RÜŞTÜ'DEN OLAY SÖZLER : F.BAHÇE YÖNETİMİNİ UYARIP " SAKIN ENKE'Yİ ALMAYIN " DEDİM
Bu sözler, sarı lacivertli takımdan Barcelona'ya transfer olan Rüştü'ye ait. Rüştü, ‘‘Murat Özaydınlı ile görüştüm. Alacaksanız Bonano'yu alın dedim ama beni dinlemediler’’ dedi.
AZİZ Yıldırım başkanlığındaki F.Bahçe, -Mustafa Denizli hariç- diğer teknik adamlarla yaptıkları çalışmalarda, takımın oluşturulması ile ilgili kararları teknik direktöre bırakmamakla eleştiriliyorlardı. Yapılan transferlerden sonra, hoca değişikliği oluyor ve yeni teknik direktör de istediği adamların alınmadığını basına sızdırıyordu (bu da ayrı bir mesele)...
Fakat, Daum konusunda böyle olmadı. Sportif başarısızlıkların camiayı çok yıprattığından mı olsa gerek, muhalefetin bu konuyu bir enstruman olarak kullanma korkusundan mı olsa gerek, yönetim bu kez ipleri Daum'un eline verdiğini söylüyor. Bu konuda ‘‘doğru mu, yanlış mı’’ yorumunu yapmadan önce, işin psikolojik tarafına dikkat çekmek istiyorum. Üst üste başarısız olan, kendi içinde gedikler veren, her giden yöneticiyle karşı karşıya gelen bir yönetim, çareyi bir zamanlar sıkça eleştirdikleri Daum'da bulmuştu.
‘‘Bu sefer de şampiyon olamazsak’’ korkusu bir bakıma ‘‘Daum'a güvenmekten başka çaremiz yok’’ anlamına geliyordu.
Öyle ki, F.Bahçe'ye rest çektiği için kadro dışı bırakılan, Aziz Yıldırım'ın ‘‘O'nu affetmeyeceğim’’ dediği Serhat bile, Daum'un isteğiyle affediliyordu. Bu teslimiyetçilik mi, acizlik mi?
Daum'a güvenelim ama...
Yoksa 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in ünlü sözündeki gibi ‘‘dün dündür bugün bugündür’’ mantığı mıdır, buna siz karar verin. Ancak, bugün de dün yapılan hatalar hala yapılıyorsa -ki bana göre yapılıyor- bugün maalesef bugün olamıyor.
‘‘Şampiyon olalım da ne olursa olsun’’ mantalitesinin, ‘‘Aziz Yıldırım gitsin de kim gelirse gelsin’’ mantığından hiç farkı yoktur. Bu nedenle ucunda bir adet şampiyonluk olan bir ligin başarıyla tamamlanabilmesi için yönetici marifetine de ihtiyaç vardır. Daum'a güvenmek doğrudur ama ipleri tamamen O'nun eline bırakmak hiç bir zaman için doğru değildir. Bunun en büyük örneğini Enke'nin transferinde hep birlikte yaşadık. Gerçi konu örtbas edildi ama, geriye 3 gol yediğimiz bir İstanbulspor maçı ve hiç de F.Bahçe geleneğine yakışmayacak şekilde takımla ilişiği kesilen bir Enke vakası kaldı.
Bu konuyu geçenlerde Rüştü ile de konuştum ve bana söyledikleri karşısında hayrete düştüm. Rüştü, arkadaşım olduğu için bu samimi konuşmayı O'nun affına sığınarak aktarmak istiyorum.
Başka bir konuyla ilgili yaptığımız bir telefon görüşmesinde, Rüştü'ye Enke'yi sorduğumda bana şunları anlattı; ‘‘Enke ile bir hafta idmana çıktım. Nasıl bir kaleci olduğunu gördüm. Oynamadığı için kendisine güveni kalmamış formsuzlukta ve motivasyonsuzlukta idi. F.Bahçe, Enke'yi transfer etmeden üç gün önce Murat ağabeyle (Murat Özaydınlı) telefonda bir konuyu görüşüyordum, O'na kaleci alıp almayacaklarını sordum. Almayacaklarını söyledi. Ben de bir F.Bahçeli olarak alınacaksa, Bonano alınabilinir. Gayet iyi kaleci dedim. Kaleci transferi yapmayacaklarını yineledi. Ancak, üç gün sonra Enke'nin transferini gazetelerden öğrenince çok şaşırdım. Ben, F.Bahçeliyim ve Barcelona'da oynasam da F.Bahçe'nin elçisiyim. Keşke benim de fikrimi alsalardı.’
Rüştü gibi bir kalecinin, üstelik Barcelona'da olsa bile her fırsatta F.Bahçeliliğini dile getiren iyi bir kalecinin, F.Bahçelilik ruhuyla anlattığı bu transferin yanlışlığı ortada. Bu nedenle transferlerde yaşanan bu olayların yaşanmaması için yönetimin daha basiretli ve daha az teslimiyetçi olması gerekmez mi? Sonuçta Daum'un elinde sihirli bir değnek olmadığı malum. Bu nedenle Daum, ısrarlı bir şekilde burnunun dikine gidiyorsa, O'na ‘‘dur’’ diyebilecek ya da alternatif gösterebilecek bir sistem olmalı. Sonunda kazanan da kaybeden de F.Bahçe olacak nasıl olsa...
Ve Tuncay örneği
Tuncay konusunda da yeniden keşfe çıkmanın hiçbir anlamı yok. Tuncay, verilen görevi iyi niyetiyle yerine getirmeye çalışsa da, mutsuzluğu gözlerden kaçmıyor. Bu da Daum'un başka bir ısrarı... Bu konuda en başarılı kişi Milli Takımlar Teknik Direktörü Şenol Güneş. Tuncay'ın yıldızlaşmasında, O'nun da, Raşit Çetiner'in de çok payı var. Daum, en azından Şenol Hoca'nın yaptığını yapsa ya da görüş alışverişinde bulunsa, Tuncay, yıldızlığının hakkını verecek. Hatırlarsanız Daum, Beşiktaşta iken de ısrarla Nihat'ı orta beşlinin sağında oynatıyordu. Ancak Nihat, Sociedad'da asıl yerini bulabildi. Benden söylemesi...
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:32