TOBB, ANNAN PLANI'NIN EKONOMİK BOYUTUNU DEĞERLENDİRDİ
BAYRAM KILINÇER
ANKARA- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından yaptırılan araştırma raporuna göre, Annan planının kabul edilmesi halinde, bunun mutlaka ekonomik çözümle desteklenmesi gerektiği belirtildi.
TOBB, BM Genel Sekteri Kofi Annan'ın Kıbrıs meselesinin çözümü için sunduğu 3. planının ekonomik boyutu araştırdı. TOBB'un, Girne Amerikan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Canan Balkır'a yaptırdığı çalışma sonrası hazırlanan raporda, Annan Planı'nda eksik olan ekonomik konular değerlendirildi. Raporda, iki temel hedef olan Türk oluşturucu devletin ekonomik gelişmişlik ve rekabet düzeyini Rum oluşturucu devletine yaklaştırmak ve oluşturucu devletlerin ekonomik açıdan AB ile rekabet edebilecek düzeye getirme kapsamında, Türk oluşturucu devletinin tam üyelik koşulları çerçevesinde, serbest piyasa ekonomisini uygulama ve AB içindeki pazar güçlerinin rekabet baskısına karşı koyabilecek bir ekonomik kapasiteye sahip olmak zorunda olduğu belirtildi. Hukuki kriter olan ve ekonomide dahil yaşamın her alanını belirleyen AB müktesebatına uyum sağlaması ve mevzuatını yaklaştırması gerektiğini kaydedilen raporda, iç pazarda malların, hizmetlerin, kişilerin ve sermayenin serbest dolaşımının sağlayabilmesi, bunu 'geçiş dönemleri' hesaplanmış bir sürece yayılması, geçiş dönemi koşullarını belirlenmesi ve müzakere yoluyla AB'ne kabul ettirilmesinin mecburiyeti vurgulandı. AB çerçevesinde mal, hizmet ve üretim faktörlerinin dolaşım serbestliği ve dış ticaretinin liberalleşeçeği gerçeğinden hareketle ekonominin yeniden yapılandırılması, rekabet gücü olan sektörlerin saptanması ve bunların teşvik edilmesi için gerekli stratejileri belirlemesi ve bu konuda AB teknik ve finansal destek mekanizmasından yararlanılması gerektiği ifade edilen raporda, her ne olursa olsun, istihdam vegöç politikalarının, nüfus dengesini Türk kesiminin aleyhine bozmamasına, iki kesim arasında ekonomik gelişmişlik düzeyi eşitlenenen kadar vergi geliri paylaşımında Türk oluşturucu devletinin gereksinimleri gözönünde tutulmasına, gelir paylaşımı buna göre yapılmasına ve Türkiye'den gelecek doğrudan transferlerin gelir paylaşımının dışında tutulmasına dikkat edilmesinin gerekli olduğuna işaret edildi. Annan planının eksikliği, sadece Türk oluşturucu devletine 2004-2006 dönemi için aktaracağı 206 milyon Euro'dan bahsetmesi ve buna yapısal fon desteğinin de ekleneceğinin söylenmesine rağmen somut bir veri verilmediğinin hatırlatıldığı raporda, geçiş döneminde sadece turizm değil genelde yabancı sermaye konusunda iki parça devlet arasındaki ekonomik pariteler yaklaşanana kadar, yabancı sermayenin kuzeyde gayrimenkul ve işletmelerin satın alınmasını veya güçsüz şirketleri ele geçirmesini belirli hisse oranlarıyla sınırlandırmanın düşünülmesi ve aynı zamanda, yurtdışındaki Kıbrıslı Türklerin yatırımlarının ülkeye yönlendirilmesi için gerekli teşvik ve muafiyetlerinin düzenlenmelerin yapılması kaydedildi. Raporda sonuç olarak şu görüşlere yer verildi:
''Annan planının eksik olan ekonomik yönü, mülkiyet sorunun huzursuzluğu değil, barışı sağlayacak bir biçimde çözümlenmesinde mutabakata varılması, Türk oluşturucu devletine nüfus dengesinin Türklerin aleyhine bozulmasına müsade etmeyecek önlemlerin alınması, Türkiye'nin AB üyeliğinin tanıdığı bütün hak ve ayrıcalıklardan yararlandıracağının hükme bağlanması, Türk oluşturucu devleti ekonomisi ile ilgili gerekli önlemleriyle geçiş sürelerinin alınması ve AB fonlarıyla desteklenmesiyle tamamlanabilir. Kısa dönemde kapalı bir ekonominin dışa açılmasının sancıları yaşanacaktır. Önemli olan bu geçiş sürecinin az acılı olmasıdır. Bu nedenle Türkiye bugüne kadar verdiği desteği azalan bir trend içinde sürdürmesi gerekebilir. Plan ileride herhangi bir şekilde kabul edilecekse, bunun mutlaka ekonomik çözümle desteklenmesi gerekmektedir''.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:39