ALİ ATIF BİR/ HÜRRİYET
ÇEVİR KAZI YANMASIN DEVİR BU DEVİR!
ON gün önce aramıştı Ali Saydam. Sahibi olduğu Bersay halkla ilişkiler şirketinin düzenlediği ‘‘iletişim sohbetleri’’ toplantısına çağırmıştı. ‘‘Aman gel, sensiz olmaz hoca’’ demeyi de unutmamıştı. Daha sonra programa baktım, toplantıda bir de konuk konuşmacı vardı. Turizm ve Kültür Bakanı Erkan Mumcu. Böyle bir toplantıda Mumcu'nun ne işi olduğunu düşünmediysem ne olayım. Herhalde dedim, toplantıya çekicilik katmak için, AKP Milletvekili Zeynep Karahan Uslu'ya rica etti, (Uslu'nun eşi Ali Saydam tarafından siyasi danışman olarak çalıştırılmaktadır) Mumcu da Uslu'yu kıramadı geldi! Ne safım!
Nereden bilebilirdim Ali Saydam'ın Turizm Bakanlığı'nın ‘‘İstanbul'u marka yapma’’ projesine göz diktiğini. Nereden bilirdim bu projeden yola çıkarak AKP'nin de stratejik iletişim projelerini üstlenmek istediğini. Bunda ne var diyeceksiniz? Bir şey yok. Bersay ticari bir kuruluş tabii ki böyle projeler peşinde olacak... Ama böyle projeler alınacak diye de altmış kişi figüran olarak kullanılmaz ki!
Çok sevdiğim arabam yolda kalınca çekici mekici peşinde koşuşturmaktan yetişemedim ve geçen cumartesi akşamı Bersay'ın toplantısına gidemedim. İyi ki gidememişim. Pazar günü ne göreyim! Ali Saydam, Sabah'taki köşesini olduğu gibi bana ayırmış. Önce sandım ki ‘‘medya planlaması konusunda reklamverenin tek ölçüsü izleyici, dinleyici ve okuyucu araştırmalarıdır’’ dememi eleştiriyor, ‘‘kalite ratingi de var’’ falan demeye çalışıyor (araştırma dediğimde her iki araştırmadan söz ettiğimi anlamayacak kadar araştırmaya uzak olduğu için de resmen çam deviriyor!). Ne safım!
Nereden bilirdim Ali Saydam'ın baş danışmanı olduğu Turgay Ciner'in yolunu açmak için Ergun Babahan'a göz dağı vermek isteyebileceğini. Ne bilirdim Ali Saydam'ın Dinç Bilgin ve Ergun Babahan ekibini tasfiye edip Sabah yazı işlerini kontrol altına almak istediğini. Nereden bilirdim halkla ilişkiler hizmeti verdiği ‘‘dindar medyanın’’ yazarlarını Sabah'a monte edip AKP ile Sabah'ın arasını bulmaya çalıştığını. Nereden bilirdim Ali Saydam'ın daha bir yıl önceye kadar Hürriyet'te de bir proje için yola çıkıp, tavırlarıyla önüne geleni kendine düşman ettiğini ve daha bu projenin dumanı tütmekteyken Turgay Ciner'in danışmanı olarak aynı projeyi Sabah'a hatta Cumhuriyet'e uygulamaya çalıştığını..
Nereden bilebilirdim? Bilsem, kafasında böylesi onlarca tilki dolaşan Ali Saydam'la nasıl aynı ligde olduğumu düşünebilirdim?
Bunları öğrendim, Saydam'ın benimle ilgili yazdığı yazıyı yeniden okudum ve birden aklıma bir zamanlar DYO reklamlarında DYO renklerini taklit etmeye çalışan sevimli bir bukalemun vardı, o geldi. Bu bukalemun ıkınıyor sıkılıyor bir türlü DYO renklerini taklit edemiyordu. Ali Saydam'ın durumu da böyle. Ikına sıkıla beni taklit etmeye çalışıyor ama işin gerçeği enerjisini boşuna harcadığının farkında değil. Aşmış beni Ali Saydam! Onun liginde oynamam mümkün değil! Ne yazarsa yazsın, ne desin beni asla bulunduğu ligde oynatamaz. Benim onun liginde oynamaya rengim yetmez!
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:47