Eğitim
  • 14.4.2008 11:57

ŞOK EDEN MÜFETTİŞ RAPORU: EĞİTİMDE DAYAK OLUR!

ANKARA - Moda İlköğretim Okulu'nda, öğrencilerin eylem yapmasına neden olan 'müdür dayağı' ve 'sürgün' olayında, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin dayağı savunduğu ortaya çıktı. Müfettişler hazırladıkları raporda, okullarda 'eğitim amaçlı' dayak atılabileceğini savundu. Bir okul müdürünün öğrencilerin ellerine bando bagetiyle vurması, "Sınıf disiplinini sağlama ve eğitim terbiyesi amaçlıdır. Disiplin sağlamak için eğitim amaçlı olan bu davranışı Danıştay 2. Dairesi'nin 1978 tarihli kararında belirtildiği üzere, 'Öğretmenin öğrencisini dövmesi, disipline yönelik terbiye niteliktedir' kararına da uygun düşmektedir" ifadeleriyle 'yasal bir uygulama' gibi gösterildi. Müfettişlerin raporu üzerine müdür görevinde kalırken, müdürün davranışlarından rahatsız olan öğretmenler sürgün edilmişti.
İstanbul'daki Kadıköy Moda İlköğretim Okulu'nda 2005 yılında rehber öğretmenin bir sınıfta yaptığı ankette, 'Müdür sopasını bıraksın', 'O çağdışı sopayı istemiyoruz' yanıtları alınınca açığa çıkan olay basına yansımış ve soruşturma açılmıştı.

'Kulağı tutar, çekmeyiz'
Okul Müdürü Hüseyin Ceylan'ın öğrencilerini sopayla dövdüğü ve tehdit ettiği yönündeki iddiaların gazeteye yansıması üzerine harekete geçen MEB müfettişleri okula giderek müdür, öğretmen, öğrenci ve velilerle görüştü. Yanında çakı taşıdığı ve sürekli olarak okul içerisinde sopa gösterdiği iddia edilen Ceylan, hakkındaki iddialara, "Çakı taşıdığım doğrudur ancak bu çakıyı uzun yola gittiğim için yanımda bulunduruyorum" yanıtını verdi. Müdür, öğrencileri dövdükten bir gün sonra sınıfa gelerek "Sizin bu yediğiniz dayak değil, siz dayak görmemişsiniz. Sizi öyle bir döverim ki dayak nedir görürsünüz" sözleriyle tehdit ettiğini de doğrulayarak, "Bu sözleri söyledim. Bizler zaman zaman öğrencilerin kulağını tutarız ama çekmeyiz. Zaman zaman kaşlarımızı çatarız ama kızmayız" dedi.
Müfettişler, soruşturmayı bitirirken, dayakla suçlanan okul müdürü aklanmış ve görevde kalmasına karar verilmişti. Buna karşılık Ceylan'ın davranışlarını eleştiren dört öğretmen başka okullara sürgün edilmişti. Bunun üzerine öğrenciler eylem yaparak öğretmenlerini geri istemişti. Basında geniş yer bulan olayda müfettişlerin hazırladığı rapor, iki yıl sonra detaylarıyla yeniden gündeme geldi. 'Eğitim amaçlı dayağın serbest olduğuna' hükmedilen 2006 tarihli rapora göre öğrenciler 'okul müdürlerinin sopayı bırakması' yönündeki ifadelerini doğruladı. Ancak aynı raporda, öğrencilerin müdüre yönelik şikâyetlerini geri aldıkları kayda geçirildi.

'Öğrenciler sağlam'
Danıştay'ın 30 yıllık bir kararı da dayanak yapılan rapor şöyle:
"Öğrencilerin ellerine elindeki bando bagetiyle vurması, sınıf disiplinini sağlama ve eğitim/terbiye amaçlıdır. Öğrencilerin sağlığına zarar verilmemiş, bu öğrencilerden ve velilerden de şikâyetçi yoktur. Disiplini sağlamak için eğitim amaçlı olan bu davranışı Danıştay 2. Dairesi'nin 27 Aralık 1978 tarihli kararında belirtildiği üzere, 'Öğretmenin öğrencisini dövmesi, disiplini sağlama amacına yönelik terbiye niteliktedir' kararına da uygun düşmektedir. Söylenen çakı anahtarlığında takılı olup 5 santimetredir. Üzerinde öğrenci ve velilerden gören yoktur. Taşınmasında eğitim açısından bir kusur ve taşınmayacağıyla ilgili yasak da yoktur."

Okullarda hâlâ başı tahtaya vurma, popoya tekme var...

Mersin'de Hamam Karatahta İlköğretim Okulu öğretmeni Ferhat Çiftçi'nin 'öğrencilerin öğretmenlerden şiddet görme durumunu' incelemek amacıyla yaptığı anket, okullarda henüz 'eti senin kemiği benim' döneminin kapanmadığını ortaya koydu. Ankete göre, öğrencilerin yüzde 54.8'i okulda şiddet görüyor.
Çağdaş Eğitim Dergisi'de çıkan makaleye göre, 20 ilköğretim ve 14 ortaöğretim okulunda 1218 öğrenciyle görüşülerek yapılan anketin sonuçları şöyle:

  • Öğrencilerin yüzde 54.8'i öğretmenlerinden şiddet gördüğünü söylüyor. Şiddet gören öğrencilerin yüzde 53.7'si erkek, yüzde 46.3'ü kız. Erkekler daha fazla şiddete maruz kalıyor.
  • Öğrencilerin yüzde 12.6'sı ilköğretimin ilk beş sınıfında, yüzde 21.3'ü altıncı, yüzde 10.3'ü yedinci, yüzde 4.8'i sekizinci, yüzde 1.5'i ortaöğretim hazırlık, yüzde 3.1'i dokuzuncu, yüzde 1.3'ü 10'uncu sınıfta şiddetle tanışıyor. Sınıf seviyesi arttıkça şiddete uğrama oranı azalıyor.
  • Şiddete uğrayanların yüzde 47.6'sı öğretmeninden fiziksel şiddet gördüğünü söylüyor. Öğretmenlerin en çok başvurduğu fiziksel şiddet yöntemi yüzde 22'yle saç ve kulak çekme olurken, bu yöntemi sırasıyla 'tebeşir, anahtar, sopa fırlatma, başa vurma', 'tokat atma, yumrukla vurma', 'itme, kakma, sarsma, başı tahtaya vurma', 'kitap, cetvelle başa vurma', 'kafaları birbirine vurma, tokat attırma', 'şınav, mekik çektirme, top fırlatma, koşturma', 'tekmeyle popoya vurma' yöntemleri izliyor.
  • Öğrencilerin yüzde 45.5'i öğretmenleri tarafından duygusal şiddete maruz bırakıldığını belirtiyor. Bu yöntemler sırasıyla 'aşağılama ve sınıfta yalnız kalmasına sebep olma', 'hakaret', 'diğer arkadaşlarının yanında alay etme', 'lakap takma', 'tehdit etme', 'küfür etme', 'spor salonu ve bahçe temizlettirme', 'oyundan çıkarma'.
  • Öğrencilerin yüzde 38.4'ü derslikte, yüzde 14.8'i yönetici odalarında, yüzde 10.5'i koridorda, yüzde 9.2'si bahçede, yüzde 3.3'ü öğretmenler odasında şiddete uğradığını söylüyor.
  • Şiddet gören öğrenciler, sorunlar karşısında şiddeti bir yöntem olarak görüyor.
  •  

    (RADİKAL)

    Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 12:33

    İLGİLİ HABERLER