
SERDAR TURGUT'UN YAZISI CHP'Yİ KARIŞTIRDI
AKŞAM Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut'un dün kaleme aldığı 'Papermoon'da sol darbe' başlıklı yazı, sol kulisleri hareketlendirdi. Turgut, yazısında İstanbul'un en pahalı restoranı Akmerkez Papermoon'da CHP Milletvekili Bülent Tanla, CHP Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin makarna yediğini ve Sarıgül'ün yemek için, 'Baykal'ı nasıl devireceğimizi konuşuyoruz' dediğini yazmıştı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Serdar Turgut'un duyurduğu haberi değerlendirirerek, 'Öncelikle Serdar Turgut'a çok teşekkür ederim. Bir süredir yazılarını, görüşlerini, tespitlerini çok dikkatle izliyorum. Aynı zamanda bunları kendi konuşmalarıma da yansıtıyorum. Son olarak canlı bir televizyon programında ve tezkere oylamasından önceki CHP Grup toplantısı konuşmasında bahsettim, alıntılar yaptım' dedi. Baykal, habere konu olan yemekle ilgili, 'O sahne, o fotoğraf, durumu ortaya koymaya yetiyor; eklenecek birşey yok. Serdar Turgut'un yansıttığı tabloya hiçbir ek yapmaya gerek yoktur; bütün yalınlığı ile ben de bilgi sahibi oldum' yorumunu yaptı.
TESPİT DİSİPLİNDEN ETKİLİ
Baykal, 'Böyle bir buluşma parti içinde disipline konu olabir mi?' sorumuza ise, 'Olmaz. Böyle konuşmalar, buluşmalar partili sorumluluğuyla bağdaşmaz. Ama Serdar Turgut'un yaptığı gözlem, herhangi bir disiplin kurulu kararından çok daha etkili ve sonuç alıcı olmuştur' yanıtını verdi.
BÜLENT TANLA: Darbe planı gizli yapılır
CHP Milletvekili Bülent Tanla, Türkiye'nin ve solun birçok sorunu olduğunu belirterek, 'Yemekte Baykal'a darbe yapılmasıyla ilgili konu gündeme gelmedi. CHP Baykal'ın hiç konuşulmadığı bir buluşmaydı' dedi. Tanla, Sarıgül'ün Baykal'ı devirmeye yönelik konuştuğunu söylemesi konusunda, 'Öyle olsa başka süreçlerde, başka yerlerde oluruz. Böyle bir görüşmeyi gizli yaparız' dedi. Tanla, disiplin cezası alacağını sanmadığını da ekledi.
SÜLEYMAN ÇELEBİ: CHP'nin C'sini bile konuşmadık
YEMEĞE katılan DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, yemeğe Sarıgül'ün daveti üzerine katıldığını belirterek şunları söyledi: 'Ancak orada CHP'nin C'si, Baykal'ın da B'si geçmedi. Yemek yedik, beraber olduk. Zaten de çok sık beraber oluyoruz. Sarıgül'le oldukça sık görüşürüm. Sarıgül'ün yaptığı belediye ve siyasi çalışmalar, ayrıca bizim de içinde olduğumuz çalışmalar konuşuldu. 'Havadan sudan konuştuk' da demiyorum ama CHP konuşmadık diyorum. Davet edildiğim yere giderim. Bundan sonra da gideceğim.'
MUSTAFA SARIGÜL: Başarısız olan yönetim gidecek
ŞİŞLİ Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Tanla ve Çelebi ile sık sık bir araya geldiğini belirterek, 'Yeni bir seçim sürecine giriyoruz, CHP'de bir başarı yok. CHP özelinde değilse bile genel olarak sosyal demokrasinin durumunu konuştuk. Ölçümüz şu; başarısız yönetim gidecek, halkı iktidara getirecek bir yeni yönetim modeli bunların yerine gelecek. Bunun için çalışıyoruz' dedi.
DSP operasyonu
Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yemeğin nedeninin DSP operasyonu olduğunu belirterek, 'DSP'nin kasasında ciddi bir para var ve bunlar gözünü kasaya dikmişler. CHP'yi ve Baykal'ı yıkmaya kimseninin gücü yetmez' dedi. CHP Milletvekili Mehmet Sevigen ise 'Serdar Turgut, siyasette suçüstü yaptı' yorumunda bulundu.
SERDAR TURGUT'UN DÜNKÜ YAZISI:
Bir süre önce 'Beyaz Türk'ün aşevi' olarak fonksiyon gösteren Papermoon'da öğle yemeği yerken ilerideki masada Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ü gördüm. Zaten kapalı bir alanda eğer Mustafa Sarıgül varsa onu görmemek mümkün değil. Gerçi açık alanda da onu görmemeye çalışmanız mümkün değildir. Açık veya kapalı alanın ne kadar büyük olduğu da önemli değildir. Açık alan Türkiye kadar bile büyük olabilir ama yine de Sarıgül'ü bir şekilde görüp fark edersiniz, ondan kaçabilmek imkanı yoktur.
O gün ben de onu gördüm. Daha da kötüsü o da beni gördü. Benim yanımda Oray Eğin ve Reha Muhtar da vardı. Reha'ya o gün birlikte çalıştığımız takdirde ne tür yazılar yazmasını isteyeceğimi anlatıyordum. (O gün verdiğim bu fikirlerin daha sonra Vatan gazetesinde tamamen yanlış bir şekilde uygulanması da beni çok üzdü. Dün de üzüntümü ifade ettim sanıyorum. Eğer fikirleri doğru uygulamayı becerselerdi kendilerinden telif ücreti talep edecektim çünkü...) Evet; bu işin patenti bendedir. Reha çok aşık olduğu için etrafta kimin olup olmadığını pek görmüyordu ama o bile Sarıgül'ü sonunda fark etmek zorunda kaldı. Bir de yan masaya aniden gelen bir 'Beyaz Türk güzeli'ni fark etti Reha. Bütün bunlar olurken Oray da tüm kötülüğünü konsantre etmiş bir şekilde etrafı izliyordu. Oray'ın kafasında insan arşivi vardır. O anda gördüğü bir insanın 10 yıl önce ne hata yaptığını, son zamanlarda kimlerle yatmakta olduğunu işindeki durumunun ne olduğunu ve politik tavrını ya beyin arşivinden çıkarır ya da onları arşivine gönderir. Bu bilgiler önümüzdeki 10 yıl içinde yeri geldiğinde ve gerektiğinde kullanılmak üzere beyninde arşivlenir. Benim korkum Oray'ın bir gün benim aleyhime dönmesi ihtimalinin de bulunmasıdır. Bu olduğu takdirde hakkımda tek yazı değil bir ansiklopedi bile çıkarabilir.
Tüm okuyuculardan özür diliyorum. Bu yazının aynı zamanda gazetenin manşeti de olduğunu unuttuğumdan kendimi kaybettim ve yazdıkça yazdım. Gayet tabii ki serbest bir şekilde laubali de oldum. Ama emin olun bu yazı bittiğinde içinde manşet olmayı hak eden cevherler de olduğunu göreceksiniz. Yani olay bir espriden ibaret değil. Gayet tabii ki Oray biraz ilerideki masada oturanları fark etti. Ben hiç kimseyi tanımadığım ve bundan da mutlu olduğumdan bana da onların kim olduğunu anlattı. Bunun üzerine Oray ve ben kalkıp o masaya gittik. Masada Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ve CHP Milletvekili Bülent Tanla oturmuş hem pahalı makarnalar yiyip hem de sohbet ediyorlardı. 'Hayrola neler konuşuyorsun' dediğimde aldığımız ortak cevap; 'Gayet tabii ki CHP'yi konuşuyoruz' oldu. Sonra da Sarıgül ekledi: 'Baykal'ı nasıl devireceğimizi konuşuyoruz.' Bence bunu konuşmanın yeri çok uygundu. Papermoon'da günün herhangi bir saatinde yüksek sesle 10. Yıl Marşı'nı söylesem tüm masalardakiler anında saygı duruşuna kalkar ve marşa katılırlar. Dolayısıyla 'Beyaz Türk aşevi'nde sol darbe konuşulması kadar normal bir şey de yoktu bence. Baykal'ı düşürmeyi başarırlar mı bilemiyorum ama en azından hakkında, nelerin nerelerde planlandığını bilmesinde de hayır vardır.