Gündem
  • 17.8.2004 11:47

POLİSLER TAKİPTEYKEN ÇAKICI NASIL KAÇTI?

Günlerdir yeni bir mafya-devlet kurumu-adalet skandalının peşinde koşuyor Türk basını. Pek çok sayıda değerli ayrıntı ortaya döküldü, ilişkiler sistemi bir anlamda deşifre olmaya başladı. Ancak yine de, Alaattin Çakıcı'nın etrafındaki büyük yap-bozun en önemli ve en büyük parçaları hâlâ kayıp. Bizim bugünlerde uğraştığımız konu, Çakıcı'nın yurtdışına kaçışından aylar önceye ait bir konu. O sıralar Çakıcı, Yargıtay'da halen sürmekte olan davasının ya bozulmasını ya da sürüncemede bırakılarak zamanaşımına girmesini temine çalışıyor. Biliyorsunuz Çakıcı'nın ve onun adına devreye girdiği öne sürülen MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu'nun çabaları boşa çıktı, Yargıtay Çakıcı'nın mahkûmiyetini onayladı. Bu onay sonrası Çakıcı yurtdışına kaçtı. Şimdi burada temel soru şu: Çakıcı nasıl oldu da yurtdışına kaçabildi? Çünkü baksanıza polis, Çakıcı'nın yurtdışına kaçma olasılığına karşı daha aylar önceden alarme olmuş durumda. Sadece Çakıcı'yı değil onunla bağlantısı olduğunu düşündükleri herkesin telefonlarını takip ediyor. Zaten bu takipler sayesinde Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın Bodrum'daki yazlık evini onaran müteahhid de takibe alınıyor. O müteahhidin hem Çakıcı ile hem de MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu ile ilişkisi var. Kaşif Kozinoğlu ise iki ayrı sebeple Çakıcı'yı ve etrafını takip eden polislerin dinlemelerine takılıyor. Birinci sebep, Kozinoğlu'nun Çakıcı'nın yeğeni ile yaptığı telefon konuşması. Burada, söylendiğine göre konu Çakıcı'nın yazdığı bir sahte ihbar mektubu. (Gerçi basına sızanlar doğruysa Kozinoğlu sadece bu konuyu konuşmamış, araya bazı tahsilat meseleleri de girmiş.) Kozinoğlu'nun Çakıcı'yı kaçırmamak için kurulan ağa ikinci yakalanışı ise Yargıtay Başkanı'na Çakıcı'nın davasını uzatması için ricacı olmasıyla olmuş. Görüyorsunuz, polisin ağı hayli geniş ve duruma göre genişlemeye de devam etmiş. Bütün telefon dinlemeleri yasaya uygun yapılmış, yani mahkeme kararları ihmal edilmemiş. Peki sonra ne olmuş? Çakıcı yine de kaçmayı başarmış. Çakıcı'nın kaçtığı günleri hatırlayın. Hemen gerçekte kime ait olan pasaportu kullandığı ortaya çıkarıldı Çakıcı'nın. Onun ardından İtalyan Konsolosluğu'ndan vize alınmasına Beşiktaş Kulübü'nün aracı olmasına kadar pek çok şey bir anda ortaya döküldü. Bütün bunlar polisin iz üzerinde, hatta Çakıcı'nın ensesinde olduğunu gösteriyor. Bir kez daha soruyorum: Madem öyle Çakıcı nasıl oldu da kaçtı? Tamam, Yargıtay kararının İstanbul'da infaz savcılığına tebliğ edilmesi 20 gün sürdü. Bu, tutuklama yapmayı geciktirdi. Bütün bunlar kaçışı kolaylaştırdı. Ama hâlâ daha benim ikna olmakta zorlandığım bir mesele var: Polis nasıl oldu da Çakıcı'yı elinden kaçırdı? Yurtdışına kaçmaya hazırlandığı bu kadar ayan beyan olan bir kişiyi hem bu denli yakından ve özenle izleyeceksiniz hem de onun yurtdışına gitmek üzere bir yata binmesini, sahte pasaportuna yurtdışına çıkış damgası vurdurmasını fark edemeyeceksiniz... Bana hiç de mantıklı gelmiyor. Şimdi MİT'i, Yargıtay'ı vs. tartışıyoruz ama polisi tartışacağımız dönem de yakın gibi geliyor bana. İsmet Berkan Radikal Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:45

İLGİLİ HABERLER