Gündem
  • 21.6.2002 13:46

RAHMİ KOÇ:"TÜRKİYE'NİN KURTULUŞU AB ÜYELİĞİNDEN GEÇİYOR"

KAYNAK : Haber Vitrini Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, ''Türkiye'nin kurtuluşu, Avrupa Birliği'ne üyelikten geçer'' dedi. Rahmi Koç, Türkiye ekonomisi ve AB ile ilişkiler konusunda Koç Topluluğu'nun aylık dergisi Bizden Haberler'e yaptığı açıklamada, sadece malların değil, yatırımlar ve teknolojinin serbestçe dolaşabildiği bir küreselleşmede, Türkiye'nin AB üye adaylığının yabancı sermaye için çok önemli bir güvence kaynağı olacağını vurguladı. Yabancı sermayenin sadece yatırım yapmadığını, yatırımcıya fon da sağladığını belirten Koç, ''Yeni yatırımlara girilmesi, yeni iş sahalarının açılması açısından doğrudan yabancı sermayeye acilen ihtiyacımız vardır. Bu nedenle AB ile bütünleşme şarttır'' dedi. AB ile entegrasyonun aynı zamanda yabancı sermaye ile entegrasyon demek olduğunu vurgulayan Koç, şunları kaydetti: ''1996 yılında Gümrük Birliği'ne girdiğimiz sırada AB'ye gireceğimize inanan birçok yatırımcı Türkiye'ye geldi. Ford, Avrupa'da yeni yatırım üssü ararken kendilerini ikna etmekteki en önemli argümanımız Türkiye'nin AB üyesi olma yolundaki kararlılığı ve attığı adımlardı. Zamanın hükümetinin arsa konusundaki yardımları ile de bu büyük yatırım Türkiye'de gerçekleşti. '' Koç, Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya gibi ülkeler AB üyeliği öncesi fert başına gelir açısından hemen hemen Türkiye kadar iken, 2001 yılında örneğin Yunanistan'da 10.980, Portekiz'de 10.635 dolarlık milli gelire ulaşıldığını, Türkiye'de ise bu miktarın hala 2.000 dolar düzeyinde olduğuna işaret etti. ''MÜZAKERE SÜRECİNE EN KISA SÜREDE BAŞLANMALIDIR'' Rahmi Koç, ''Biz ne yaparsak yapalım, AB bizi almayacak'' görüşünün ülkeyi hedefsiz bıraktığı kanaatini dile getirerek, ''AB bir üst kimliktir ve ulusal kimliğimizden vazgeçmemizi gerektirmez. Neyi gerektirir? Ortak vizyon ve kültürleri paylaşmamızı gerektirir'' dedi. Koç, devamla şu görüşleri dile getirdi: ''Bu çok kültürlülüğü paylaşmamız, birarada yaşamayı zorunlu kılan demokratik yapının gerektirdiği değerleri paylaşmamız demektir. Zaten Kopenhag Kriterleri, Avrupa'nın ortak değerlerine sahip çıkmak kadar milli kimliği ve değerleri de koruyup, garantisi altına almaktadır. Konuya devlet ve özel sektör açısından baktığınızda da sorun yoktur. AB ile entegrasyon kararı yaklaşık 40 yıldır devam eden bir devlet politikasıdır. Devlet bu konuda söz vermiştir. Taahhütlerde bulunmuştur. Sıra artık yapısal reformları kararlılıkla uygulamaya gelmiştir. Bunlar tamamlanarak müzakere sürecine en kısa sürede başlanmalıdır.'' Özel sektörün 1983 yılından bu yana küreselleşmenin içine girdiğini ve AB ile entegrasyona hem fikren, hem de fiilen kendini hazırladığını kaydeden Koç, Gümrük Birliği'nin bunun göstergesi ve özel sektörün doğasında bulunan liberal düşünce yapısının zaten bu hazırlığın temel unsuru olduğunu vurguladı. Koç, Topluluğun kurucusu Vehbi Koç'un 1977 yılında zamanın Başbakanı Bülent Ecevit'e gönderdiği mektubun, hazırlıklarının güzel bir kanıtı olduğunu kaydetti. 1996 yılında Gümrük Birliği anlaşması imzalanırken AB'den gerekli tavizlerin yeterince alınmadığı uyarısını yaptıklarını anımsatan Koç, ''O zamanlar Gümrük Birliği'nden en fazla zarar göreceği varsayılan dayanıklı tüketim ve otomotiv şirketlerimiz bu ciddi rekabetin içinden büyük başarılarla çıktılar, ihracatlarını katladılar ve hatta AB ülkelerinden şirket satın almaya başladılar'' dedi. ''TÜRKİYE, AB DIŞINDA KALAMAZ'' Türkiye'nin AB dışında kalamayacağını vurgulayan Koç, ''Eğer AB'nin dışında kalırsa Türkiye, kendisini krizlere maruz kalan, pazar bulamayan ve eşitsiz gelişen bir dünya içinde bulacaktır'' dedi. Rahmi Koç, Türkiye'nin sıkışan dağıtım kanallarının içinde kendine yer bulabilmek için daha fazla finansman kullanması gerekeceğini belirterek, Türkiye'de yatırım ve istihdam ihtiyaçlarının yüksek, ancak kaynakların yetersiz olduğuna dikkat çekti. Rahmi Koç, açıklamasında şunları kaydetti: ''Bir yıl öncesine kadar istikrarlı olarak devam eden yatırımlarımızı, genel kriz zafiyete uğratmıştır ve sanıyorum tüm özel sektör için aynı şeyi söylemek mümkündür. Son kriz, şirket sermayelerini eritmiştir. Hem de hızlı sanayileşme ihtiyacına ve gerekliliğine rağmen son kriz yatırımları olumsuz etkilemiştir. Ancak son 10-15 yıldır birikerek gelen ekonomik sorunlar neticesinde patlak vermiş olan bu krizden çıkmak üzere olduğumuzun işaretlerini almaya başladığımızı söyleyebiliriz. Hükümetimizin istikrar ve dirayetle aldığı tedbirler sayesinde müzmin hale gelmiş olan enflasyondan kurtulacağımız ve bir büyüme süreci içine gireceğimiz beklentisi içindeyiz. Piyasalardan olumlu işaretler almaktayız. Ancak yeni bir krize daha girmeden, istikrarlı ve hızlı bir büyümeyi yakalayabilmemiz için çok daha önemli bir dönemeç var ki, bu da Türkiye'nin AB üyeliğidir.'' Koç, Türkiye'nin kurtuluşunun AB'ye üyelikten geçtiğini belirterek, ''1999 Helsinki Zirvesi ile önümüzde ikinci defa tarihi bir fırsat açılmıştır. Ülkemizin ve gençlerimizin geleceği açısından bu fırsatı heba etmememiz gerekir. Gençlerimizin, bizden sonra gelecek olan nesillerin menfaatini gözetmemiz lazım'' dedi. AB üyeliğinin hem daha kolay sıcak paraya ulaşma imkanı sağlayacağını, hem de finans desteklerini kolaylaştıracağını vurgulayan Koç, ''AB üye adaylığı, yabancı sermaye için çok önemli bir güvence kaynağıdır'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:15

İLGİLİ HABERLER