
SADDAM, DONLU FOTOĞRAFLARI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYOR?
Defne Barak, Hürriyet - 2003’ün sonunda yakalanan Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin o tarihten itibaren neredeyse hiç kimseyle görüştürülmüyordu. Uzun mücadelelerden sonra, uluslararası isimlerden oluşan dört kişilik bir avukatlar heyeti, iki yılın sonunda müvekkilleriyle görüşmeyi başardılar. Bu dört kişiden biri olan ABD’nin eski Adalet Bakanı Ramsey Clark’la DEFNE BARAK görüştü ve Saddam’ın sözlerini aktardı.
Saddam, yakalandıktan sonra gizlice çekilen donlu fotoğraflarından kızlarına kadar hemen her konuda neler düşünüyordu.
İşte avukatının ağzından Saddam:
BARAK: Saddam 15 Aralık 2003 tarihinden bu yana dünyadan kopuk yaşıyor. Yakalandıktan sonra hatırladığı ilk şey ne?
CLARK: Bir adam ve bir doktordan söz ediyor. Elleriyle ağzını kapattıklarını hatırlıyor. O sırada Kızılderililere yapılan aşağılayıcı muameleleri düşündüğünü söylüyor.
O TÜNEL OLAYI BİLİNDİĞİ GİBİ DEĞİL
Günlerini geçirdiği söylenen o berbat delik ve orada yakalanışı tuhaftı.
Gerçekler öyle değil. Bu konuda söylenenlerin sadece bir kısmı doğru. O sırada birinin evinde kalıyor ve acil bir durumda buradan kaçmak için de tünel kazdırıyor. Tünel çok uzun değil ama ucunda çalılıklar falan olduğu için çıktıktan sonra gizlenerek kaçması daha kolay olacak bir yer. O gün askerlerin geldiğini görünce oraya giriyor ve sonrası bildiğiniz hikaye.
Bu konuda kendisi ne diyor? Tünelden kaçmayı neden başaramamış?
Kendisi tünelin içindeyken bir ara bilincini yitirdiğini söylüyor. Tünelden çıkmayı denemiş ama geç kalmış. O sırada askerler tünelin çıkışını sarmışlar. Belki de ihbar edildi. Kendisi buna inanıyor. O sıralar ayaklanmaları örgütlemek için çeşitli yerlere gidiyor. Fakat birkaç günde bir o eve dönüyor. Bugün, o zaman yaptığının hata olduğunu kabul ediyor. Fakat o deliği Amerikalı askerlerin kendileri bulmadı. Birileri ihbar etti.
KALDIĞIM EVİN SAHİBİ İHANET ETTİ
Bütün dünyaya pis bir delikte yakalanmayı bekleyen korkak biri olarak yansıtıldı. Kendisi buna ne diyor?
Bu konuda en ufak bir şey görmüş ya da duymuş değil. Fakat kaldığı evin sahibinin, yakalandığı sırada orada olmadığını biliyor ve onun kendisine ihanet ettiğine inanıyor. Bir de orada motosiklet olması gerekiyormuş ama yokmuş. Kendisi bize ‘İhanete uğradım’ dedi.
Anladığım kadarıyla Saddam’la ilk buluşmanız bir müvekkil-avukat görüşmesinden ziyade genel bir sohbet havasında geçti.
Bize pek çok soru sordu. İlk görüşmemiz kısa olmuştu. Dört beş kişiydik. Evet sohbet gibiydi.
20 DAKİKA KADAR PEARL HARBOR BASKININI KONUŞTU
Hala Chirac’ın ABD’yi desteklediğini sanıyordu. Peki Saddam, ailesi, dünyadaki genel ve siyasal değişimler hakkında ne kadar bilgi sahibi?
Amman’daki kızları ve ailesinin durumunu biliyor. Ailesi konusunda her şeyi biliyor ama diğer konulardaki gelişmelerden epey uzak kalmış. Örneğin birara Fransa Cumhurbaşkanı’nın yanlış yaptığını anlatmaya başladı. Anladık ki birkaç yıl öncesinden söz ediyor. Biz de kendisine ‘Sayın Başkan, son dönemde sizin bilgi sahibi olamadığınız birçok gelişme yaşandı. Fransa Cumhurbaşkanı ABD’nin saldırılarına ve Irak’ı işgaline karşı çıktı, asker göndermeyi reddetti, Almanya ve bazı başka devletlerle birlikte uluslararası kamuoyuyla aynı safta yer aldı’ dedik ve durumu yeniden değerlendirmesi gerektiğini söyledik. Bu konu üzerinde çok durdu. Bize ‘[Chirac] benim çok eski dostumdur’ dedi. Hala dünyada olup bitenleri takip etmeye çalışıyor. 20 dakika kadar Pearl Harbor’dan söz etti.
Kendisine nasıl hitap ediyorsunuz? ‘Sayın Başkan’ diye mi?
Ona saygı çerçevesinde hitap etmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. O bir insan. Bill Clinton’a da eski başkan Clinton şeklinde hitap etmezsiniz.
KIZILDERİLİ ŞEFLERİNE YAPILAN SAYGISIZLIK GİBİ
Bu onun için önemli mi? Yakalandığı delikten çıkarılırken de ‘Ben Başkan Saddam Hüseyin’ dediği söyleniyor.
O bunun başkanlık makamına ve dolayısıyla da Irak halkına ve tarihine saygı olduğunu düşünüyor. Kızılderililerde de böyleydi. Kızılderililerin şeflerine yapılan saygısızlık kabilesine yapılmış demekti. Son duruşmada mahkemeyi protesto etmesinin sebebi de buydu. Daha önceleri saçı başı dağınık haldeyken ya da iç çamaşırlı haliyle resimlerinin yayınlanmasında olduğu gibi mahkemede de aşağılandığını düşündü.
Donla çekilen fotoğrafı! Bundan haberi var mı? Fotoğrafların nerede, ne zaman çekildiğini biliyor mu?
Geçen ay biz kendisine bahsetmeden önce bu konuda bilgi sahibi değildi.
Ne yaptı? Ona ne dediniz?
Ben kendisini nazikçe uyardım. ‘Banyoya falan giderken dikkat edin. Her tarafta kamera var’ dedim. O zaman bu fotoğrafları öğrendi.
BANA DEĞİL, IRAK HALKINA HAKARETTİR
Tepkisi tam olarak neydi?
Bu bana değil, Irak halkına hakarettir. Ayrıca böyle ucuz taktikler ABD’nin kendi seviyesini gösterir.
Şok benzeri bir tepki verdi mi?
Hayır, fotoğrafları da görmedi zaten. Sadece filozof gibi karşıladı.
Yani fotoğraflarının çekilmesinden kuşkulanmamış bile?
Evet, farkında değil ve zaten resimleri hiç görmedi. Biz söyledikten sonra donlu fotoğraflarının yayınlandığını öğrendi ve ona, ‘fotoğraflarının çekilebileceğini bilerek hareket et’ dedik.
Halkım beni daha önce böyle görmüştü
Saddam Hüseyin, donlu fotoğraflarının dünya gazetelerinde yayınlandığını öğrenince şu tepkiyi de vermiş: ‘Umurumda değil. Tamam, Irak halkı beni daha önce mayoyla defalarca gördü. Bu onunla aynı değil mi?’
Onlarla gururluyum ama asıl derdim halkım
Kızı Ragdad ve torunu Saddam bana kendisini görmek istediklerini söylediler. O da onları özlüyor mu?
Tabii ki onları görmeyi çok istiyor. Fakat ‘Onlar Irak halkından çok daha iyi durumdalar. Benim asıl derdim ailem değil ülkem ve halkım’ diyor.
Kızlarını soruyor mu?
Evet. Onlarla gurur duyuyor. Kızlarından birinin, davasıyla yakından ilgilendiğini ve bütün kızlarının kendisini desteklediğini biliyor.
İdam umurumda değil, yerime başka bir Saddam çıkar
Mahkemede yargıçlarla tartışıyor, şaka yapıyor... İdam edilebileceğinin farkında mı?
Tabii ki farkında. Bir duruşmada ölümden korkmadığını açıkça söyledi. Bizim gördüğümüz kadarıyla kendisinde bir telaş ya da endişe hali yok. Irak’ın durumuyla ilgileniyor. Arap dünyasıyla, daha genelde İslam dünyasıyla ilgileniyor. Kendisi de bunu ifade ediyor. Bize ‘İdam umurumda değil. Yerime başka bir Saddam çıkar’ dedi.
Çelebi’nin benimle resim çektirmesi propagandaydı
Yaşadığı en aşağılayıcı olay neydi?
Yakalandıktan kısa bir süre sonra yanına [Ahmed] Çelebi ile bir CIA ajanı ‘Sonunda enselendin’ demeye geliyorlar. Çelebi içeri giriyor, oturuyor, bir resim çektiriyor ve bir kelime bile etmeden çıkıp gidiyor. İnanılmaz değil mi? Kendisi bize ‘Bunun propaganda için olduğunu biliyordum. Bu aşikardı. Fakat çok tuhaftı’ dedi.
Blair:O ABD kuyruğu - Bush:Bu tavrı bıraksın
İngiltere Başbakanı Tony Blair için ne düşünüyor?
Onun için ‘O Amerika’nın kuyruğudur’ diyor.
Bush’u nasıl görüyor?
Bir keresinde ‘Başkan Bush bu tavrını bırakmalı. Amerikalılarla Iraklılar arasında bir sorun yok. Hem Iraklıları hem de Amerikalıları katlediyor’ dedi. Evet, kendisi ülkesine saygısından ötürü onu ‘Başkan Bush’ olarak anıyor.