Medya
  • 28.12.2002 13:21

SABAH'IN YAYIN YÖNETMENİNDEN MEDYA ELEŞTİRİSİ...

Aslolan üründür Gazetecilik bir sınavdır. Hem de her gün tekrarlanan bir sınav. Burada sadece ürününüz, haberleriniz sınanmaz. Siz de, yaşama bakışınız da, temel ahlak anlayışınız da sınanır. Gazeteniz bu sınavda en önemli mihenk taşıdır. İnsanları o ürünle bir dönem kandırabilirsiniz ama sürekli kandıramazsınız. Yani, bir süre kendinizi bir misyon ve ahlak sahibi gösterip sonra sevmediklerinize, rakiplerinize, patronunuzun düşmanlarına bel altından vurursanız gerçek yüzünüz bir anda ortaya çıkar. O nedenle, bizi değerlendirirken en önemli nokta, aslında her gün ortaya koyduğumuz ürünümüzdür, gazetemizdir. Elbette, gazetemizde çıkan yazılar, yorumlar da önemlidir. Ancak, ben yazılarımda belli değerlere bağlılıktan söz edip, sonra arkadaşlarımla birlikte ortaya bununla tamamen çatışan bir gazete koyarsam, o yazıların beş kuruşluk değeri kalmaz. Ürünlerle örtüşmeyen yazı sahtedir. Çünkü, yaşamla örtüşmeyen yazı sahtedir. İnsan, inandığı şeyleri yazmaz, yazdığı değerlere uygun yaşamazsa, bu gerçek üründe kendini gösterir. Siz ne kadar bastırırsanız bastırın, gerçek hep su yüzüne çıkar. Tıpkı önce ilkeler ilan edip, ardından bunları birer birer çiğnemek gibi. O nedenle, aslolan yaşamın ilkeleridir. Eğer dostlarınıza kazık atmamışsanız, insan içine yüzünüz kızarmadan çıkabiliyorsanız, vefalıysanız, gazeteniz de öyle olur. Burada sizin gazeteye koyduğunuz ilkelerin hiçbir anlamı yoktur. Çünkü sizi belirleyen günlük yaşamın ilkeleridir. Türkiye'yi yönetmek iddianız yoksa, bu gazeteye yansır. Ticari rakiplerinizi sindirmek gibi bir iddianız yoksa da yansır. Rakiplerinizin reklam gelirini baltalamak için sahte tiraj raporları yayınlamıyorsanız, bu da yansır. Açıkçası bunun tersi de yansır. Bu yansıdığı içindir ki, bugün Türkiye'de basının itibarı yoktur. Bu yansıdığı içindir ki, insanlar gazete haberlerinin arkasında alt anlamlar aramaktadır. Bu yansıdığı için, gazetecilik mesleğinde bir aristokrasi sınıfı doğmuştur. Yine bu yansıdığı için, gerçek Türkiye, haber sayfalarından kovulmuştur. Biz basına farklı bir anlayışı getirmek iddiasıyla yola çıktık. İşadamlığıyla-gazeteciliği birbirinden kesin çizgilerle ayırmak gerektiği gerçeğinin altını ilk günden çizdik. Bu anlayışın, SABAH'ı patronajın çıkarlarının platformu değil, Türkiye'nin tüm namuslu girişimcilerinin platformu yapacağını ısrarla söyledik. Bu aslında olması gereken durumdu. Ancak Türkiye'nin son 20 yılda yaşadığı süreç, ne yazık ki, normali anormal hale getirirken, anormalliği normalleştirdi. Yani iş kovalayan gazeteciler, patronunun tetikçiliğini yapan kalemler gündeme geldi, meşhur oldu. Şimdi Türkiye'de yeni bir dönem açılıyor. En azından biz bunun öyle olduğunu umut etmek istiyoruz. Kendimize çizdiğimiz yolda kararlılıkla ilerliyoruz. Sizden aldığımız destek, doğru yolda olduğumuz inancını kat ve kat artırıyor. Tek derdimiz size her sabah, daha doyurucu, daha yansız, daha zengin bir SABAH sunabilmek. Bunun ödülünü her gün artan, bizi hızla "En çok satan gazete" seviyesine getiren tirajımızla alıyoruz. Bunun için de size teşekkür ediyoruz. Bunu şunun için yazıyorum. Biz başardıkça "Yalancı çobanlar" çıkıyor. "Kurt geldi" diye bağırıp duruyorlar. Ama merak etmeyin, çünkü yalancı çobanın sonunu hepimiz biliyoruz. Sağlıcakla kalın... (ERGUN BABAHAN/SABAH) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:01

İLGİLİ HABERLER