Medya
  • 4.1.2003 11:18

STAR YAZARI TAŞKIN ŞENOL'DAN, MİLLİYET YAZARI GÜNGÖR URAS'A 'MAVİ AKIM' SORUSU...

Bu kepazelik övülemez!.. Hele hele Ayşe Hanım yazılarını kaleme alanlar tarafından hiç övülemez... Çünkü kepazelik diz boyu. İler tutar yanı yok. Bugün, pahalı doğalgaz, pahalı elektrik cenderesinde sıkışıp kalmışsak, kıt kaynaklarımız göz göre göre heba ediliyorsa, bunun en iyi misali Mavi Akım'dır... Güngör Uras'ın dünkü Milliyet'te yayınlanan 'Mavi Akım'ın önemi anlaşılamadı' başlıklı yazısını açıkçası çok yadırgadım... Ayşe Teyze, ya bu işi bilmiyor ya da çok iyi niyetli, diye düşündüm... Uras, şu kadar milyar dolar harcandı, şu kadar uzunlukta boru döşendi, hálá heyecan duymuyoruz. Mavi Akım sayesinde doğalgaz açığımız olmayacak, diyerek öve öve bitiremiyor bu enerji kepazeliğini... Halbuki, Güngör Hoca'nın övdüğü bu proje ve bu anlayış nedeniyle Ayşe Teyze'nin beli bir türlü doğrulmuyor. Yapılan anlaşmalar nedeniyle yıllar boyunca da doğrulması mümkün değil... Güngör Hoca fena halde yanılıyor. Meseleyi sadece başarılı boru döşeme hikayesi olarak algılıyor. O borunun, Türk sanayiinin kalbine saplandığını görmüyor, göremiyor. Sütununa koyduğu BOTAŞ kaynaklı doğalgaz arz ve talep tahmin çizelgesiyle yazısını kuvvetlendirmeye çalışmış. Fena halde yanılmış. Zaten bugün enerji sektöründe pisliğe batmışsak o çizelgenin bulunduğu raporu hazırlayanların yüzünden oldu bu iş... Güngör Hoca bile anlamadığına göre defalarca yazdığım 'enerji kepazeliğini' bir kez daha izah etmekte fayda görüyorum... Vurgun böyle başladı Herşey ANAP yönetimindeki Enerji Bakanlığı bürokratlarının hazırladığı raporla başladı. Güngör Hoca'nın da köşesine aldığı bu rapora göre 2010 yılında Türkiye'nin doğalgaz ihtiyacı 50 milyar metreküpün üzerinde gösterildi. DPT, Dünya Enerji Ajansı, Wood Mackenzie Consultancy ve Dünya Bankası raporlarında ise Türkiye'nin 2010 yılı doğalgaz ihtiyacı 30-35 milyar metreküp civarında tespit edilmişken ANAP'lı Enerji Bakanlığı'nın rakamları hayli şişkindi... Aradaki farka dikkatinizi çekerim. Tam tamına Mavi Akım yoluyla gelecek gaz miktarına eşit!.. Böylece, fiyatına, maliyetine, arz-talep dengesine bakmadan, Bakü-Ceyhan'ın, ucuz Türkmen ve Azeri gazını düşünmeden Mavi Akım'a alelacele imza atıldı. Şişirilmiş gaz tüketim projeksiyonunun tutması imkansızdı. Üzerine ekonomik kriz nedeniyle talebin daralması gelince bir anda doğalgaz fazlası ile karşı karşıya kaldık. Doğalgaz alım anlaşmaları da hakikaten dahiyane idi!.. Taahhüt ettiğimiz kadar gazı almak zorundaydık. Çünkü sözleşmeye göre almasak bile parasını ödemek mecburiyetindeydik. Almadığımız, tüketemediğimiz doğalgaza milyarlarca doları ödemeye başladığımız an başları ağrımaya başlayacaktı. Yedikleri haltı bir başka yanlışla düzeltmeye çalıştılar. Doğalgaz fazlasını eritmek için Allah vergisi kaynaklarımızla elektrik üreten hidrolik ve termik santralları devre dışı bırakmayı tercih ettiler. Doğalgaz çevrim santrallarını teşvik ettiler. Teşvikli soygun!.. Hem de ne teşvik! Rusya'dan bin metreküpünü 140 dolara aldığımız doğalgazı, santrallara metreküpü 2.9 centten satmaya başladılar. Misal, bu yolla ENKA'nın santralları sübvanse edilirken, oluşan zararı BOTAŞ'a yani bizim üzerimize yıktılar. Yıktılar da ne oldu; daha ucuz elektrik mi üretti bu doğalgaz santralları? Hayır? Hidrolik santrallarda bir kilowattsaat elektrik 0.2 cente, yerli linyit kullanılan termik santrallarda 3.33 cente malolurken, doğalgazlı santrallarda rakam 4 centin altına hiç inmedi. Üzerine kredi maliyetleri ve karlarını ekleyince ortaya korkunç rakamlar çıktı. Ürettikleri elektriği 6.66 ila 12 cent aralığında devlete sattılar. Daha bitmedi söyleyeceklerim. Devlet bu pahalı elektriği tıpkı doğalgazda olduğu gibi almak, almasa bile parasını ödemek zorunda! Çünkü sözleşmeler böyle imzalanmış. İşte kurulan bu tezgah nedeniyle Ayşe Teyze'nin evinde yaktığı, eşinin çalıştığı fabrikada kullanılan elektriğin fiyatı düşmez... Ayşe Teyze'nin bütçesi düzelmediği gibi, pahalı maliyetler nedeniyle Türk sanayii ürünleri de dışarda rekabet edemez. Bu tezgah devam ettiği sürece ne Ayşe Teyze, ne de Türk ekonomisi belini doğrultabilir. Gerçekler ortadayken, Güngör Uras'ın Ayşe Teyze'ye ihanet eder gibi yazısını işte bu nedenle yadırgadım. Türkiye'nin kaynaklarını yokeden bu tezgahın övgüye değil, soruşturulmaya ihtiyacı var. Ayşe Teyzeler başka türlü kurtulamaz... (Taşkın Şenol/ Star) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:04

İLGİLİ HABERLER