POLİSE GÖRE MAFYANIN PROFİLİ...MAFYA BABALARI, DİNİ VE MİLLİ KAVRAMLARI AMAÇLARI İÇİN KULLANIYOR !
BAYAZIT CEBECİ
ANKARA- Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı, organize suç örgütlerinin profilini çıkardı.
Suç şebekeleri başte Çukurova olmak üzere özellikle deniz kıyısı bulunan illerde örgütlenirken, sanılanın aksine 100 bin kişiye düşen organize suç işleme açısından nüfusu en fazla üç il olan İstanbul, Ankara ve İzmir en düşük oranlara sahip. KOM Daire Başkanlığı tarafından organize suç örgütleri ile ilgili yapılan araştırmada, gizlilik, şiddet, yolsuzluk, devamlılık, çeşitlilik, süratle değişime ayak uydurma ve uluslararası bağlantı kurabilme gibi kabiliyetlere sahip olan organize suç örgütlerinin haksız kazanç elde etme amacı doğrultusunda suç şirketi gibi hareket ettiklerine dikkat çekildi. Araştırmada, mafya tipi örgütlerin cebir, şiddet, tehdit, baskı, yıldırma, korkutma veya sindirme gücünü kullanarak suç işledikleri vurgulanıyor. Bu örgütlere, paranın, rantın, kara para aklamanın ve yatırımların olduğu her yerde görüldüğüne dikkat çekilerek maddi değerlere duyulan iştahın orantısız ölçüde arttığı, gayri meşru servet edinmek için fırsatların çoğaldığı ve özellikle siyasi ve idari yozlaşmanın arttığı toplumlarda daha süratli geliştiği belirtiliyor. Rapora göre, siyasi oluşumlara, güvenlik birimlerine, yargıya ve kamunun diğer birimleri ile toplumda önemli konuma sahip kişilere nüfuz ederek onların güç ve prestijinden yaralanan mafya çeteleri böylece etkili bir suç kovuşturmasına karşı önceden tedbir alabiliyorlar. Çetelerin faaliyetleri toplumdaki geleneksel ilişkilerin yok olmasına, bunun akabinde sosyal çözülmelere, merkezi ve kamu yönetiminin zayıflamasına, siyasi otoriteye duyulan güvenin yok olmasına, halkın birbirinden uzaklaşmasına ve demokratik ve parlamenter sisteme inancın yok olmasına neden oluyor. Türkiye'de organize suç örgütleri 'Külhanbeyi-kabadayı-baba' alt kültürüyle beslendikten sonra kendilerine yer buluyor ve liderleri öncülüğünde faaliyetlerini sürdürüyorlar. 4422 sayılı ''Çıkar amaçlı Suç örgütleriyle Mücadele Kanunu'nun yürülüğe girmesi ve 1998 yılında Organize Suçlar Şube müdürlüklerinin kurulmasının ardından bu tür örgütlere yönelik mücade etkili olmaya başladı.
DENİZ KIYISINDA ÇETELEŞİYORLAR
Organize Suçlarla yapılan mücadelede son üç yıldır elde edilen verilere göre, 100 bin kişiye düşen suç işlenme oranı en düşük iller Türkiye'nin en kalabalık üç ili İstanbul, Ankara ve İzmir. Organize suçlar, başta Çukurova olmak üzere özellikle deniz kıyısı bulunan illerde yoğunlaşmış durumda. Bu illerin başında Mersin gelirken, Adana, Antalya, Aydın, Samsun, Kocaeli, Balıkesir, Gaziantep bu ili takip ediyor. Bu suç örgütleri ekonomik alanda özellikle inşaat, toptan gıda, tekstil, giyim, lokanta, atık madde, taşımacılık, turizm, eğlence, otomobil, petrol nakliyatı ve ticareti, emlak, döviz alım satımı, talih oyunları, temizlik ve sosyal güvenlik sektörlerinde, sosyal hayatta ise; vakıf, dernek, spor kulüplerinde faaliyet gösteriyorlar. Bu alanlarda faaliyetlerini sürdürürken öldürme, yaralanma, adam kaçırma, ev ve işyeri kurşunlama, darp, tehdit, çek senet tahsilatı, fidye, haraç alma, zorla senet imzalatma, tefecilik, kamu arazilerinin yağmalanması, silah-mühimmat kaçakçılığı, kadın ticareti, kıymetli evraklarda sahtecilik ve yolsuzluk bu çetelerin suç alanlarını oluşturuyor.
20-40 YAŞ ARASI
Örgüt elemanları genellikle eğitim ve gelir seviyeleri düşük 20-40 yaş arasındaki kişilerden oluşuyor. Ancak yakalananlar arasında 134 yüksekokul mezunun bulunması da dikkat çekiyor. Bu suç örgütleri arasında 'bölgeci yapı' kuvvetli biçimde devam ediyor. Asıl çekirdeği oluşturan yapının bu bağlantıya değer verdiği ve bir örgüt içerisinde yer alan elamanların birçoğunun genelde aynı bölge insanı olduğu görülüyor. Toplum açısından dini ve ahlaki değer olarak kabul edilen birçok kavram, bu suç örgütleri tarafından arzuladıkları hedefe ulaşabilmeleri için vasıta olarak kullanılıyor. Birçok örgüt lideri, işadamı veya benzeri sıfatlarla eğitim, kültür, spor aktiviteleri, ulusal bayramlar, milli günler ve özellikle tabii afet gibi toplumun duyarlı olduğu konuları çok iyi değerlendirip bu günlerde yine usulsüz olarak elde ettikleri kazançlarından bir bölümünü çeşitli yöntemlerle dağıtarak sempatik görünmeya çaba gösteriyorlar.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:19