Gündem
  • 10.5.2004 11:10

ŞARKICI ÇELİK İLK KEZ KONUŞTU...

Öldürülmekten korkmuyorum Dost Tarikatı lideri olarak gündeme gelen İhsan Güven’in öldürülmesinin ardından, Güven’e yakınlığı ile bilinen Çelik, suskunluğunu Kelebek için bozdu. - İhsan Güven’in evinde, iki yıl önce öldürülen Necip Hablemitoğlu’nun kitaplarının müsveddeleri bulunmuş... ‘İhsan Bey’in evinde bulunan, Türkiye’ye yönelik iç ve dış düşmanlarla ilgili belgelerin bulunduğu kesinlikle doğrudur. Ancak Hablemitoğlu’nun kitabının müsveddelerinin evinde bulunmasıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Fakat rahmetlinin Hablemitoğlu’nu tanıdığını biliyorum. Bu müsveddelerin bulunması, kitabı edit ettiği ya da düzelttiği anlamına mı gelir, onu da bilmiyorum.’ - Siz Hablemitoğlu’yla tanıştınız mı? ‘Evet bir kere karşılaştım kendisiyle. Onunla tanışma şerefine nail oldum. Onu tanıdığım için çok mutluyum. -Güven’in düşmanlar dediği kimler? ‘Ben bir kitap yazdım. İsmi, ‘Yumuşakçalar ve Diplomasi.’ Türkiye’de, halkın anladığı dilde, halka ne yapıldığını anlatan birini görmüyorum. Buna aydınlar da dahil. Daha doğrusu Erol Manisalı, Attila İlhan, Sinan Aygün gibi anlatan yok. Burada kişisel düşmanlıklardan daha çok, bu ülkenin halkına hizmet olarak gitmesi gereken maddi-manevi her şeyin, birilerine gittiğini görüyoruz. İşte İhsan Güven, bütün bunları belgeleriyle kanıtlayıp, gerekli mercilere altını imzasını atıp gönderen bir kişiydi. Bu uğurda canını veren biri. Gerisi boştur.’ ORTADA TARİKAT YOK -Gönderdiği belgeler birilerini rahatsız etmiş olabilir mi? ‘Polis İhsan Bey’in evinde bir takım belgeler bulduğunu söylüyor. Herkes ama herkes bu belgeleri okusun. Okumak isteyen varsa ben de getiririm. Ne demiş bu adam, kimlere ne yollamış, kimlere ne söylemiş. O hiçbir zaman gizli, saklı bir şey yapmadı. Ama sunulan fotoğrafta, gizli bir şey varmış gibi bir intiba yaratılıyor. Ben de diyorum ki bu adam, adını, adresini, telefonunu, altına imzasını atarak devletin her kademesine gönderdiği belgelerde, ‘Kardeşim, benim vatanım çok büyük tehlike altında’ diyor. Olayın özü budur. - İhsan Güven bir tarikat lideri miydi? ‘ İhsan Güven’in sizin gazeteye yaptığı röportajda şöyle bir açıklaması var: ‘Bana tarikatçı diyeceğinize anama küfür edin daha iyi.’ Ordudan emekli olmuş, vatansever ve dört üniversite bitirmiş, vatan elden gidiyor diye isyan eden bir adam. Bu adam, Milli Güvenlik Kurulu’na, cumhurbaşkanına, başbakana, dışişleri bakanına, her yere yazı yazmış, belge göndermiş. Tarikatların, cemaatlerin, ülkeyi ne hale getirdiğini söylemiş. Bir kişi de açıp, nedir bu kardeşim demiyor. Herkes ısrarla tarikat diyor.’ HER ŞEY POLİSİN ELİNDE - ‘Dost’ nereden çıktı? ‘Ben, İhsan Bey’in dostluğundan başka hiçbir şeyini görmedim. 18 yıldır tanışırız ve 18 yıldır da bu konular üzerine fikir alışverişinde bulunuruz. O, kartvizitini elime sıkıştırarak, Hilton Oteli’nde ilk işimi bulmamı sağlayan kişidir. Ben ailemden birisini kaybettim. O, benim dostumdu. Kim nasıl hitab ediyor, bu durum nasıl ortaya çıktı bilmiyorum. Medyatik olmamdan dolayı biraz benimle beraber görülen bir şey var. Yayınlanan toplu resimden dolayı, tarikat denildi. Bilgi konusunda gerçekten yanından çok fazla adam geçemeyecek birisiydi İhsan Güven. Onu tanımaktan onur duyuyorum. Çok da üzgünüm. Zaten gerçekler ortaya çıkınca nasıl büyük bir eziyet yapıldığı da anlaşılacaktır. ’ HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ DE AYDINLANIR -Polis, ‘Güven cinayeti aydınlatılınca belki Hablemitoğlu cinayeti de aydınlanır’ diyor. Sizce de öyle mi? ‘Evet. Eğer İhsan Güven cinayeti aydınlatılırsa, Hablemitoğlu cinayeti de aydınlanır. Hablemitoğlu vefat ettiği zaman Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ‘Bu iş bizim namusumuzdur’ demişti. Hala bekliyoruz. İhsan Güven cinayetinin hemen aydınlatılmasını çok isterim. Bu ülkede her şeyden çalınıyor diyenler, sesini çıkaranlar ya karalanılıyorlar ya da yok edilmeye çalışılıyorlar. Yaşananlar budur...’ - Kendisiyle en son ne zaman görüştünüz. Bu görüşmenizde hiç tehdit edildiğinden söz etti mi? ‘Kendisiyle vefatından bir hafta önce görüştüm. Bu görüşmemizde de, ‘Hainler vatanı satıyor, kimse sesini çıkarmıyor. Bu ülke, bu olanlara layık değil. Türk halkına çok yazık, çok hain var. Hurşit Tolon Paşa çok doğru söyledi. Keşke arkasını getirecek biri olsa’ dedi. Son sözleri bu oldu. Ama tehdit edildiği konusunda herhangi bir bilgim yok. Sadece, ‘Galiba telefonlarım dinleniyor’ dedi. Eğer dinleniyorsa da bu ülkede çok ciddi bir problem var demektir. Çünkü dinlenmesi gereken adamlar, bu ülkenin malını mülkünü soyan adamlardır.’ - Bir örgüt tarafından öldürüldüğü üzerinde duruluyor. Sizce olabilir mi? ‘Bu örgüt tarafından da öldürülmüş olabilir. Ama sadece onun üzerine durmak doğru değil. Her şeyi düşünmek gerek. ‘Bu olabilir’ diyerek dikkati bir yere çekmek, bana çok yanlış geliyor. Belki çok başka bir şey çıkacak. Ne olduğunu.’ - Polis sizin ifadenizi aldı mı? ‘Hayır, benim ifademe baş vurulmadı. İHSAN GÜVEN KORUNMALIYDI - İhsan Güven’in öldürüldüğünü duyduğunuz an ne hissetiniz? ‘Duyduğumda şok oldum. Çünkü asla beklediğim bir şey değildi. Devletin kimleri koruyacağını bilmesi gerek. Bu kişi devlete yazı yazmış birisi. Devletin bu yazılanlardan haberi yok muydu, varsa o zaman bu nedir? Demek ki korumak istemiyorlar. Bana kalırsa korunması gerekiyordu.’ - İhsan Güven’in öldürülmesiyle ilgili olarak, ‘Hiç beklemediğim bir şeydi’ dediniz. Şimdi siz böyle bir endişe taşıyor musunuz? ‘Öldürülme endişem falan yok. Olsa ne olacak? Vazgeçtim ben, gidiyorum mu diyeyim. Ayrıca bunlar benim fikrim değil ki. Bu fikir hepimizin fikri. Ben daha vatanından vazgeçen bir vatansever hiç görmedim. ’ - İhsan Güven’in bayrağını birileri devralacak mı? ‘Bu yaklaşım bana çok tatsız geliyor. Ben hiç böyle düşünmedim. Bu dediğiniz olay ancak tarikatta olur. Yani bir tarikat şeyhi ölür, yerine başka birisi geçer. Burada ne tarikat var ne de yerine geçecek birisi. Bu ülkenin problemlerini de teşhis ederek kitap yazmış adamlar var. Bunların yerine geçecek olanlar, Türkiye’nin bütün bu dertleriyle ilgilenen gençleridir. Kimin yerine geçer, nasıl geçer onu bilmiyorum.’ Eşimi yurtdışına gönderdim - Tehdit alıyor musunuz? ‘Hakkımda çıkan kötü, çirkin yazılar mail adresime gönderiliyor.’ - Eşiniz hamile. Mutlaka bu olaydan sonra korkmuştur... ‘Bu işlerden elini eteğini çek’ dedi mi? ‘Eşim öncelikle çok üzüldü. Onu bu haberlerin içinde çok fazla sokmamak için hemen yurtdışına yolladık. Şu anda çok güvenilir bir yerde. 1,5 ay sonra doğum yapacak. Bana bırak bu işleri falan demez. Sadece sabah kahvaltı ederken, ‘çayını içtikten sonra haberleri izle’ dediği olur en fazla. Kadınca isyanı oluyor tabii ki.’ - Devlet sizi de mi korumalı? ‘Beni ister korusunlar, ister korumasınlar. Bu işi yapan adamların hiçbiri korunalım fikrinde değildir.’ - Özel korumanız var mı? ‘Beraber çalıştığımız arkadaşlarımız var. Ciddi şekilde de koruyorlar. Kadir İnanır olayı olduğu dönemlerden kalma bir şey. Çünkü o zaman tehdit alıyordum. O olaydan sonra hep böyle çalıştım. Öyle kalabalık bir şekilde falan dolaşmıyorum. Zaten bunlar çok profesyonel insanlar. Hiçbir şekilde, kimse onları görmez. Zaten biz de gücümüz yettiği sürece göstermemeye çalışıyoruz. Gerektiği zaman görünürler zaten.’ SEMA DENKER/HÜRRİYET Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:10

İLGİLİ HABERLER