Medya
  • 23.5.2002 16:54

RTÜK'ÜN VERDİĞİ HER 10 CEZADAN 8'İNİ YARGI ONAYLIYOR

KAYNAK : Haber Vitrini İZMİR- Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nün "Basında Güncel Gelişmeler" dersi kapsamında "Radyo-TV Yasası Uygulamaları ve Medya ile İlişkiler-Gazetecinin Sorumluluğu" konulu bir konferans düzenlendi. Konferanstan önce İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyide Parsa, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Şube Başkanı Hüseyin Aslan'a, medyaya ve eğitime yaptığı katkılardan dolayı plaket verdi. EÜ İletişim Fakültesi'nde düzenlenen ve EÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyide Parsa, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bülent Göksel ve öğrencilerin katıldığı konferansta konuşan RTÜK İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanı Yusuf Turan, televizyon-radyo programı hazırlayan gazetecilerin gözönünde bulundurması gereken 3 temel ilke olduğunu belirtti. Turan, "Bunlar; kamu hizmeti, kamu yararı ve yayıncının sorumluluğu kuralıdır. Kamu yararını daima ön planda tutmak gerekir. Kamu hizmeti anlayışı ve kamu yararı o yayın kuruluşunda çalışan kişilere birtakım sorumluluklar yüklemektedir" dedi. RTÜK KARARLARI İSABETLİ Radyo-TV Üst Kurulu'nun medya kuruluşlarına verdiği ekran karartma cezalarının yüzde 82'sini laik Cumhuriyete ve ülke bütünlüğüne zarar veren yayınların oluşturduğunu açıklayan Turan, "Kurulun verdiği tüm kararlar idari yargı denetimine açık yaptırımlardır. Radyo-TV Üst Kurulu' nun verdiği her 10 cezadan 8'i idari yargı tarafından onaylanmaktadır. Bu da kurulun verdiği kararların ne kadar isabetli olduğunu göstermesi açısından önemlidir" diye konuştu. Kişilik hakları ile temel hak ve özgürlüklerin ihlalinde tolerans gösterilemeyeceğini açıklayan Turan, "Kurulumuz kişilik haklarına yönelik, asılsız, yalan ve yanlış yayınlar konusunda büyük hassasiyet göstermektedir. Radyo-TV Üst Kurulu, çağdaş bir anlayışla toplumsal parametreler, insan ve kişilik haklarına uygun denetimler yapmaktadır" dedi. Yayın organlarında hergün giderek şiddet olgusunun arttığına da dikkat çeken Turan, "Bu yayınlar, bireysel ve toplumsal şiddeti doğurmakta, şiddet yüklü programları izleyerek yetişen gençler ileride karşılaştıkları sorunların çözümünde ortak paydada buluşma yerine güç kullanma yolunu tercih etmektedir" diye konuştu. Yeni Radyo-TV Yasası ile ilgili düzenlemelere değinen Turan, şunları söyledi: "EKRAN KARARTMAK YERİNE PROGRAM YAYINDAN KALKACAK" "Yeni yasal ortam ekran karartmak yerine, o programı yayından kaldırma ya da programcıya belirli bir süre için program yaptırmama yaptırımı getirmektedir. Bunun istinası ülke bütünlüğü ve laik Cumhuriyete yönelik yayınlar için uygulanacaktır. Yine yeni yasa, RTÜK'teki üye yapısını değiştiriyor. 9 üyenin 5'i TBMM, 2'si YÖK, 1'i Gazeteciler Cemiyetleri, 1'i de Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin belirlediği kamu görevlileri arasından seçilecek. Yeni yasaya göre RTÜK'ün denetimi Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından gerçekleştirilecek. Radyo-TV sahipleri kendi adları ile kamu ihalelerine katılabilecek. Yeni yasal düzenlemeyle Radyo-TV bölümleri bulunan İletişim Fakülteleri eğitim amaçlı Radyo-TV istasyonu açabilecek." Turan, yeni düzenlemeyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı'nın Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda televizyon sahiplerinin kamu ihalelerine katılma ve üyelerin seçimi konusunda yürütmeyi durdurma isteminde bulunduğunu açıkladı. GENÇLER YASADAN KAYGILI Konferansa katılan gençler yeni yasasın bazı aksaklıkları da beraberinde getirdiğini belirterek, Yusuf Turan'a, "Yasanın bazı sakıncaları içerdiği kanısındayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın kaygılarına aynen katılıyoruz" dedi. Günümüzde basın kuruluşlarının finansman grupları, bankalar ve çıkar gruplarının aracı haline geldiğini vurgulayan TGS İzmir Şube Başkanı Hüseyin ASLAN, "Basın ticari bir kuruluş değil, kültür aracı olmalıdır. Görevi doğru haber vermek ve insanların ileriye doğru hamle yapmasına yardımcı olmaktır. Basın görevini ancak özgür bir ortamda yapabilir. Basın, iktidarın ve paranın gücüne bağlı olmadığı, okurun vicdanına bağlı olduğu sürece özgürdür" dedi. Türkiye'de gazeteci kimliğinin yozlaşma süreci yaşadığını kaydeden Aslan, "Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından 239 üniversite öğrencisi arasında yapılan bir araştırma ortaya ilginç sonuçlar çıkarmıştır. Çalışmaya göre öğrencilerin yüzde 70'i radyo, yüzde 83'ü televizyon, yüzde 92'si de gazete haberlerine güvenmemektedir. Bu yalnız gençlerin değil, tüm Türkiye'nin görüşüdür" diye konuştu. Bugün medya sektöründe düşük düzeyli magazin ve saldırganlığın ön plana çıktığını kaydeden Aslan, medyadaki ücret dengesizliğinin yetişmiş elemanların başka sektörlere kaçmasına yol açtığını ifade etti. Günümüzde basının onur ve gururunun rafa kaldırıldığına işaret eden Aslan, "Medya etiği, özel amaçlı ve çıkarlara dayalı yayıncılık anlayışı ile bağdaşmaz. Basının bir diğer görevi de siyasiler ile halk arasında güvene dayalı bir köprü oluşturulmasına katkıda bulunmak olmalıdır" dedi. Günümüzde gerçek ve gerçek olmayan gazeteci ayrımının doğru yapılması gerektiğini vurgulayan Aslan gençlere seslenerek, "Bu mesleği yapmak istiyorsanız öncelikle kesin karar verin ve kendinizi her yönden mutlaka geliştirin" çağrısında bulundu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:57

İLGİLİ HABERLER