Yaşam
  • 4.7.2003 12:07

TÜCAVÜZ MAĞDURU N.Ç : BENİ TAŞLARLAR DİYE KORKTUM...

Mardin'de aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu çok sayıda kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki N.Ç, yaşadıklarından sonra ailesine yönelik tepkilerin kendisini çok üzdüğünü belirterek ‘‘Annemi çok özledim, ne olur onu üzmesinler’’ dedi. Yasak ilişki yaşadığı gerekçesiyle ‘‘recm’’ edilen Şemse Allak'la aynı köyden olduklarını vurgulayan N.Ç, ‘‘Başıma gelenlerden sonra beni de Şemse Abla gibi taşlayacaklar diye çok korktum’’ dedi. Yaşadıklarını, acılarını ve umutlarını Dicle Haber Ajansı'yla paylaşan utanç davasının mağduru küçük N.Ç, yaşadıklarını bir başka çocuğun yaşamaması için konuşmak istediğini özellikle söyledi. Yaşadığı tecavüzün anlatılmasının kendisini ilerde çok üzeceğini, davasının seyrini etkileyeceğini belirtip bunları yayınlamayacağımızı söylediğimizde ‘‘Tamam abla, siz daha iyi bilirsiniz. Ben sadece insanlar okuyup ne acılar çektiğimi, ne işkencelere uğradığımı anlasın istemiştim’’ diyerek anlayışla karşılıyor bizi. N.Ç'nin bir ricası daha oluyor. ‘‘Fotoğrafımı da çekin abla, ama yüzümü saklamam. Siz de karartmayın olur mu? Suç işleyenin yüzü kapatılırmış gazetelerde. Benim suçum ne ki bu yaşananlarda, ben istermiydim böyle şeyleri’’ dediğinde, kendisine bunun da mümkün olmadığını, yaşı küçük olduğu için yüzünü kapatmak zorunda kalacağımızı anlatıyoruz. Bunu da anlayışla karşılayıp başlıyor anlatmaya. İşte N.Ç'nin virgülüne dokunmadığımız kendi kurduğu cümlelerle öyküsü: ANNEMİ ÇOK ÖZLEDİM Ben Mardin merkeze bağlı Yalım Köylüyüm. 13 yaşındayım. 7 kardeşim var, bir tane daha doğmuş ama ben göremedim. Çünkü o dönem hep mahkemelerdeydim. Ben kardeşlerin 6. sırasındayım. Babam çalışmıyor çünkü hasta, annem ev hanımı. Yeni kardeşimi merak ediyorum. Ben dördüncü sınıf öğrencisiydim. Başıma olaylar geldi. Okulu bırakmadım, sınavlara girip, beşinci sınıfı teşekkürle bitirdim. Annemle aram iyiydi, onu çok özledim. ÖLMEYİ İSTİYORDUM Şemse Allak benim akrabamdır. Yani aynı köylüyüz. Beni de Şemse Abla gibi taşlarlar diye çok korktum. Töre cinayetinden çok korktum. Aslında ben kendi kendime ölümü istiyordum. Bilemiyorum belki de ailemin beni öldürmek gibi bir niyeti de olabilir. Belki de ailem küçük olduğumu bildiği için böyle bir şey yapmadılar. Ama ailem dışlanıyor. Ailem üzerinde baskı var, tehdit var. Herkes dedikodu yapıyor, yapsınlar. Ben bütün bunları açığa çıkarmasaydım, daha çok kız bu duruma düşerdi. Ben ailemle görüşmek istemiyorum, utanıyorum. Hiç kimse aileme selam vermiyor. İsterdim ki insanlar bana destek olsun. İsterdim ki mahkememe gelsinler. Suçlular yıllarca cezalandırılsın. Ben kendim için artık bir şey istemiyorum. BENİM TEDAVİM YOK Ben 27 Şubat'ta Malatya Kız Yetiştirme Yurdu'na verildim, oradan beni Adana Kız Yetiştirme Yurdu'na verdiler. Psikolojik tedavi görüyorum. Burada bana sanki ben çok değerli bir kızmışım gibi değer veriliyor. Yurttaki hocalar, müdür, benim mahkememin İstanbul'a gelmesi için uğraşıyor. Hepsi mahkememe katılacak. Ben hiç rahat değilim ve çok hastayım. Ama hastalıklarda insanların tedavisi olur, benim tedavim yok. Ben yaşamak istemiyorum, yaşamaktan nefret ediyorum. Bana bu kötülükleri yapan suçluların serbest bırakılması beni çok etkiledi. BAKANIN CEVABI Ben Adalet Bakanı'na mektup yazdığımda umutla bekledim, acaba ne cevap gelecek diye. Ama bana gelen cevap ‘‘Ben bakanım elimden ne gelir’’ diyor gazetelerdeki konuşmasında. Ne demek benim elimden ne gelir? O bir bakan değil mi? Benim haklarımı aramak zorunda. Ben kendisine yazdığım mektubu da bu sanıkların tutuklanması için yazmıştım. Yazarken bir tek kendimi düşünmedim, bütün tecavüze uğrayan kızlar için istedim. Bakana mektup yazma fikrini de, gazetede okuduğum 70 yaşında bir adamın torunu yaşında birine tecavüz etmesi bana bu fikri verdi ve yazdım. KENDİ İSTEMİŞ DİYORLAR Ben eskiden basına çıkmak istemiyordum, çıkan yazıları da okuyunca yerin dibine geçmek istiyordum. Ama şimdi artık hiçbir şeyin anlamı kalmadı. Kendim çıkmak istiyorum. TV ye gazeteye çıkmak istiyorum, herkes beni görsün. Çünkü herkes, kız kendisi istemiş diyor. Bütün kadınlar beni görsün, gerçekleri benden duysun istiyorum. Bayan milletvekilleri ne biçim milletvekili. Benim başıma gelenler hakkında, bana hiç sahip çıkmıyorlar. Demiyorlar bu kız 12 yaşında, bunları yaşamış, bütün deliller ortada. Herkes kendi kafasına göre hareket ediyor. Hakimler başka bir şey söylüyor, savcılar başka, insanlar başka, bakanlar başka bir şey söylüyorlar. TEK HAYALİM Benim tek hayalim okuyup avukat olmaktı. Okumaktan başka bir isteğim yoktu. Benim ruh sağlığım çok bozulmuş elimde olmadan sinir krizleri geçiriyorum. Dün beni Çapa Ruh sağlığa yatıracaklardı ama ben hastalandım ve bunun için vazgeçtiler. Yine yaşadıklarımın üzerimde yarattığı hasarlar var. Vücudumda yaralar oluşmuş. Bana yapılan tedavi sonuç vermedi. Şimdi başka bir tedaviye başlayacağız. Adalet Bakanı’ndan umutla cevap bekledim Bana bu kötülüğü yapanlar abime saldırabilir Bayan milletvekilleri ne biçim milletvekili Zengin olsaydık herkes arkamızdan gelirdi DEVLET BAKANI AKŞİT’TEN SANIKLARA İnsafsızlar 13 yaşındaki N.Ç'ye tecavüz eden 28 sanığın tahliye edildiği haberini Fas'ta öğrenen Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Devlet Bakanı Güldal Akşit, dönüşünde kararı zehir zemberek bir açıklamayla protesto etti. Bakan Akşit dün Türkiye'ye döner dönmez Hürriyet'e, ‘‘Çocuğun yaşadıkları yetişkin insan için bile çok ağır. Bu 28 kişinin hiç mi aklı fikri yok? İnsafsızlar’’ dedi. N.Ç'nin İstanbul İl Sosyal Hizmetler'de koruma altında olduğunu belirten Akşit, uzmanların N.Ç'yi hem ruhsal, hem de fiziksel olarak tedavi edebilmek için yoğun çaba sarfettiklerini belirtti. N.Ç'nin ciddi bir ruhsal çöküntü halinde olduğunu ifade eden Akşit, haberlerin N.Ç'nin içinde bulunduğu ruhsal çöküntüyü daha da derinleştirdiğini belirtti. Akşit, bu konuda tüm toplumun duyarlı olması gerektiğini söyleyerek ‘‘Yapılan yayınlar ders verici şekilde olmalı. Magazin olarak bakılmamalı’’ dedi. Akşit, bu tür olayların önüne geçebilmek için toplumsal bir dayanışmanın olması gerektiğini belirterek, sivil toplum örgütlerine de tepki gösterdi. Akşit, N.Ç olayına benzer başka olaylar karşısında sivil toplum örgütlerinin gerekli tepkiyi göstermediğini, ancak olayların magazinsel bir hale geldiğinde bu örgütlerin ortaya çıktıklarını savundu. (HÜRRİYET) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:16

İLGİLİ HABERLER