Sağlık
  • 29.9.2004 09:22

ŞOK...ŞOK... İSTANBUL'DAN SONRA BİR DELİ DANA HASTASI DA ANKARA'DA ORTAYA ÇIKTI!

SSK Ankara Eğitim ve Hacettepe Üniversitesi hastaneleri, 50 yaşındaki D.Ü.'ye, hayvanlarda görülen "deli dana" hastalığıyla aynı belirtilere sahip olan "Creutzfeld Jacob" hastalığı teşhisi koydu. Hayati tehlikeyi atlatma şansı düşük olduğu belirtilen D.Ü.'nün, bilinci kapalı olarak Hacettepe Üniversitesi İnfeksiyon Kliniği'nde tedavi gördüğü belirlendi.
İstanbul'da yaşayan D.Ü. 5 yıl önce baş ağrısı ve baş dönmesi şikâyetiyle SSK Samatya Hastanesi'ne başvurdu. Ancak teşhis konulamadı. Baş ağrıları zaman zaman dayanılmaz boyutlara ulaşan D.Ü.'ye, ağrı kesici ilaçlar verildi. Beyin tomografisinde de hiçbir tespit yapılamayan D.Ü., ağustosta şiddetli baş dönmesi şikâyetiyle bu kez SSK Ankara Eğitim Hastanesi'ne başvurdu. Konuşmasında da bozukluk görülen kadın hasta, 16 Ağustos'ta Nöroloji Kliniği'ne yatırıldı. Bilinci açık olan D.Ü.'ye farklı nörolojik testler uygulandı. Omurilikten sıvı alınarak protein testi yapıldı. Protein değerleri normal üstü tespit edilen kadına "Creutzfeld Jakob" teşhisi konuldu. Doç. Dr. Fevzi Öztekin, D.Ü.'ye yüzde 100 teşhis konulabilmesi için beyin biyopsisi yapılması gerektiğine ve hastanın Hacettepe'ye sevkine karar verdi.
Hasta, 8 Eylül'de Hacettepe'ye sevk edildi. İnfeksiyon Kliniği'nde muayene ve tedavisi yapılan hastaya, 20 Eylül'de hazırlanan raporla da yine "Creutzfeld Jacob" tanısı konuldu.

Et yemiyordu
D.Ü.'nün kırmızı et yemediği belirtildi. Süt ve peynir gibi süt ürünlerini tükettiği söylenen D.Ü.'nün, ağustosa kadar kan ürünleri kullanmasını gerektiren bir hastalığının bulunmadığı da ifade edildi.

Hacettepe: Beyin biyopsisi yapılmalı

Hastalığa mikroorganizmaların sebep olduğunu belirten Doç. Dr. Çetinkaya-Şardan, "Beyin biyopsisi yapılmadan "Creutzfeld Jakob" teşhisi koymak mümkün değil" dedi

Hacettepe Üniversitesi adına konuşan Başhekim Yardımcısı ve İnfeksiyon Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Yeşim Çetinkaya Şardan, şunları söyledi: "Beyin biyopsisi olmadan Creutzfeld Jakob kesin tanısı konulamaz. Bu hastalığa mikroorganizmalar sebep olur. Bir virüs ya da bakteri değildir. İnsan vücüdunda olan protein, gen mutasyonuna uğrayarak zararlı olmaktadır. Bunun sonucunda hasta, nörolojik fonksiyonlarını kaybetmeye başlar. Kabaca 50 - 70 yaşlarında ortaya çıkar. Genellikle 6 ay içinde ölümle sonuçlanır. Yüzde 10'unda bu hastalık, genetik olarak aileden geçer. Yüzde 90'ında da kendiliğinden gen mutasyonu olur. Herkeste olabilir. Bizim hastamızdaki ön tanı bu türde olduğunu göstermektedir. Tedavisi olmadığı için de genellikle beyin biyopsisi yoluna gidilmez. İki hastalık birbirinden farklıdır. Deli dana genç yaşta ortaya çıkar. Hasta 14 ay ve daha fazla yaşar. Ayrıca bademcik biyopsisiyle de teşhis konulabilir. Creutzfeld Jakob'un hayvandaki formu deli dana, ancak ikisi birbirinden başkadır. Biyopsi olmadan kesin ayrım yapılamaz. Varyant formu olursa deli dana denilebilir."

'Yaş sınırı yok'
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Dilek Arman ise şu bilgileri verdi: "Deli dana hastalığı insanda görüldüğünde Creutzfeld Jakob'dur. Hayvanlardaki deli danayla Creutzfeld Jakob'un seyri birebir aynı değil. Ama sonuçta insandaki deli dana şüpheli olgulara Creutzfeld Jakob diyoruz. İnsanda bunun görülmesi için yaş sınırı yok."

Hastaya çifte rapor

HACETTEPE Üniversitesi'ne sevk kararı alan SSK Ankara Eğitim Hastanesi'nin 8 Eylül tarihli, Doç. Dr. Fevzi Öztekin, Dr. Sevgi Yaman ve Dr. Özge Yılmaz imzalı "Hasta Çıkış Özeti"nde, D.Ü. hakkında konulan tanı "Creutzfeld Jakob" hastalığı olarak yer aldı. Bu tanı nedeniyle D.Ü., SSK Ankara Eğitim Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Mustafa Usta imzalı belgeyle Hacettepe Üniversitesi'ne sevk edildi. Hacettepe Üniversitesi Hastanesi tarafından 20 Eylül'de hazırlanan ve Doç. Dr. Yeşim Çetinkaya - Şardan, Prof. Dr. Ömrüm Uzun, Prof. Dr. Serhat Ünal ile Başhekim Prof. Dr. Ahmet Şahin'in imzasını taşıyan raporda da hastaya "Creutzfeld Jakob" teşhisi konuldu.

Bakan Akdağ: Hastalığa rastlanmadı

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, İngiltere'den 1995-1997 arasında 3 grupta 2743 kan ürününün ithal edildiğini belirtti ve şöyle konuştu: "İlaçların raf ömrünün bitmesinin üzerinden 5 yıl geçmiş. Şu ana kadar da deli danayla ilgili bir ölüm vakasına rastlanmamış" dedi. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar başkanlığında oluşturulan bilimsel kurulun toplantısından sonra da şu açıklama yapıldı: "Söz konusu kan ürünlerinin ülkemizde son kullanıldığı tarih itibariyle ve vCJD'nin kuluçka dönemi göz önüne alındığında, herhangi bir vaka beklenmemektedir."
1995 -1996'da Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı yapan Dr. Aytun Çıray, CNN Türk'e, Türkiye'nin yılda 100 -150 milyon dolarlık kan ürünleri ithal ettiğini, bunların stratejik alımlar olduğunu, 1996 yılı başında İngiltere'nin Türkiye'yi uyardığını ve kanların hassasiyetle incelendiğini ifade etti.

(MİLLİYET)

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:59

İLGİLİ HABERLER