Gündem
  • 23.4.2008 12:03

TEKBİR GİYİM SAHİBİ OLAY DEFİLEYİ "AMACINA UYGUN" OLARAK NİTELENDİRDİ

Tesettür giyim markası Tekbir'in sahibi Mustafa Karaduman, ilkbahar - yaz kreasyonu defilesinde dua eden ve peçeli mankenlerin Türk ve dünya basında yer almasını 'amacına uygun' olarak nitelerken, peçeli mankenlerin Arap kültürünün bir yansıması olarak defilede yer aldığını söyledi.
Tesettür kıyafet üretimi yapan Tekbir Giyim, ilkbahar- yaz kreasyonunu Yeşilköy WOW Convention Center'da ünlü mankenler Ece Gürsel, Tuğba Altıntop, Elif Ece Uzun, Seçkin Piriler, Ece Ltynova, Arzu Pavlova, Tatyana ve Elnaz Pirayesh tarafından bir defileyle tanıttı. Türk ve dünya basınında uluslararası bir haber ajansı tarafından geçilen, dua eden peçeli mankenlerin yayınlanması geniş yankı buldu.
İHA'ya özel açıklamalarda bulunan Tekbir Giyim Sahibi Mustafa Karaduman, defilenin çok güzel ve amacına uygun olarak yapıldığını söyledi. Mankenlerin yüzleri peçeli bir şekilde dua ederken yer almasının nedeninin Arap kültürünü anlatmak olduğunu belirten Karaduman, "Defilede, Osmanlı öncesi ve Anadolu Selçuklu döneminden, ecdadımızın kıyafet kültüründen, semasından tutun da Osmanlı sultanları, Hindistan ve Arap kültürüne de ele alarak geniş yelpazede bir mozaik oluştu. Günümüz tesettür modası ile bir
sunum oldu. Oradaki sadece bir şeyi aldığın (fotoğraf) zaman amacına uygun olmaz. Oradaki şey (dua eden peçeli mankenler) Arabistan kültürü ve giyim tarzıydı. Diğeri de Hindistan. 365 günün anısına 365 takım ve 56 parça sergiledik. Türkiye öncesi Osmanlı ve daha öncesi Selçuklu'dan bir yansıma oldu" dedi.
Müşterilerinin yüzde 35-40'ının tesettürlü olmadığını belirten Karaduman, bunun nedenini ise şöyle açıkladı:
"Yeryüzünde marka olup da bizim fiyatlarımızda satan yok. Markayı fiyata yansıtmıyoruz. Tesettüre girmemiş insanların uluslararası bir markaya ulaşma imkanı buluyorlar. Dünya üzerinde bir marka olmuş firmadan giyinmesi onların da avantajına".

"BİZİM GİBİ MODACILAR POLİTİK DAVRANMAZ"
Müşteri portföyünde yer alan yüzde 65'lik kesimin ise tesettürlü olduğunu ifade eden Karaduman, son defilede Almanya'nın ünlü modacısı ve Avrupa Moda Konseyi Üyesi Heidi Beck ile çalışmasının nedenini ise, "Bizim için sanat tasarım moda, görüş ve ufuk çok önemli. Tesettür ilk defa Kur'an ile ortaya çıkmış bir kavram değil. İnsanoğlu var olduğu günden beri vardı. Her dönem modeller ayrıydı. Rahiplerin de inancımıza göre örtülü olduklarını görüyoruz. Bütün dünyada tesettürün dışında günümüzün modası yoktu.
Bizim gibi modacılar ön yargılı olmazlar, politik davranmıyorlar. Dünyadaki yeniliklere açıklar. 1992 yılında ilk defilemiz oldu. Tüm dünyaya haber olduk. Ciddi anlamda farkımız oldu. Avrupa da benim tasarımlarından etkileniyor. Alman modacı böyle bir organizasyon içinden olmaktan mutlu olduğunu ifade ediyor. Almanya'ya işçi gönderen bir ülke bu kez Almanya'dan transfer ediyorsa sevinilecek bir şey" diyerek açıkladı.

TEKBİR, İRAN'DAKİ TESETTÜRÜ MODERNİZE EDECEK
Kendilerine İran'dan bakanlık düzeyinde teklif geldiği anlatan Karaduman, "Bakanlık düzeyinde bir talep geldi. Önce fuar organizasyonuna çağırdıklar. Dediler ki; 'biz atom teknolojisini biliyoruz ama giyim teknolojisini de siz biliyorsunuz. Buradaki insanların tasarıma, sanata, modaya ve estetiğe ihtiyacı var. Ya uluslararası olan prestijinizi, markanızı buraya getirirsiniz ya da bizim gençlerimiz çadır dedikleri çarşafa yakın giyim tarzını kabul etmiyor' dediler. Bir gelişim aşaması yaşamak
istediklerini vurguluyorlar. Ön yargılı değiller" dedi.
Türban ve başörtüsü arasında bir kavram kargaşası olduğunu vurgulayan Karaduman, "Türbanı kullanan insan da yok. Çok az insan var. Mesela yemek tarifleri yazarı Emine Beder hanımefendi var. Onun bone şeklinde taktığı şey türbandır. Dolayısıyla yasak olan da o. Hukukçular bunu bilirkişilere götürselerdi belki başörtüsünün yasak olmadığı ispatlanırdı. Biz başörtüsünü savunuyoruz, türbanı savunmuyoruz. Burada kavram kargaşası yaşıyoruz. Üniversitelere başörtüsü ile girilebilir" şeklinde konuştu. Bu yıl
üniversite sınavını kazanan ilk 500 öğrenciye eşap hediye edeceklerini açıklayan Karaduman, "ÖSS'yi kazanan başörtülü ilk 500'e giren her öğrenciye ipek eşarp hediye edeceğiz. Bir öğrenciye bir eşarp vereceğiz" ifadesini kullandı.

"BAŞÖRTÜLÜ ORANI ARTMADI AKSİNE AZALDI"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrunnisa Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın gayet güzel giyindiğini söyleyen Karaduman, talepleri olması halinde dünya çapında konuşabilecek kıyafetleri onlar için tasarlayabileceklerini söyledi. AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından başörtülerin arttığı yönündeki araştırmaların doğru olmadığını aksine tam tersinin olduğunu vurgulayan Karaduman, "2002'de bir gazete başörtülerle ilgili yaptığı araştırmada Türkiye'deki kadınların yüzde 70
oranında başörtülü olduğunu yazmıştı. 6 ay önceki yayınlanan aynı gazetenin araştırmasında başörtülü olanların yüzde 63 olduğu yazdı. 'Ilımlı İslam' dedikleri şey amacına doğru gidiyoruz. Daha önce sakallı olanların şimdi sakalsız olduğunu görüyoruz. Başörtüsünü modernleştirenler de oldu. Aksine bir gevşeme oldu" dedi.

 

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 12:24

İLGİLİ HABERLER