STAR YAZARI, RTÜK BAŞKANI’NI DUMAN ETTİ: ''CELLAT TAŞLARINDA İSİM YAZMAZ!''
KAYNAK : Haber Vitrini
Star Yazarı Cevher Kantarcı, Habertürk ve Star kanallarının kapatılmasına isyan etti: “Sen cellat mısın? Maaşınızı bu halktan alıyorsunuz! Ama maaşınızı verenlerin duymak istediklerini yasaklamaya kalkıyorsunuz! Nereye kadar? Gün ola harman ola! Gün ola devran döne! Unutmayın ki, Osmanlı’da cellatların mezar taşlarında isim yazmaması bir gelenekti! O nedenle de, hayır duası alamazlardı! Yarın sen de o mevkiden gittiğinde, sana bu günlerin hesabı sorulduğunda, sanıyorum hayırla anılmayacaksın! Bırak onun bunun lafıyla, halkın duymak istediklerine cellatlık yapmayı! Bu halka yapılanlar yetti artık! Yetti be!''
KANTARCI'NIN YAZISI:
Cellat taşlarında isim yazmaz!
Önce Star televizyonlarını, sonra da Haber Türk’ü kapattıran ama bu halkın ağzını, beynini, vicdanını, gözünü asla kapattıramayacak olan RTÜK’ün başkanı Fatih Karaca, şimdi şunları söyleyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyor:
‘Yeni kapatmaları bizim bilmemiz mümkün değil... Yüksek Seçim Kurulu’nun takdiridir... Biz sadece bize ulaşan raporları, Yüksek Seçim Kurulu’na bildiriyoruz... Top Yüksek Seçim Kurulu’ndadır.. Biz sadece infazı uygularız...’
Heyyyt, aslanım Fatih Karaca!
Yüksel ki, yerin bu değildir!
Önce dünkü star’da sorulduğu gibi, ben de sana sorayım:
Sen cellat mısın?
Soruyu değiştireyim...
1960’ın Kurucu Meclis Üyesi Oktay Ekşi ile yalnız başına iken birileri hakkında atıp tutup asıp keserken, o birileri ile karşı karşıya geldiğinde, son yıkama suyuna ‘Yumoş’ katılmış gibi yumuşayan Fatih Altaylı, şikayette bulunuyor da, kelleyi sen mi alıyorsun?
Benim bildiğim, Yüksek Seçim Kurulu sadece seçim işleri ile uğraşan ve işini başarı ile yapmaya çalışan bir kuruluştur!
Yüksek Seçim Kurulu’nda, televizyon yayınlarını izlemekle görevli kişiler ve teknik sistem yoktur!
Yüksek Seçim Kurulu görevlileri, bu yoğun çalışma içinde fırsat bulurlarsa, tüm vatandaşlar gibi beğendikleri televizyon yayınlarını seyrederler...
Haber seyrederler, film seyrederler, belgesel seyrederler veya televizyonu kapatıp misafir ağırlarlar ya da yatıp uyurlar!
Yüksek Seçim Kurulu’nda kimsenin, ‘Aman şu televizyon ne halt ediyor bir bakayım da, kapatayım’ diye telaş içinde olduğunu sanmıyorum!
Gelelim esas meseleye! Kanal D’nin haber müdürü, Fatih Altaylı denilen çocuk!
Bu çocuğun, Cem Uzan ve Genç Parti’ye olan duyguları malum...
Hırsı ve kini ve de nefreti o kadar ileri gidiyor ki, bir ‘Amerikan’ şirketi olan Motorola karşısında, ‘Türk’ şirketi Telsim’i aşağılamaya kalkışıyor!
Gidecek olan paranın fakirleştirilmiş Türkiye’den çıkacağını bile düşünmeden, Motorola’yı savunuyor!
Bu durumda da, elbet barajı çoktaaan geçmiş olan, hatta bu durum kendi gazeteleri tarafından bile kabullenilen Genç Parti’den, Kanal D’de hiç bahsetmiyor!
Onu niye kapatmıyorsunuz?
Bu mu tarafsızlık ilkesi?
Kime karşı tarafsızsınız?
Barajı bile aşamayacak olan bir takım düzen partilerine mi, yoksa halka karşı mı?
Halk, Genç Parti’nin mitinglerinde, meydanları dolduruyor!
Çünkü duymak istediklerini duyuyor!
Çünkü, IMF’nin bu ülkeden kovulacağını duymaya susamış!
Çünkü biliyor ki; mutfağında, cebinde, okul kitabında, çarşısında, pazarında, tarlasında, adliyesinde, fabrikasında, midesinde, atölyesinde, emekli maaşında IMF yasakları var!
Bir genç adam çıkmış, ‘Bu yasakları koyan IMF’yi kovacağım’ diyor, siz ise onun söylediklerini yasaklıyorsunuz!
Olacak iş mi bu!
Siz Türkiye’de mi yaşıyorsunuz, Amerika’da mı?
Maaşınızı bu halktan alıyorsunuz!
Ama maaşınızı verenlerin duymak istediklerini yasaklamaya kalkıyorsunuz!
Nereye kadar?
Gün ola harman ola!
Gün ola devran döne!
Unutmayın ki, Osmanlı’da cellatların mezar taşlarında isim yazmaması bir gelenekti!
O nedenle de, hayır duası alamazlardı!
Yarın sen de o mevkiden gittiğinde, sana bu günlerin hesabı sorulduğunda, sanıyorum hayırla anılmayacaksın!
Bırak onun bunun lafıyla, halkın duymak istediklerine cellatlık yapmayı!
Bu halka yapılanlar yetti artık!
Yetti be!
(STAR)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:20