Dünya Bankası ile IMF arasında kalan bir Türkiye'nin bir gün gelip patlayacağını yazan Serdar Turgut'un hışmından en büyük payıysa Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ajay Chhibber aldı. İşte Turgut'un sözleri..
Türkiye sizin ortadaki sandığınız mı?
Dünya Bankası'nın Ankara'daki temsilcisinin dün neler dediğini mutlaka duymuşunuzdur.
Beyefendi yapılan bütçeyi beğenmemiş.
Nedeni de çok ilginç. Bu bütçenin çiftçilere ve orta sınıfa zarar vereceğini düşünüyormuş Ajay Bey.
Sosyal programı olan AKP'nin böyle bir bütçe yapmasına da çok şaşırmış.
Dünya Bankası'nın bu bütçeye ne destek ne de para vereceğini söylemiş.
* * *
Bu tür bir açıklamayı duyunca bizdeki çok ciddi yorumcular işin analizini yapmaya koyulurlar.
Ben ise açıklamayı ve bunu yapan kurumu bugün mü becermek gerek yoksa yarına mı bırakmak sadece bunu düşünürüm.
Kusura da bakmayın, bu konularda öyle efendi filan olmamı da beklemeyin lütfen.
Bir Ajay efendi eksikti başımızda muhalefet yapması için o da tamamlandı dün çok şükür.
Öyle mi, anlayamıyor musun neden böyle bir bütçe yapıldığını.
Yapacağın iş çok basit, yan odada oturmakta olan IMF temsilcisine yarım saatliğine bir adet Türkiş kahve içmek için uğrayıver, sana o anlatıversin.
IMF istedi diye öyle bütçe yapmak zorunda hükümet, yoksa deli mi ki kendi oy tabanını can evinden vuracak tedbirlerle ortaya çıksın.
Bunu böyle yapmak zorunda kaldılar diye yaptılar, bunu IMF bastırdı diye böyle yaptılar.
Şimdi çıkıp da dünya kapitalizminin işleyişini kontrolde kardeş örgütü olan Dünya Bankası'nın temsilcisi bütçenin sosyal hedefler içermediğini açıklarsa...
O zaman da hükümet de ona 'Yok ya iyi ki söyledin, yabancı uzman bozuntuları da olmasa biz bunu düşünemeyecektik iyi ki sen varsın Ajay' demek hakkına sahip olacaktır.
* * *
Bunlar Türkiye'yi zayıf yakaladılar diye bundan yararlanıp bizimle oyun oynamaya başladılar galiba.
IMF ve Dünya Bankası iki yanımızda.
Türkiye'yi de ortadaki sandık gibi görüyorlar, öyle davranıyorlar.
Üstelik bunlar bir türlü de usanmıyorlar bilmem anlatabiliyor muyum?
Hiç düşünmüyorlar ki sabrın da bir sınırı var ve milletin canı burnundan gelmiş ve böyle uzman yorum oyunlarına kimsenin de tahammülü kalmamış...
Ve bir gün birileri bir patlayacak bu memlekette Ajay da, yan odadaki IMF temsilcisi de zor kaçacaklar ülkeden.
* * *
Ayıp ayıp.
İnsan durur da düşünür böyle bir açıklamayı yapmadan önce.
IMF bastırıyor hükümete durmadan: Sosyal harcamaları kıs, bütçeyi sağlam yap diye.
Dünya Bankası bilmiyor mu bunu?
Bal gibi biliyor.
Peki neden tam bu aşamada, IMF'in dediği gibi bir bütçe yapılmazsa Türkiye'nin çok zor durumda bırakılacağını bile bile böyle bir aptalca açıklama yapılıyor.
Çok basit.
Ülkemizi cendereye almaya başladılar da ondan.
Baskıyı yoğunlaştırıyorlar üzerimizde.
IMF'in dediğini yapsanız Dünya Bankası kızacak para vermem diye esip üfürecek.
Dünya Bankası'nın dediğini yapsanız bu sefer de IMF ortalıkta bağırıp çağıracak, tehditler savuracak.
Görüyor musunuz, inanabiliyor musunuz şunların basitliğine, göz göre göre insanın üzerine gelme cüretlerine.
* * *
Sevgili okurlar.
Beni uzunca bir süredir okuyanlar yıllardan beri bundan önceki hükümetlere demediğim lafı bırakmadığımı hatırlarlar.
Bence 1990'lı yılların başından bu yana ülkeyi yönetenler bu ülkeye büyük bir hainlik yaptılar.
Bu ülkenin zaten çok da sağlam temelleri olmayan ekonomisini bile bile, göz göre göre çökerttiler.
Bana kalsa vatan hainliğiyle yargılanmaları gerekirdi ama olmadı bir şey, en fazla emekli oldu o dönemin yönetenleri, şimdi hala daha içimizde dolaşıyorlar, utanmadan halkın suratına bakıyorlar.
O dönemin asıl gerçekleri ileride yazılacak, yazıldığı zaman ise çok insan utanacak, utanacaklar arasında da o dönemin gerçeklerini zamanında yazmayan, gidişata dur demeyen medya da olacak.
İnsan biraz utanır, utanması da kalmamışsa en azından orta düzey yabancı uzmanların koskoca ülkeyle oynamaya başlamalarına bakarak biraz üzülür.
Acaba biz suçlu muyuz ki olan bitenden diye düşünür...
Yok ama bunun olacağını zannetmiyorum, bazı insanların suratı duvar gibi maşallah, hiçbir şeyden etkilenmiyorlar onlar.
* * *
Neyse ne, kimse artık bir şeyi değiştiremez, kaybettirilen, harcatılan o yıllar geri gelmeyecek.
Türkiye böyle olduğu için de kimse kimseden hesap sormayacak.
Mecburen sabredeceğiz bu tür açıklamalara muhatap olunca, şu anda yapacak bir şey yok.
Yoksa var da ben mi akıl edemiyorum, bilmem ama varsa da birileri ortaya çıkıp bir şeyler söylesin o zaman da, biz de bilelim.
Şu unutulmasın ki tarihin aklında bazen baskı hiç umulmayacak sonuçlar doğurur ve Türkiye'de bence patlama noktasına hızla yaklaşıyor üzerindeki baskılar yüzünden.
Ha bir patladı mı da neler olacağını kimse bilemez...
Serdar Turgut/ Akşam
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:32