Pişmanlık Yasası''ndan yararlanmak amacıyla yaptığı başvurunun değerlendirilmesi amacıyla Diyarbakır 4 No''lu Ağır Ceza Mahkemesi''nde yapılan duruşmada Sakık, 10 sayfalık savunmasını okudu.
Sakık savunmasında ''''şefimizin ikinci, üçüncü adamları yoktu. Hatta adamları bile yoktu. İkinci adamları yerine soytarıları, hizmetçileri ve dalkavukları vardı. Soytarı ve hizmetçilik görevi kadınlara, dalkavukluk ise erkeklere verilmişti. Örgüt içinde ikinci adam yoktu'''' ifadelerini kullandı.
Üyesi olduğu örgütün ''Apocular'' ismiyle ortaya çıktığı ve son ana kadar ''tek kişinin örgütü'' olarak kaldığını belirten Sakık, ''''bu oluşumda ikinci adam kurumu olmadığı gibi böyle bir söylemde bulunmak bile kendi başına bir suçtu. Hatta lider dediğimiz şefe benzer hareketlerde bulunmak, o kişinin sert biçimde cezalandırılmasına neden olunuyordu'''' dedi.
''''Öcalan gibi konuşmak suçtu''''
Öcalan gibi konuşmanın, yaşamanın suç olduğunun altını çizen Sakık, ''''bu zat hep ''ben'' kelimesini kullandığı için bu hitap tarzı militanlara yasaklanmış ve ''ben'' yerine ''biz'' demek zorunda bırakılmışlardı. PKK Abdullah Öcalan''ın ailesi, çiftliği, aşireti, çetesi, tarikatı ve mafya şebekesiydi. Kendisini tek adam sanan birisi vardı ama kesinlikle ikinci adam yoktu'''' diye konuştu.
Sakık, 1978 - 1990 yıllarında PKK''nın en üst yönetim organının politbüro olduğunu ve sosyalist ideolojiyi özümsediğini de söyledi. Sakık, yedi ya da dokuz kişiden oluşan politbüronun görevinin Abdullah Öcalan''ın talimatlarını örgüt kararına dönüştürme ve örgütü bu talimatlar doğrultusunda sevk ve idare etme olduğunu kaydetti.
''''Teşkilat modelleri kağıt üzerinde kalırdı''''
PKK''nın oluşum ve işleyiş tarzından haberdar olanların, tümüyle Abdullah Öcalan''ın dudaklarından dökülen çelişkili cümlelerle yönetildiğini, teşkilat modellerinin kağıt üzerinde kaldığını bildiklerini belirten Sakık, ''''yine bilinir ki gelmiş geçmiş örgüt başları arasında en çok arkadaşını öldürten adam unvanı Öcalan''a aittir. Ve şimdi size soruyorum böyle bir psikopatın oluşturduğu yönetimleri ciddiye almak ne kadar doğru olabilir'''' dedi.
Sakık savunmasında örgütün merkez komitesinin 30 - 35 kişiden oluştuğunu ve kimlerin komitede yer alacağını Öcalan''ın belirlediğini kaydetti.
Öcalan''ın istediği zaman istediği kişinin görevine son verdiğini kaydeden Sakık, ''''bu komite kağıt üzerinde etkili, yetkili, ama pratik olarak Saddam Hüseyin''in meclisinden pek farklı değildi. Örgütün bütün önemli kararlarını Öcalan ya da örgüt kongreleri verir'''' dedi.
''''Örgüt üyesinin ölmesi gerekiyorsa riskli görevler verilir''''
Örgütün üst düzey sorumlularının kimler olduğunu tespit etmenin ise çok kolay olduğunu ifade eden Şemdin Sakık, ''''Suriye, Irak ve İran kamplarından çıkmayan Türkiye sınırlarını geçmeyen ya da sınıra yakın alanlarda görevlendirilen kadrolar üst düzey ve dolayısıyla yaşatılması gereken militanlardır. Türkiye''nin içlerine doğru savrulan riskli bölgelere gönderilen militanlar ise gözden çıkarılanlardır'''' diye konuştu.
Sakık, ''''PKK''da bir kişinin ölmesi gerekiyorsa ona bölge sorumlulukları verilir ve riskli bölgelere gönderilir. Bana hep böyle yapıldı. Üst düzey sorumlu olduğum için değil, bir an önce tasfiye olmam gerektiği için bölgeden bölgeye dolaştırıldım'''' ifadelerini de kullandı.
(cnntürk)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:31