RADİKAL, 19 MAYIS KRİZİNİ MANŞETE TAŞIDI: TV’LER 19 MAYIS’TA GÜN BOYU GERGİNLİK EDEBİYATI YAPTI
İŞTE, RADİKAL'İN HABERİ
KAVGA ÇIKARMAYA BAHANE ARANIYOR
ANKARA - 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, Çankaya Köşkü'nde onay için bekleyen YÖK Yasası'yla ortaya çıkan imam-hatip krizine denk gelince kutlamalara 'imam hatip' gölgesi düştü.
Ankara'daki ilk tören Anıtkabir'de, ikinci tören ise 19 Mayıs Stadı'nda yapıldı. Stattaki törende her yıl olduğu gibi 'Atatürk'ün Gençliğe Hitabı'nın okunmasından sonra Gençliğin Atatürk'e Cevabı' okundu. Bu görev için Ankara Yenimahalle Tevfik İleri Anadolu İmam-Hatip Lisesi 2. sınıf öğrencisi Mustafa Keleş seçildi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in de aralarında bulunduğu üst düzey davetliler Keleş'i alkışlarken, kuvvet komutanlarının alkışa katılmadıkları gözlendi. Bu durum, YÖK Yasası'na bir tepki olarak yorumlandı. Televizyon kanalları gün boyu bültenlerde kutlamalarda kriz olduğu haberlerini verdi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, gazetecilerin, ''Ata'ya yanıtı okuması için bir imam-hatip öğrencisi özel olarak mı seçildi?'' soruları üzerine,
''Ben de burada öğrendim'' dedi. Bu arada 'Gençliğin Atatürk'e Cevabı'nı okuyan Keleş'in, tören tertip komitesi görevlilerince gazetecilerden kaçırılması dikkat çekti. Çok heyecanlandığı gözlenen Keleş, ''Burada bulunmaktan gurur duyuyorum. Hepimiz Atatürk'ün ilkelerine bağlı öğrencileriz. Genel, Anadolu imam-hatip liselerinin hepsi aynı statüde. Hepimiz Atatürkçüyüz. Ben de Atatürkçüyüm. Böyle bir ayrım yapılmamalı'' dedi.
Törenler sürerken protokole ayrılan yere oturan başörtülü iki kadın Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önünde askerler tarafından uyarılarak yerlerinden kaldırıldı ve tribün dışına çıkarıldı. Başörtülü kadınların yanlışlıkla yabancılara ayrılan bölüme oturdukları için çıkarıldıkları belirtildi. Bu olay da gün boyu televizyonlara 'başörtüsü sıkıntısı' olarak yansıdı.
İki de gözaltı var
Bu arada, Anıtkabir'deki devlet töreni öncesinde, Anıtkabir çevresinde dolaşan cüppeli-sarıklı iki kişi şüpheli görülerek gözaltına alındı.
Şüpheliler hakkında, Kılık ve Kıyafet Kanunu'na aykırı davranmak suçundan işlem yapıldı.
Şüphelilerin, seyyar tespih satıcısı Şinasi Nurzad Cengiz ile dekorasyonculuk yapan Cemil Aslan olduğu öğrenildi. Cengiz ve Aslan'ın, Anıtkabir'e Atatürk için dua etmeye geldiklerini, buradan da Hacıbayram Camii'ne gitmeyi planladıklarını söyledikleri belirtildi. Cengiz, Kılık ve Kıyafet Kanunu'na aykırı davrandığı için 15 gün önce de gözaltına alınmış.
Komisyon seçiyor
Törenlerde görevlendirilecek öğrenciler için önce il milli eğitim müdürlüğü okullara ''Güzel şiir okuyan, diksiyonu iyi öğrencileri belirleyin'' yazısı gönderiyor. Okullar törenlerde görevlendirecekleri öğrencileri belirleyerek, ilçe milli eğitim müdürlüklerine bildiriyor. Söz konusu liste ilçe milli eğitim müdürlüklerinden il milli eğitim müdürlüklerine yollanıyor. Bu arada, Milli Eğitim Bakanlığı milli bayramlara ilişkin hazırlıklar için 28 kişilik teknik komite kuruyor. 28 kişilik komite içerisinde yer alan ve Türkçe, Türk dili ve edebiyatı ile tarih öğretmenleri listedeki öğrencileri dinleyerek, puan veriyor. En yüksek puanı alanlar, kendi alanlarına göre (şiir, konuşma vs.) seçiliyor. Törenlerde görevlendirilecek öğrencilerin listesi valiliğin onayından sonra netleşiyor.
İmam-hatipler siyasete alet mi ediliyor?
Murat Yetkin
Kutlamada yaşanan olaylarla ilgili sorulması gereken pek çok soru var
20/05/2004 (897 defa okundu)
Dün Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nda yaşanan tatsızlık, imam-hatip okulları tartışmasının tadının artık iyice kaçtığını bir kere daha gösterdi. Atatürk'ün gençliğe hitabının yanıtını Yenimahalle İmam Hatip Lisesi öğrencisi Mustafa Keleş'in okumasına kuvvet komutanları alkışlamayarak tepki vermişler. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök alkışlamış, ama kuvvet komutanları alkışlamamışlar, bu da tepki olarak algılanmış.
Haber bu.
Komutanların tepkisi her yıl 19 Mayıs bayramlarında okunan ve özü ''Atam izindeyiz'' olan bir metnin, bir imam-hatip öğrencisi tarafından okunmasına mı, yoksa Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu metni özel olarak bir imam-hatip öğrencisine okuttuğu varsayımına mı yönelik olmuş? Bu çok açık değil. Çünkü törenden sonra gazetecilerin bu konudaki sorularını yanıtlayan genç, bu metni okumak için açılan sınavı kazanarak kürsüye çıktığını, Atatürk'e gençliğin yanıtını okumaktan mutluluk duyduğunu söylemiş. Demek ki ortada bir sınav var. Öte yandan İzmir Atatürk Stadyumu'nda yapılan 19 Mayıs törenlerinde yanıtı okuyan öğrenci de bir imam-hatipli. İzmir'deki törende Atatürk'ün gençliğe hitabını okuyan ise bir askeri lise öğrencisi olmuş.
Atatürk'ün sözlerini okuyanın askeri lise öğrencisi, yanıtını verenin de imam-hatipli olması fikrinin, eğer özel olarak planlanmışsa, hangi hastalıklı beyinden çıktığı, neye hizmet etmesinin amaçlandığı ayrı bir tartışma konusu.
Ancak İzmir'deki törenlerde alkışlamama tepkisi verilmemiş. Herkes alkışlamış, böylece gerilim yaşanmamış. Bu da haber.
Bu iki haberin çağrıştırdığı sorulara gelince;
1- Milli Eğitim Bakanlığı gerçekten Atatürk'ün gençliğe hitabına yanıtı imam-hatip öğrencilerinin okuması için özel bir tertip aldı mı?
2- Aldıysa bundan ne amaçlandı? Nasıl bir yarar gözetildi?
3- Bu bir yandan eğitim kurumlarının, diğer yandan inancın siyasete alet edilmesi anlamına gelmiyor mu?
4- Öte yandan Atatürk'e gençliğin yanıtını imam-hatip öğrencisinin okumasında ne zarar var? Bu metnin değeri, onu okuyanın askeri lise öğrencisi, imam-hatip lisesi öğrencisi, motor meslek lisesi ya da artık sessiz çoğunluğu oluşturduğu unutulan düz liselerden olması ile değişiyor mu?
5- İmam-hatip liseleri Cumhuriyet okulları değil mi? Yurdun her köşesinde imam-hatip liseleri açanlar Cumhuriyet hükümetleri değil mi? Orada ders veren öğretmenler yine Cumhuriyet okullarından yetişen Türk çocukları değil mi?
6- İmam hatipler laik ve demokratik Cumhuriyet'e hasım kaleler olarak görülüyorsa, bu liselerin sayısındaki patlamanın 12 Eylül 1980 askeri darbesi ardından, darbe lideri ve Yedinci Cumhurbaşkanımız Kenan Evren'in meydanlarda Kuran'dan ayetler ve Hazreti Muhammed'den hadisler okuyarak siyasi konuşmalar yaptığı dönemde gerçekleştiğini nasıl açıklamalı?
7- Yurdun her tarafında açılan bir imam-hatip lisesine ailesi tarafından gönderilmesi nedeniyle lise çağındaki çocuklarımızı sistemden dışlamak, laik cumhuriyete düşman, ya da hasım olduklarını varsaymak ne kadar doğru? Asıl bu tutumla kendinize hasım yetiştirmiş olmuyor musunuz?
8- İmam-hatip okullarını bir kutuplaşma gerekçesi yapmak kimin işine yarıyor? Bu tartışmayı uzatıp içinden çıkılmaz hale getirmenin Türkiye'nin geleceğine ne yararı var? Bu tartışmanın tadı artık tehlikeli bir şekilde kaçmıyor mu?
İsmet Berkan'ın ortaya attığı radikal çözüm önerisi belki biraz sancılı olsa da ciddiye alınmalı. İmam-hatip okullarının amacı eğer gerçekten imam ve hatip yetiştirmek, ilahiyat konusunda araştırmacıların ortaya çıkmasını sağlamaksa, bu yıl mezun olacaklara, diğer çocuklarımızla eşit haklar tanınıp mağdur olmaları önlenerek imam-hatip sayısı azaltılmalı. Mezun olacaklar dışındaki öğrencilerimize, istedikleri diğer okullara, hiçbir hak kaybı olmadan geçiş imkânı verilmeli. Artık bu konu geride bırakılmalı.
Bu tartışma hem toplumu, hem ülkeyi yıpratmaya başladı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:14