Sosyetenin kızları, ördek olmuş ta haberimiz yokmuş… Saçları ve makyajları bozulacak diye ödleri patlıyor…GÜL ERÇETİNGÖZ YAZDI...
Arkası yarın Bodrum turuna başlıyoruz.
Benim Bodrum Türkbükü'nde en sık gittiğim yerler arasında izzet Çapa'nın sahibi olduğu People restaurant beach idi. Neden sık gitmeyeyim? Herkes orada, yemekler enfes, müzik desen müzik. Ee bir de tam bana göre, yazılarıma bol bol malzeme çıkaracağım bir yer. Hele People'nin taş fırınında pişen lahmacun ve pidesi var ya beni çıldırtıyordu. Üzerine de dondurmalı irmik helvası. İzzet Çapa delidir melidir ama bu işi biliyor. Her an mekanda olamasa da, uzaktan kumanda aleti var sanki elinde; istediği an istediği şeyi zaplayıp değiştirebiliyor.
Tabii bu arada People’ın işletmesini yapan Ros Kar ve Garo'yu da es geçmemek lazım. Vallahi gecce gündüz koşuşturup gelen müşterilere harika gecce ve gündüzler yaşatıyorlar. Bir gecce yürüyüşüne çıktığımda yine People'a uğradım. Aaa bir baktım bir locada Seda Sayan ve Gökhan Şükür tam karşı localarında ise eski eşi Sinan Engin karısı Ayşe, kızı ve birkaç dostu oturuyorlar. Hoppala ne tesadüf deyip Seda ile Gökhan'ın masasına yarım saatliğine misafir oldum. Biraz sohbet ettik, gülüştük eee tabii dedikoduda yaptık!!!
Ben masadan kalkarken Sinan Engin'in eşi Ayşe Engin Seda'ya merhaba demek için masalarına gitti. Sarıldılar, öpüştüler. ‘Ne güzel işte medeniyet bu’ dedim kendi kendime. Tabi diğer müşteriler hiç de öyle düşünmüyorlardı herhalde ki her iki masaya da sanki öcüler oturuyormuş gibi bakıp bakıp duruyorlardı.
Kesin içlerinden ‘Bakalım önce hangisi kalkıp gidecek?’ ya da ‘Bakalım şimdi neler olacak; aman bir gazeteci gelsede bunların aynı mekanda resimlerini çekse’ diye düşünüp duruyorlardı. Bu tür konuşmaları o an kulaklarımla duymadım da değil. Seda Sayan, Gökhan Şükür, Sinan Engin, Ayşe Engin’i buradan tebrik ediyorum. Cehalete prim yaptırmayıp aynı mekanda iki eski eşlerin karşılıklı oturabilmelerini gösterdikleri için.
Hadi artık sadede gelip dikenleri batırmaya başlayalım...
Geçen yazımın sonunda sizlere ünlü ailelerinin çocuklarından bahsedecekim. Özellikle Yasemin-Cefi Kamhi çiftinin küçük kızları Lara Kamhi'den.
Maşallah, Türkbükü kazan, Lara kepçe gecce gündüz tüm mekanları sırasıyla turlayıp duruyordu. Havana, Tampa, Divan Palmira, Maki,People, abartmıyorum hem de her gün. Ne enerji bu kız hiç yorulmaz mı?
People'da olduğum bir gün Lara ve birkaç kız arkadaşı Beach'e geldiler. Hepsinin altında aynı model mini üç kart fırfırlı eteklerden. Bütün yaz bu etekleri bunların üzerinde görmekten bana gına gelmişti. İki saatte bir tuvalet molası verip bikiniler çıkarılıp mayolar giyiliyor, makyajlar tazeleniyor. Lara Kamhi'nin kömür karasına boyattığı saçları ve gözündeki lensleri ise bir facia!!!
Buarada güneşlenmek yok. Arada bir gözlerine kestirdikleri yakışıklı çocuklara olmayan boy ve poslarını göstermek için şöyle bir turlayıp, fırfırlı eteklerini çıkarıp suya giriyorlardı. Ama nasıl girmek; yalnızca vücutlarını sokuyorlar kafalar suyun yüzünde!!!
Lara Kamhi kızımız ördek misali kafa yukarda kıyılarda yüzüp duruyor. Ee yazık ne yapsın masmavi sulara kömür karası saçlarının boyasını, makyajını ve gözündeki lenslerini bırakmak istemediğinden bu şekilde serinliyordu.
Neden yazdım bunu söyleyeyim. Aynı şekilde Tampa'da gördüm orada da denize ördek gibi girdi. Havana'da gördüm yine aynı bu kız herhalde açık denizlerde denize giriyor. Bir faciada Maria, Necmettin Eliyeşil çiftinin kızları Melissa Eliyeşil. Gün ve gecce ful makyaj, topuklu pabuçlar, abuk sabuk bikini ve mayolar bir de üstelik her tarafı silikonlanmış. Yazık vallahi yazık bunlar şu an 17, 18 yaşındalar.
Analarının yaşına gelince ne yapacaklar merak ediyorum. Aman banane deyip geçemiyorum işte. Sevgili kocam verdi Gül'ün Dikeni köşesini bana… Kendimi bunları yazmak için sorumlu hissediyorum. Analar, Babalar toparlayın evlatlarınızı. Elbette sonunda evlenecek birilerini bulurlar ama hayatları boyunca mutluluğu, yaşam keyfini bulamazlar böyle giderlerse.
gecce
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:49
