Ekonomi
  • 6.9.2004 17:45

''TMSF TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK KİT'İ''

Çağlayan, Tasarruf Menduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk'ün, kendisi ve ASO Yönetim Kurulu Üyelerine çalışmaları hakkında bilgi vermesinin ardından, açıklamalarda bulundu. Çağlayan, TMSF'nin bir sonuç olduğunu belirtirken, geçmişte bankacılık sistemindeki lakayıt davranışlar, eş-ahbap-çavuş ilişkileri, denetimlerin eksik yapılması ve üzerine gidilmemesi nedeniyle bir fatura çıktığını vurguladı. Çağlayan, ''bu faturanın tahsilatı için TMSF'ye görev verildi. TMSF de yaptığı çalışmalar sonucunda, Türkiye'nin en büyük KİT'i haline geldi. Başkan, hepimizin patronu oldu'' diye konuştu. TMSF'nin yaptığı uygulamaları ASO olarak desteklediklerini her fırsatta ifade ettiklerini anlatan Çağlayan, şöyle devam etti: ''Biz bankacılık sistemi konusunda geçmişte mevtayı diriltmeye, , ölüyü canlı tutmaya çalıştık. Bu yanlış bir şeydi. Özellikle mevta haline gelmiş bankaların hemen defnedilmesi ve kokuşmaması gerekiyordu. Maalesef biz ölüleri aldık, bu sistemin içine kattık. Türkiye büyük bir borç yüküyle karşı karşıya kaldı.'' FATURANIN EN ÖNEMLİ NEDENİ, MEVDUAT GARANTİSİ Çağlayan 46 milyar dolarlık faturanın en önemli nedeninin mevduata verilen garanti olduğunu anlatırken, bankaların derecelendirme kuruluşlarının denetimine tabi tutulması ve zaman zaman bu bilgilerin kamoyuna açıklanması önerisinde bulundu. Çağlayan, ''vatandaşın, hangi bankanın taşıdığı risk nedir, onu bilmesi gerekir. Bunu, ulusal bankalarımızın speküle edilmesi teklifi gibi algılamamak lazım. Derecelendirme kuruluşlarının ne kadar doğru çalıştıkları...hepimizin bildiği şeyler. Bankalar taşıdıkları riskleri kendileri sigorta etmeli, kamunun üstüne yük getirecek bir uygulama olmamalı'' dedi. PROFESYONEL YÖNETİCİLER ÖNERİSİ TMSF'nin bankaların iştiraklerine el koymasını yerinde bulduklarını ifade eden Zafer Çağlayan, ''300'e yakın bu şirketlerin başına, profesyonel yöneticilerin getirilmesini öneriyoruz. Sadece kamuda çalışan arkadaşları buraya getirmek, yanlış anlaşılmasın ileride özelleştirme idaresi başkanlığı gibi büyük bir KİT'e dönüşebilir. Bu şirketlerin el değiştirmesi söz konusu olduğu için, şirketlerin başına profesyonel yöneticiler getirilmeli ve belli bir takvime dayalı olarak çalışmalı. Bu TMSF'nin borç yükünün azaltılmasına faydalı olur'' diye konuştu. ''TMSF, BİR DÖNEM SONRA VARLIK YÖNETİMİ ŞİRKETİNE DÖNÜŞMELİ'' Çağlayan, TMSF'nin 'bir dönem sonra' mutlaka bir varlık yönetimi şirketine dönüştürülmesi kanaatinde olduklarını vurgularken, ''halen fonda mevta olmuş banka varsa, kokuşmadan tasfiye edilmeli'' dedi. Bankacılık krizi nedeniyle ortaya çıkan faturanın kırmızı çizgileri ortaya koyduğunu da anlatan Çağlayan, 46 milyar dolarlık faturanın ciddi bir oran olduğunu, bunun büyük bir kısmının banka sahipleri, hakim ortakların şirketlerine kullandırdıkları krediden kaynaklandığını vurguladı. Holding bankacılığının çok iyi tarif edilmesi gerektiğini vurgulayan Çağlayan, ''Türkiye, holding bankacılığı yapmaya devam edecek mi, bankacılığı bankacılar mı yapacak?'' diye sordu. Banka sahipliğinin mutlaka tarif edilmesi gerektiğini ifade eden Çağlayan, bankacılığın yüzde 16-17 reel oranlarındaki faizlere rağmen kendi ayakları üzerinde duracak hale gelemediği eleştirisinde de bulundu. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:53

İLGİLİ HABERLER