teşkilatı'dır. Çünkü bu süreci o yönetiyor. Ama bu tutanak veya konuşma metninin bir şekilde sızdırılmış olması bence sürece yapılacak sabotajlardan birisiydi ve çok şükür ki bunların gerçek amacı BDP tarafından açıklanmış durumda. Yani BDP'nin elinde bulunan bu konuşma metinlerinin Parti Meclisi üyeleriyle basından sorumlu birisi vasıtasıyla bilerek ya da bilmeyerek basına sızdırılmış olduğunu kabul ediyorlar. Bunlar bunu kabul ettiğine göre bizim söyleyecek bir şeyimiz olamaz. Bizim için önemli olan sürecin sonunda amaçladığımız noktaya gelmektir. Bunun için sabırlı olmaya mecburuz. Bunun için çok konuşmamaya, süreci etkileyecek olumsuz bir takım davranışlarda bulunmamaya mecburuz.'' 

İçişleri Bakanı Güler

İçişleri Bakanı Muammer Güler, serbest bırakılan kamu görevlilerine ilişkin, ''Askeri şahıslar, onların tespitleri yapıldıktan sonra tabii ki görevlerine iadeleri sağlanacak. Kaymakam adayı için, polis için de benzer bir şey söz konusu'' dedi.
      Güler, Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi Eşgüdüm Kurulu'nun toplantısının çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
      Terör örgütünce kaçırılan kamu görevlilerinin serbest bırakılmasına ilişkin son durumun sorulması üzerine, Bakan Güler, söz konusu kişilerin Habur Sınır Kapısı karşısında İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Şırnak Vali Vekili ve Silopi Kaymakamı'nın da aralarında bulunduğu askeri ve emniyet yetkililerinden oluşan bir heyet tarafından teslim alındığını söyledi.
      Şu anda Habur tarafındaki mülki idare amirliğinde aileleriyle buluşturulduğunu belirten Güler, şöyle konuştu:
      ''Kimlik ve adres tespitleri yapılacak. Sağlık kontrolü yapılacak. Kendileriyle, bir kısmıyla telefonla görüşme imkanım oldu. Tabii ki teslim edilmiş olmalarını insani buluyoruz, teslim edilmeleri aşamasında katkı veren davranışları olumlu davranışlar olarak değerlendiriyoruz ama kaçırılmaları da, getirilmiş olmaları ne kadar insaniyse kaçırılmış olmaları da bir hak ihlalidir, insani değildir, özgürlüğün kısıtlanmasıdır ve asla tasvip edilecek bir olay değildir. Asla tekerrür etmemelidir. Bu konudaki çabaları gösteren siyasi partiler, vakıflar, sivil toplum örgütleri bundan sonra da bu terör eylemlerinin durması, silahlı eylemlerin durması konusundaki çabalarını da artırmalıdırlar. Bu insani çabayı gösterenler terörün de bitmesi konusunda çabalarını sürdürmelidirler, bunu bekliyoruz. ancak bu şekilde çözüm sürecine gerçek katkıda bulunulur. Tabii ki ailelere geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Kendilerini en kısa yoldan evlerine ulaştırılmak için arkadaşlarımız gayret ediyorlar. İntikalleri sağlanacak.''
     Söz konusu kişilerin görevlerine başlayıp başlamayacaklarına ilişkin soru üzerine Güler, ''Askeri şahıslar, onların tespitleri yapıldıktan sonra tabii ki görevlerine iadeleri sağlanacak. Kaymakam adayı için, polis için de benzer bir şey söz konusu'' dedi. Güler, bu tür olayların tekrar etmemesi temennisinde de bulundu.
      Bir gazetecinin ''Karşı tarafta yapılan açıklamada iyi niyet adımı olarak nitelendirildi, bunun karşılığında yürütülen müzakereler çerçevesinde bir adım atılacak mı'' sorusu üzerine Bakan Güler, ''Ben işin insani boyutuyla ilgileniyorum ve çözüm sürecine katkı verilecekse bu konudaki katkının silahların bırakılması, terör eylemlerinin sona erdirilmesi ve tabii bunların kınanması anlamında bir iyi niyet olarak devam ettirilmesi lazım. Çözüm sürecine ancak bu şekilde katkıda bulunulmuş olunabilir'' dedi.

Serbest bırakılmaları bir pazarlığın sonucu değil

Başbakan Yardımcısı Atalay, kamu görevlilerinin serbest bırakılmasına ilişkin, "Bu karşılıklı bir pazarlığın sonucu falan değil" dedi.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Serbest bırakılan kamu görevlilerine ''geçmiş olsun'' dileğinde bulunan Atalay, ''Onlarla ilgili bizim kaygılarımız vardı. Özellikle kaymakam yardımcısı benim ilimden, Kırıkkale. Annesi ile yakın görüşüyorduk'' dedi.

Kamu görevlilerinin sağlık durumlarıyla ilgili bir sorun olmadığını ifade eden Atalay, zaten orada sağlık personeli ve doktorun bulunduğunu söyledi.
Konuyla ilgili bazı değerlendirmeleri anımsatan Atalay, ''Bu karşılıklı bir pazarlığın sonucu falan değil, kesin olarak onu ifade etmek istiyorum. Ama bunu biz sürecin yürümesi açısından olumlu bir jest, olumlu bir tutum olarak değerlendiriyoruz. O açıdan memnunuz'' dedi.

Kamu görevlilerinin ailelerine teslimlerinin uygun şekilde yapıldığını belirten Atalay, şöyle devam etti:
''Zaten burada pek provoke edilecek fazla bir boyut da yok. İşte aileleri alıp gidecekler. Dolayısıyla biz olumlu karşılıyoruz. Doğrusu ben BDP'nin kendi aralarındaki konuşma notlarının basına sızdırılmasıyla ilgili açıklamasını ve tavrını da olumlu buluyorum. Yine süreç açısından onu da olumlu buluyorum. Çünkü bu tür şeyler daha önce açıklanmıştı, güven sarsıcı şeyler. Burada açıkça, 'bunu biz yaptık, bizim adamlarımız yaptı ve onlara da gerekli müeyyide uygulandı' şeklinde açıklamalarını da olumlu buluyorum. Yani bu ikisi de sürece doğrusu olumlu katkılar verecek. Zannediyorum vatandaşlarımız için de milletimiz için de bunlar sürece desteği artıcı gelişmelerdir.''

Atalay, ''Devlet memuru oldukları için kademe ilerlemeleri devam edecek mi?'' sorusu üzerine, bunların teknik konular olduğunu ifade etti. Atalay, ''Ama görevleriyle ilgili bir sorun yok. Görevlerine başlayacaklar, devam edecekler'' diye konuştu.

Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın yazdığı mektuplar ile İmralı'ya gidecek üçüncü heyete ve sürecin devamına ilişkin soruya da Atalay, ''Her şey iyi yürüyor, bir sorun yok'' karşılığını verdi.

     ''Bu sevincin tarifi yok. Çok mutluyuz''

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 2 yıl önce terör örgütünce kaçırılan Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler'in babası Hüseyin Söpçeler, oğlunun serbest bırakılmasıyla ilişkin, ''Bu sevincin tarifi yok. Çok mutluyuz'' dedi.
AA muhabirinin telefonla ulaştığı baba Hüseyin Söpçeler, Silopi'de oğlu ile görüşmeyi beklediğini söyledi.
Oğlu ile görüşmelerine az kaldığını belirten baba Söpçeler, ''Bu sevincin tarifi yok. Çok mutluyuz. Hayallerimiz gerçekleşecek'' diye konuştu.

Oğlumun kurtulması için hep dua ettim

Van'ın Çatak ilçesinde terör örgütünce 1,5 yıl önce kaçırılan polis memuru Nadir Özgen'in bugün heyete teslim edilmesini gözyaşları içerisinde karşılayan anne Müşerref Özgen, ''Oğlumun kurtulması için hep dua ettim. Bugünü gördüğümüz için çok sevinçliyim, çok mutluyum'' dedi.
Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan kamu görevlilerinin serbest bırakılmasıyla ilgili gelişmeleri Söke'nin Bağarası beldesindeki evinde televizyondan takip eden Müşerref Özgen, gözyaşlarını tutamadı.
Polis memuru Özgen'in evde toplanan akrabaları ve yakınları büyük sevinç yaşarken, ''Nadir'im, güzel, tatlı yavrum benim'' diyen anne Müşerref Özgen, bir süre sonra fenalaştı.
Özgen'e, evin önünde hazır bekletilen sağlık görevlileri müdahale etti.
Müdahale sonrası kendine gelen Müşerref Özgen, gazetecilere, ''Oğlumun kurtulması için hep dua ettim. Bugünü gördüğümüz için çok sevinçliyim, çok mutluyum'' diye konuştu.

-''Bugün Diyarbakır'dan uçakla evimize gideceğimiz söylendi''

Öte yandan Nadir Özgen'in babası Hidayet Özgen, Silopi Polisevi'nden oğullarını karşılamak için Habur Sınır Kapısı'na geçip beklemeye koyulduklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Sınır kapısında bekliyoruz. Burada çok büyük heyecan var. Tüm aileler burada. Helikopterle Diyarbakır'a, oradan da uçakla memleketimize gönderileceğimiz, biletlerimizin alındığı söylendi. Uçakla İzmir'e gidip oradan evimize geçeceğiz. Oğluma kavuşacağım için çok mutlu ve heyecanlıyım. 1,5 yıllık hasretin sonlanacak olması beni çok mutlu ediyor''

''Bugünümüze şükürler olsun"

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yaklaşık 2 yıl önce teröristlerce kaçırılan Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler'in annesi Hazel Söpçeler ''Bugünümüze şükürler olsun. Devletimize teşekkür ediyorum'' dedi.
      Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan kamu görevlilerinin serbest bırakılmasıyla ilgili gelişmeleri Babaeski ilçesine bağlı Büyükmandıra beldesindeki evinde televizyondan izleyen anne Hazel Söpçeler'in gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.
      ''Torunum Melis babasına kavuşacak, şükürler olsun'' diyen Söpçeler, oğluyla henüz telefonla konuşama fırsatı olmadığını, sağ salim oğuluna kavuşacağı için çok mutlu olduğunu söyledi.
      Oğluna kavuşmak için çok dua ettiğini ve duaların kabul olduğunu anlatan anne Hazel Söpçeler, şöyle devam etti:
      ''Oğlumun sesini daha duymadım ama Türkiye'ye geldi çok şükür Allah'a. Allah'ıma binlerce şükürler olsun yarabbim. İnşallah yakın zamanda çok az kaldı kavuşacağım oğluma. Mutluluğumu herkesle paylaşacağım. Bugünümüze şükürler olsun. Devletimize teşekkür ediyorum. Bizlere dua eden herkese teşekkür ederim.''
      Abdullah Söpçeler'in kız kardeşi Ayşegül Söpçeler de söyleyecek bir söz bulamadığını ifade ederek, ''Sabırsızlıkla ağabeyimin gelmesini bekliyoruz. 21 aydır çektiğimiz sıkıntılar sonunda nihayet bitiyor. Heyecanla bekliyoruz'' dedi.

''İnşallah akşam birlikte oturur yemek yeriz''

Terör örgütünce kaçırılan 2 askerin Şanlıurfa'daki aileleri, çocuklarının Türkiye'ye gelişinden duyduğu sevinci dile getirdi.
      Yakınları kaçırılan Gizli ve Çeçan aileleri, yaşanan gelişmeleri televizyon kanallarından takip ediyor. Terör örgütü tarafından değişik tarihlerde kaçırılan kamu görevlilerinin teslim alınması için oluşturulan heyetin Habur Gümrük Sahası'ndan Türkiye'ye girmesini sevinçle karşılayan Çeçan ailesi, Reşat Çeçan'a kavuşmayı bekliyor.
      AA muhabirinin görüştüğü abla Halime Çeçan, bir an önce kardeşine kavuşmak ve onu öpüp koklamak istediğini söyledi.
      Yaklaşık 8 aydır kardeşini beklediklerini anlatan Çeçan, akşam kardeşi için sevdiği yemekleri hazırladığını belirterek, ''En çok kuru fasulye pilav seviyor. İnşallah akşam birlikte oturur yemek yeriz'' dedi.
      Çeçan'ın 50 yaşındaki teyzesi Edibe Demirtaş da bir an önce yeğeninin gelmesini beklediklerini ifade ederek, ''Allah sulhun hayırlısını versin. Gençlerin kanı dökülmesin, anneler ağlamasın barış istiyoruz'' diye konuştu.
     
     -Gizli ailesi-
    
     Terör örgütünce kaçırılan er Hadi Gizli'nin ailesi de çocuklarının Türkiye'ye giriş yapmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.
      Er Gizli'nin annesi Şeha Gizli, oğlu ile telefonda görüştüğünü belirterek, oğlunun ''Ben iyiyim ağlama, geleceğim'' diye kendisini teselli ettiğini aktardı.

"Telefonda sesini duyduğumda çok rahatladım''

Van'ın Çatak ilçesinde terör örgütünce 1,5 yıl önce kaçırılan ve bugün heyete teslim edilen polis memuru Nadir Özgen'le telefonla görüşen anne Müşerref Özgen, ''Oğlum çok iyi olduğunu söylüyor. 18 aydır görüşmüyordum, telefonda sesini duyduğumda çok rahatladım'' dedi.
      Kaçırılan kamu görevlileri arasında yer alan polis memuru Nadir Özgen, heyete teslim edilmelerinin ardından sınırda bekleyen babası Hidayet Özgen'le buluştu.
      Hidayet Özgen, Söke ilçesi Bağarası beldesindeki evlerini telefonla arayarak, anne Müşerref Özgen ile oğlu Nadir'i görüştürdü.
      Telefon görüşmesinde, duygulu anlar yaşayan anne Müşerref Özgen, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, ''Oğlum çok iyi olduğunu söylüyor. 18 aydır görüşmüyordum, telefonda sesini duyduğumda çok rahatladım'' dedi.
      Müşerref Özgen, oğlunun sağlık durumunun iyi olduğunu ve kendisini merak etmemesini söylediğini aktardı.
      Oğlunu sınırda karşılayan baba Hidayet Özgen, AA muhabirine, oğlunu sağlıklı gördüğünü, kavuşmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
      Öte yandan, Bağarası Belediyesi, Özgen ailesinin evini ve evin bulunduğu sokağa Türk bayrakları astı. Özgen ailesi de bayraklarla donatılan sokağı görünce duygulu anlar yaşadı.





 

 

 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 17:15

İLGİLİ HABERLER