AKP hükümeti, Anayasa’nın 43. maddesi ve Kıyı Kanunu’nda yapılması planlanan değişiklikle, ''kıyılarda özel mülkiyete'' zemin hazırlayacak. TMMOB (Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ethem Torunoğlu’nun verdiği bilgiye göre, ''Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanış amaçlarına göre derinliği, kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir'' hükmünü taşıyan 43. maddenin son fıkrası şöyle değiştirilecek: ''Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanış amaçlarına göre derinliği, kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları ile yukarıdaki ilkelere aykırı olmamak kaydı ile belli araziler üzerinde kişiler lehine mülkiyet hakkı tesisinin esas ve şartları kanunla düzenlenir.''
İSTİSNA BAHANESİYLE...
Taslakta değişiklik gerekçesi ''maddenin bugünkü halinde, kıyılarda özel mülkiyetin tesis edilip edilemeyeceği, edilirse bunun hangi koşullarda olacağının açık olmaması'' ve ''gemi inşa sanayiine yatırım alanı yaratmak'' olarak gösterildi. Torunoğlu, ''Taslakta, 43. madde ve Kıyı Kanunu’nun kısıtlamalar içerdiği itinayla vurgulanırken, Anayasa güvencesi altındaki kıyılardaki özel mülkiyet yasağına son verilmek için ilk adım atılıyor. Bu yasak, ‘istisna’ bahanesiyle delinecek'' dedi. Anayasa Mahkemesi’nin 43. maddeyi gerekçe gösterip daha önceki davalarda ''özel mülkiyet aleyhine'' karar aldığını vurgulayan taslakta, madde değiştirildikten sonra Anayasa’ya aykırılık kalmayacağı için 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 6. ve 7. maddelerinde de özel mülkiyet tesisine ilişkin değişilik yapılması öngörüldü. Kıyı Kanunu’nun 6. maddesinin sonuna şu fıkralar ekleniyor:
''Bu tesislerin inşa edildiği araziler üzerinde; tesisin özellikleri gereği sahil şeridi ile kıyıyı birleştiren alanda kurulmuş olması, arazinin üzerindeki tesisin masrafının, arazi bedelinden fazla olması ve ayrılması halinde değerini kaybetmesi durumunda, kamu yararı gözetilerek mülkiyet hakkı dahil, ayni haklar kurulabilir. Bu tesislerin yapım masraflarının tespiti, inşa edildikleri arazi bedelinin tespiti ve bu işlemlerde görevli ve yetkili kurulların oluşturulmasına ilişkin hususlar, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca hazırlanan bir yönetmelik ile belirlenir.''
Tasarruf yetkisi Bayındırlık Bakanı’nda
Kıyı Kanunu’nun 7. maddesindeki ''Bu araziler devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, özel mülkiyet konusu olamaz'' ifadesi yerine taslakta, ''Bu araziler üzerinde mülkiyet hakkı tesisi de yukarıdaki maddede yer alan koşullara tabidir'' ifadesi önerildi. Taslakta kıyı arazileri üzerindeki tasarruf yetkisinin, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’na bırakılması öngörüldü.
Kıyılara yaklaşma sınırı 50 metre...
Kıyı Kanunu’na göre; ''askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgelerinde veya TSK’ya ait harekât ve savunma amaçlı yerler'' haricindeki kıyılarda inşa edilecek yapılar için ''en fazla 50 metre yaklaşabilme'' koşulu var. Kıyılarda sadece ''iskele, liman, yanaşma yeri, rıhtım, dalgakıran, fener, kayıkhane'' gibi tesisler ile ''kıyıdan başka yerde yapılmaları mümkün olmayan tersane, gemi söküm yeri ve su ürünleri tesisleri''ne yapılaşma hakkı tanınıyor.
DEĞERİNİ KAYBEDERSE
Taslakta ise, gemi inşa sanayisi gerekçe gösterilerek özel mülkiyet lehine denizin bittiği noktada yapılaşmanın önü açılıyor. 6. maddeye yapılan ekteki, ''Mülkiyet hakkı dahil, ayni haklar kurulabilir'' ifadesiyle, örneğin gemi inşa tesisi ekonomik değerini kaybettiğinde tesis sahibine kıyı arazisinin mülkiyetini kullanma olanağı sağlanıyor.
(Milliyet)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:06