KAYNAK : Haber Vitrini
Usta gazeteci Saygı Öztürk, bugünkü köşesinde Örümcek Ağı davasının gündeme getirerek, kamuoyunda bomba etkisi uyandıracak konuları gündeme getirdi.
İşte Öztürk'ün yazısı:
Defterdara çiçek gönderen emniyetçinin faturası 'hayalici'de çıktı
İstanbul'da gerçekleştirilen bazı hayali ihracat ve yolsuzlukların, bu İl Emniyet Müdürlüğü tarafından değil de İzmir ve Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından araştırılıp soruşturulmasını kamuoyu henüz anlamış değil.
Hayali ihracat, naylon fatura yolsuzluklarıyla suçlanan ve halen cezaevinde bulunan 'Örümcek Ağı' soruşturmasının bir numaralı sanığının, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 'çok hatırlı dostları' olduğunu, ifadeleri alınan Emniyet mensuplarının kendi açıklamalarından öğreniyoruz. Onlar, DGM Savcısı'nın kendilerine gösterdiği belgeler karşısında bu dostluklarını zaten gizleyemezlerdi. Telefon konuşmalarının çözümü, telefon faturaları, uçak biletleri bunları ortaya koyuyordu.
Bu polis müdürleri hakkında soruşturmayı yürüten Polis Başmüfettişlerinden Mehmet Ali Kantar ile Ömer Eser'in aniden terfi ettirilmesi, Emniyet örgütünde kafaları çok ciddi bir biçimde karıştırmış. Zaten, bu kişilerin terfi edeceğini de kamuoyuna bu köşeden duyurmuştum. Dolayısıyla bu terfiler benim için hiç sürpriz olmadı.
Şu belgelere bakın!
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir polis müdürünün, arandığı bir dönemde aranan kişi ile yaptığı telefon konuşmasının çözümlerinin halen DGM'de olduğunu sanıyorum. Olayın 'Örümcek Ağı' soruşturması dışındaki bölümlerinin İçişleri Bakanlığı'na, ilgilendiren önemli belge niteliğini taşıdığı için bu bakanlığa gönderilecektir. Çünkü, benzer olaylar geçmişte hep Bakanlığa gönderilmişti.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis müdürü ile birlikte futbol maçı için İtalya'ya giden kişi, bir daha dönmedi. Bürosunda el konulan belgeler ise elde. Durun bakalım daha neler neler çıkacak ortaya?
Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu, 'Örümcek Ağı' soruşturması kapsamında oluşturduğu Maliye Müfettişi İlhan Karayılan, Vergi Denetmenleri Ülkü Şaylan, Mete Erdem Özgül, Taner Sarısoy'dan oluşan 'bilirkişi' heyeti de önemli bulgulara ulaştı.
Firmada ele geçirilen dosyalar incelenirken, hayali ihracat, naylon fatura yolsuzluklarıyla suçlanan SÜRTEKS firması yetkililerinin, haklarında başlatılacak bir soruşturma durumunda neler yapılacağı, neler söyleneceği konusunda önemli hazırlıklar yaptığı anlaşılıyor. Soruşturmaya uğramaları durumunda kendilerine muhtemel hangi soruların yöneltilebileceği belirtiliyor, bu sorulara nasıl yanıt verileceği de altına yazılıyor. 10 soru sormuşlar, buna 10 cevap vermişler.
- Soru: Abdullah Karlıdağ kimdir?
- Adını ilk defa burada duyuyorum.
- Necdet Kaplan'ı tanıyor musun?
- Hayır, adını ilk kez duyuyorum.
- Abdullah Karlıdağ Domesco'nun adamı mıdır?
- Hiçbir fikrim yok.
- Alıcı Domesco firması mal bedelini ne şekilde gönderiyor?
- Alıcı Domesco, yaptığımız sözleşmede belirtildiği şekilde kendi personeli aracılığıyla mal bedelini Türkiye'ye gönderip döviz alışını yaptırarak Türk Lirası karşılığını tarafımıza ödüyor.
- Domesco, paraları ne şekilde getirdi?
- Hiçbir fikrim yok.
Her aşaması planlı
Organizasyonun her aşamasının düşünülerek ve önceden olası bir soruşturmada sorulabilecek sorulara verilmesi gereken cevapların hazırlandığı dikkat çekiyor. Örneğin ERYA firmasının işyeri adresinde alıkonulup bilirkişilere incelenmek üzere teslim edilen belgeler arasında, şahıs ve tüzel kişi işletmelerin vergi davalarını takip ederek savunma hazırlayan Vergi Dairesi eski Müdürü de karşılarına çıkıyor. Bu kişiye ait kahverengi kaplı defterin 2 Şubat 2001 tarihli sayfasında şunlar yazılı:
'Güney Biracılık kendisine ait taahhüdü kapatamazken, buna benzer 30 firmanın taahhüdünün nasıl kapatıldığını düşünmek lazım?'
'Örümcek Ağı'ndaki kilit ismin sevk ve idaresindeki Tüzel ve Gerçek kişi işletmelerinin hukuk ve ceza davalarının kurulan organizasyon tarafından tek elden takip edildiği de 'bilirkişi raporu'nda belirtiliyor, organizasyon liderine İzmir'deki hukuk bürosu tarafından çekilen faks mesajına da yer veriliyor:
'Büyük bir uğraş ile mahkemenin bilirkişi incelemesinin İstanbul'da Adli Tıp'ta yapılmasını önledik. Mahkeme ara karardan dönerek incelemenin İzmir'de yapılmasına karar verdi. Hergün yazı işleri müdürü telefon ederek gerekli avansın yatırılmasını istemekte, ücretin yatırılmamış olması nedeniyle karizmamız erozyona uğramaktadır. Bilgilerinize sunulur.'
Kadir Bey haberiniz olsun
İstanbul Defterdarı Kadir Boy, anımsar mısınız size 17 Ocak 2000 tarihinde bir çiçek geldi. Gönderen ise bir Emniyet mensubuydu. İşte size Emniyet mensubunun gönderdiği çiçeğin parasını, o kişi değil, 'Örümcek Ağı' operasyonunun bir numaralı sanığının şirketi ödedi. Üstelik de size gönderilen çiçeğin faturası da 'gider' olarak düşürüldü.
Polis müdürü, yakın dostu olan meslektaşının doğum gününde eşine çok güzel bir çiçek gönderdi. 25 Ocak 2000 tarihinde gönderilen bu çiçeğin bedeli ise 50 milyon liraydı. Polis müdürü de eşine çiçek göndermeyi ihmal etmedi. Onun fiyatı da 50 milyon lira idi. Bunlar da vergiden düşüldü. Siz nereden bileceksiniz, polis müdürünün gönderdiği çiçeğin parasının devlete gider olarak yazıldığını? Bilginiz olsun diye resmi belgeden bunu size aktardım.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:33
