TANSU SARITAYLI
PARİS -Kitabın yazarları M. Arnaud Blin ve Gerard Chaliand, dini içerikli terör eylemlerinin bile öncelikle politik amacı bulunduğunu, teröristlerin sürekli başarısız olmalarının ise onları yok etmediğini savundu.
Amerikan Savunma Enstitüsü Ortak Müdürü ve ''Amerika Geri Geldi-Pentagon'un Yeni Sezarları (Ödülleri?)'' adlı ortak çalışmanın yazarlarından biri olan M. Arnaud Blin ile ihtilaflı konular uzmanı Ermeni asıllı Gerard Chaliand, düzenledikleri ortak basın toplantısında, söz konusu kitabın tanıtımını yaptı. Yazarlar, ilk çağdan günümüze terör olgusunu ve terörist eylemleri ele aldı.
Blin ve Chaliand, Amerika'da 2001 yılının 11 Eylül'ünde meydana gelen saldırılarla dünya kamuoyunun gündemine giren terörizm'in aslında yeni olmadığını, birinci asırda Zelotes'lar ve Orta Çağ'daki katillerin, El Kaide'den çok daha önce terörist örgütler olduğunu belirtti.
TERÖRÜN ÖNCELİKLİ HEDEFİ: POLİTİK
Dini içerikli terör eylemlerinin bile, zaman içerisinde öncelikle politik amaçlı olduğunu öne süren yazarlar, teröristler veya terörizm silahını kullanan eylemcilerin her zaman politik bir hedefi bulunduğunu, tek istisnanın ise, 19. yüzyıl sırasında ortaya çıkan 'Nihilistler' olduğunu bildirdi.
Yazarlar Blin ve Chaliand, terör eylemlerinin politik hedeflerinin her zaman gerçekçi olmadığını da vurgulayarak, ''Günümüzde El Kaide gibi uluslararası bir eylem veya ETA gibi ulusal bir eylem bunu açıkça gösteriyor. Stratejik amaçları genelde ütopik olsa bile, teröristler taktikler kullanıyor. 11 Eylül 2001'de ABD'deki İkiz Kuleler'e ve 11 Mart 2004 Madrid'deki tren garlarına düzenlenen saldırılar gibi...'' dedi.
Terörist eylemlerin doğuşu ve çöküşünün, genelde hep kriz veya ciddi jeopolitik değişimler sırasında meydana geldiğine dikkat çeken M. Arnaud Blin ve Gerard Chaliand, 19. yüzyılda ise, terörist eylemlerin çoğunun, iki büyük İmparatorluğun (Osmanlı ve Avusturya-Macar imparatorlukları) çökmesi sebebiyle ortaya çıktığını, bu şekilde Balkanlar'da ve Orta Doğu'da pek çok bağımsızlık yanlısı eylemlerin doğduğunu kaydetti. Yazarlar, ''Terörizm'' kelimesinin, büyük terör döneminde, yani 1793-94 yıllarında, Fransız İhtilali sırasında ortaya çıktığını ifade ederek, tüm despot toplumlarda, yönetimdekiler için terörün temel bir teknik olduğunu belirtti.
TERÖRE KARŞI SAVAŞ ZOR
Genelde teröristlerin amaçlarına ulaşamadığını, fakat sürekli başarısız olmalarının onları yok etmediğini vurgulayan Blin ve Chaliand, ''Emellerine ulaşamasalar bile, katiller ayakta durmayı başarıyor. Bu sebeple, terörist eylemlere karşı savaş bu kadar zordur ve karşılıklı görüşmeler genelde çıkmaza giriyor. Ve görüyoruz ki, ABD'nin Afganistan'da yürüttüğü gibi, teröristlere karşı yürütülen operasyonlar, kullanılan tüm imkanlara rağmen yetersiz kalıyor'' diye konuştu.
Blin ve Chailand, kitapta, günümüzde Atlantik Okyanusu'nun öbür tarafında çok mürekkep akıtan bir konu olan kitle ölüm terörizminden az bahsedilmesiyle ilgili olarak da şunları söylediler: ''Kitle ölüm terörizmi, nükleer de olsa, kimyasal maddeler de içerse, bakteriyolojik de olsa henüz emekleme devresindedir. Çünkü bunu gerçekleştirmesi çok pahalı. 2001 yılında ABD'de ve daha bir kaç hafta evvel Madrid'de farkettiğimiz gibi, teröristin amaçladığı psikolojik şok için son teknoloji şart değildir''
TERÖRİZMİN GELİŞMESİNE 'DİNAMİT' KATKISI
Teknik anlamda, 19'uncu yüzyılda dinamitin bulunuşu ve üretiminin teröristler için en büyük gelişim aracı olduğunu anlatan yazarlar, ''Hatta dinamitin, bir şekilde günümüz terörizminin gelişmesine katkıda bulunduğunu bile söyleyebiliriz. Garip ama gerçek, teröristlere karşı yürütülen savaşlar, teknikleri ne kadar basit olursa o kadar zorlaşıyor. Teknik bir yana, terörist genelde devletin ve toplumun zayıflıklarını fırsat bilip amacına ulaşmaya çalışıyor'' ifadelerini kullandı.
Yazarlar Blind ve Chailand, teröristlere karşı demokratik toplumların zayıflıklarının, aslında güçlerinden kaynaklandığını, buna örnek olarak da, 'medyanın gücü, sonsuz güven arzusu ve toplumun çekirdeği sivillerin savunmasızlığı'nı gösterdi.
Sivillerin artık teröristlerin başlıca hedefi olduğunu hatırlatan yazarlar, ''Daha önceden asıl hedef, devleti temsil edenlerdi, otoriteydi. Bu demek oluyor ki, terörizm, demokratik toplumların kendi egemenlikleri için gelişmiş olmalarının bedelidir'' şeklinde konuştu.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:55