ANKARA/RTÜK'te yaşanan skandallar 7 sayfalık bir mektupla Milletvekillerine şikayet edildi. Milletvekillerine gönderilen mektupta Karaca milyonlarca dolarlık yolsuzluk yapmakla suçlandı.TRT Genel Müdürü olmak isteyen Karaca'nın TRT seçimlerini bilerek kitlettiğine dikkat çekilen mektupta, "Fatih Karaca bir yandan hükümeti idare ederken diğer yandan devlete haber gönderip kendi adamı olduğunu söylemektedir" denildi.
Mektubu hazırlayan Avukat Bülent Savaş, mektubunda "Fatih Karaca Ankara bürokrasisinin görebileceği en kıvrak kişidir" dedi.
İşte MedyaFaresi.com'un ele geçirdiği şok mektubun detayları...
Saygıdeğer Milletvekili
T.B.M.M Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi,
Bilgi:
1-Cumhurbaşkanlığı
2-T.B.M.M üyeleri
3-Başbakanlık
4-Medya kuruluşları
Saygıdeğer Milletvekili,
Türkiye’nin 2004 yılı bütçesini yapma çalışmalarını sürdürdüğünüz bugünlerde sırasıyla çeşitli kurumlarla ve yetkilileriyle yaptığınız toplantıları medya aracılığıyla izlemekteyim.
31 Ekim 2003 Cuma günü Başbakanlık ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşmeleri içinde RTÜK Başkanı’nın kamuoyuna ‘frekans ihalelerinin yapılmamış olmasından ızdırap duyuyorum’ şeklinde yansımış bir demecini şaşkınlıkla okudum.
RTÜK Başkanı ‘tescilli geçmişine’ uygun olarak yalan söylemektedir!
Sayın Milletvekili,
Ankara’nın bütün politik merkezlerini,dehliz ve mahfillerini aynı anda ve inanılmaz bir maharetle idare ettiğini zanneden RTÜK Başkanı Sn.Fatih Karaca’nın son bir yıla sığdırdığı
maharetlerinden bazılarını bilgi ve tetkiklerinize arz etmek isterim;
1-RTÜK Başkanı TRT Genel Müdürü seçimini kasıtlı olarak kilitlemiştir!
Bilindiği gibi RTÜK Başkanı Sn:Fatih Karaca’nın esas amacı TRT Genel Müdürü olabilmektir.
Diyeceksiniz ki,RTÜK Başkanlığı TRT Genel Müdürlüğü için ‘gözden çıkartılacak’ bir makam değildir.
Doğru.
Ancak;
a-15.05.2002 tarihinde TBMM tarafından kabul edilerek yürürlüğe giren 4576 sayılı yeni RTÜK Kanunu uyarınca ve hatta mevcut iktidarın yeniden yapacağı kesin olan düzenlemeler sonrasında RTÜK’teki üyelik ve başkanlık konumunu korumak mümkün olamayacağı için Sn.Karaca TRT Genel Müdürü olmak istemektedir.
b-Az sonra ilginiz ve okuma zahmetiniz ölçüsünde detaylarına vakıf olacağınız ‘akçeli’ işleri RTÜK Başkanlığı görevi esnasında sonuçlandırdığı ve ‘ciddi bir servet sahibi’ olduğu bilinmektedir.
RTÜK Başkanlığı konumu ile bugünden itibaren aynı oranda ‘para kazanma’ durumu olmayacaktır.
Kaldı ki iç yapılanmasını da kurum içinde ‘iyice pekiştirmiştir’.
c-4576 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte ‘yetkisiz’ konuma düşmelerine rağmen TRT Genel Müdürü adaylarını seçtirmiş ve bu 3 adayın arasına, veto edilen,siyasi parti üyesi (BBP) olduğu belgelenen adayı Sn.Karaca ‘kulisi’ ile ‘kasıtlı’ olarak yerleştirmiştir.
Bu şekilde hükümete,’sizin adayınız olan Şenol Demiröz’ü seçtim/seçtirdim’ diyebilmiş,öte yandan devletin bazı mekanizmalarına da ‘3. ve tartışmalı’ adayın durumunu bildirerek,seçimi kilitlemek istemiştir.
Bu oyun Kararname’nin RTÜK’ün seçim için yetkisiz olduğuna dair gerekçe ile geri gönderilmesi ile Sn.Karaca’nın ‘planına uygun’ gelişmiştir.
Nitekim ne RTÜK ne de hükümet,RTÜK’ün üyelerinin ‘yetkili’ olduklarını iddia etmemişlerdir.
Bunun üzerine kendilerine ‘yetki’ verildiği varsayılan (ve aslında hukuken sakatlığı gidermeyen) tek maddelik bir yeni Kanun çıkartılmıştır.
Bu yeni düzenlemeye göre yetkilendirildiği varsayılan RTÜK tekrar seçimlerini yapmıştır.
Bu kez de,yine Sn.Fatih Karaca ( ki Kanun ve usulleri çok iyi bilmektedir) ‘kasıtlı’ bir seçim ‘usul’ hatası yapmış,halen TRT Haber Daire Başkanı olan Sn.Aydoğan Kılınç’ı aday göstermesi gerekirken,liste dışı bırakarak bugün Ankara 12.İdare Mahkemesi’nde görülen ‘yürütmeyi durdurma’ davasının muhatabı olmuştur.
TRT Genel Müdürlüğü seçiminde ortaya çıkan bu durum kamuoyunun bir kısmınca RTÜK’ün beceriksizliği olarak algılanmaktadır.Oysa tam tersine kasıtlı bir beceriklilik söz konusudur.
RTÜK Başkanı Sn.Fatih Karaca kasıtlı olarak seçimi tartışılır hale getirmiş ve iki kere kilitlenmesine yol açmıştır.
>Hükümete,Sn.Şenol Demiröz’ü de seçerek ‘mesaj’ vermiş ve sempatik olmaya çalışmıştır.
>Devletin diğer çevrelerine ise ‘kilitlediğini’ anlatmış ve Sn.Demiröz üzerinde oluşan ‘tartışma’ nedeniyle,seçimini zor hale sokarak ‘görev’ ifa ettiğini aktarmıştır.
>Zaman kazanmıştır!Ne için?RTÜK Başkanı sıfatıyla yapacağı birkaç akçeli operasyonu tamamlamak için..
>Olayların sonucunda,hükümetin bunalarak devlet tarafından da ‘itibarlı’ olacağı varsayımıyla ibrenin kendisine dönebilmesini beklemekte ve bu yönde ‘derin’ çalışmalar yürütmektedir.
>Ayrıca,(az sonra detaylanacak) medya gruplarıyla da ‘akçeli’ ve diğer her tür menfaat ilişkilerini genişletmektedir.Böylece,itiraz kabul edilemeyen bir TRT adayı olacaktır.
2-RTÜK Başkanı ve ‘çalışma kümesi’ önemli yolsuzluklara imza atmaktadırlar! Ciddi menfaat organizasyonu kurmuşlardır..
RTÜK Başkanı çeşitli hukuki gerekçe ve ‘kılıflarını’ mahir şekilde hazırlayarak ve ‘oya gibi işleyerek’ Mayıs ayından bugüne bazı yerel /bölgesel televizyonları bir çok hukuksuzlukla birlikte ulusal televizyon statüsüne yükseltmiştir.
Bu yeni ulusal televizyonların hangileri ve sahiplerinin kimler olduğuna bakar isek ortaya ilginç bir görünüm çıkacaktır;
-TV 8 :Sn.Mehmet Nazif Günal’a ait olan televizyon kuruluşunun RTÜK Başkanı ile ‘2 milyon dolarlık’ bir ‘özel’ ilişkisinin olduğu televizyon camiasında ve RTÜK çevrelerinde konuşulmaktadır.Bu konunun çerçevesinde yapılmış usulsüzlükler yargıya dahi intikal etmiş durumdadır.
-CNBC-E:Sn.Ferit Şahenk ve Doğuş Grubu’na ait televizyon kuruluşunun da RTÜK Başkanı ile ‘akçeli’ ilişkide olduğu söylenmektedir.
-Marmara TV:Sn.Turgay Ciner tarafından tam da bu ‘ulusallaştırma’ organizasyonuna başlanıldığında satın alınmıştır.Hatta bununla ilgili basına yansımış haberler mevcuttur.
-Yeni TV:Sn.Dinç Bilgin ve Yeni Asır’a ait bir yerel İzmir televizyonu iken ‘ulusallaştırılarak’ İstanbul’a taşınmıştır.
RTÜK Başkanı ve yakın ‘çalışma kümesi’ yukarıda aktarılan televizyon istasyonları sahipleriyle ‘özel’ ve ‘akçeli’ ilişki içindedirler.Düzenleme bu kuruluşlar için yapılmıştır.
Fakat,Sn.Karaca’nın ‘zekası’ kurduğu bi ‘oyunu’ sadece bu kuruluşlarla sınırlı tutması durumunda ‘açıklama zorluğu’ doğuracağı için başka ‘siyasi’ faktörleri ve ‘masum’ unsurları da işe katttırmıştır.
Bunlar kimlerdir?
-Albayraklar:Sn.Başbakan’a yakınlıkları malum olan bu Gruba,Sinop’taki bir yerel televizyonun satışı bizzat Sn.Fatih Karaca tarafından organize edilmiştir.(Bu alışveriş yine bir TBMM üyesi olan Sn.Nurettin Canikli’nin bilgisi ve gözetimindedir)Bu ‘satış’ esnasında Sn.Karaca adı geçen Gruba,kendilerine yakın bir dönemde İstanbul,Ankara ve İzmir’de de ‘frekans’ ayarlama sözü vermiştir.
Sn.Karaca bu Grup’tan doğal olarak ‘akçeli’ bir ilişkide değildir.Siyasi desteklerini almak amacındadır.Grup açısından da Sn.Karaca’nın mevcut pozisyonunu ve gücünü sürdürmesi gereklidir.Karşılıklı ‘bağımlılık’ doğurulmuştur.Bu ilişkinin ‘menfaat’ boyutu budur.
Bu Gruba satılan televizyon hakkındaki iddialar da Yargıya intikal etmek üzeridir.
Ayrıca Sn.Karaca bu Grubun televizyonuna ‘bedavadan’ frekans yaratmak için mevcut bazı kuruluşların frekanslarını hukuka aykırı şekilde almak için RTÜK’te başka gerekçelerle konuyu karara bağlamıştır.HBB ve BRT kanallarını bu amaçla yok etmektedir. medyafaresi.com
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:58