Asayiş
  • 27.1.2009 00:05

TUNCEL'DEN ÇARPICI İFADELER!..

Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen davanın öğleden sonraki oturumunda, muhbir Erhan Tuncel'le çalışan Muhittin Zenit'in avukatlar huzurunda alınan yeni ifadesi okunduktan sonra sanık Erhan Tuncel'in geçtiğimiz celse tanık olarak gösterdiği üç istihbaratçı polis "tanık" sıfatıyla dinlendi.

Tanık kürsüsüne ilk olarak istihbaratçı polis memuru Mehmet Ayhan alındı. 2005 yılı Temmuz ayında Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde çalıştığını anlatan Mehmet Ayhan, diğer polis Muhittin Zenit ile birlikte zaman zaman Erhan Tuncel'le görüşmelere gittiğini belirterek, "Erhan Tuncel, haber elemanı olarak çalışıyordu. 2006 yılı Şubat ayında Yasin Hayal'in eylem planladığı şeklinde beyanı oldu. Üstlerimize rapor ettik" dedi. Tuncel'in suikaste dair ihbarının ardından teknik ve fiziki takibe başladıklarını anlatan Ayhan, Muhittin Zenit'in Bayburt'a tayininin çıkmasının ardından ağustos 2006'da bu görevi kendisinin devraldığını da belirterek şunları söyledi:

"Erhan Tuncel daha sonra bir gelişme olmadığını, Yasin Hayal'in normal hayatına devam ettiğini, eylemden vazgeçtiğini söyledi. Ben de bu durumu amirime bildirdim. Eylül ayı gibi yalan söylemeye meyilli çelişkili bilgi veren biri olduğu için kendisine söylemeden irtibatı kesildi. Soğuma süreci işletildi" dedi.

Dink ailesinin müdahil avukatlarından Ergin Cinmen, istihbaratçı polise "teknik ve fiziki takibi ne zamana kadar sürdürdüklerini" sordu. Mehmet Ayhan da "Hiç bırakmadık" diye yanıt verdi. Bunun üzerine Cinmen, "Peki madem cinayeti biliyordunuz, bunu nasıl atladınız?" diye sordu. Polis memuru Ayhan ise bu soruyu yanıtlarken "Biz elimizden geleni yaptık. Son güne kadar da Yasin Hayal'in telefonunu dinledik. Ancak, çalışma esnasında somut bir gelişme olacağına dair bulguya rastlamadık. Elimizden bu kadarı geldi. Ogün Samast'tan hiçbir zaman bilgimiz olmadı" diye konuştu. Ayhan, müdahil avukatların "Yasin Hayal'in İstanbul'a geldiğinden haberdar oldunuz mu?" şeklindeki sorusunu ise, "Hayır, olmadık" diye yanıtladı.

Erhan Tuncel "Üstlerinizden bu şekilde ifade vermeniz için baskı gördünüz mü?" diye Ayhan'a sordu. Ayhan, "Kesinlikle hayır" diye yanıtladı.

İkinci tanık Mumcu: Yasin Hayal'de o yürek de var

Tanık olarak dinlenen Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde istihbarat komiseri olarak çalışan Özkan Mumcu ise kısa bir süre Erhan Tuncel ile ilgilendiğini ve sonra askere gittiğini söyledi. Şu anda Kayseri'de görev yaptığını belirten Mumcu, "Şubat 2006 tarihinde Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldüreceğini söyledi. Tuncel'den başka istihbarat elemanımız yoktu. Araştırdık bulamadık" dedi.

Avukat Bahri Belen , "Polis memuru Muhittin Zenit, Yasin Hayal'in bu fikrinden hiç vazgeçmediğini anlatıyor" dedi. Mumcu ise "Şubat 2006'da olayı duyduk. Sonra Yasin Hayal'in silah aradığı şeklinde duyum geldi. Ancak bir süre sonra bu düşüncesinden vazgeçtiği bilgisi geldi. Bize gelen bilgi fikir düzeyinde Yasin Hayal'in tek başına yapacağına dair ham bilgi. Aktif olarak şuradan silah alacak, şu şekilde yapacak şeklinde bilgi yok" diye konuştu. Avukat Belen, Mumcu'ya "Erhan'ın jandarma ile irtibatı olup olmadığını biliyor musunuz?" diye sordu. Mumcu bilmediğini söyledi.

Mumcu ayrıca, polis memuru Muhittin Zenit'ten gelen bilgileri, Erhan Tuncel'in ihbarlarını İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bildirdiklerini, hatta bu bildirimin ardından İstanbul'dan Volkan Altınburak ile de bu ihbarı konuşup paylaştıklarını belirtti. Mumcu, "Erhan Tuncel'den bilgi alıyorduk. Yasin'in silah bulamamasını olaydan soğuduğu şeklinde değerlendirdik. Teknik takibimizdeydi ama teknik takibe girmediyse ne yapalım? dedi.

Osman Hayal'in avukatı Fuat Turgut, tanık komisere "Yasin Hayal'in bu cinayeti tek başına yapabilecek birikimi var mıdır?" şeklindeki sorusunu ise Mumcu, "Yasin Hayal'de cinayet işleyecek yürek var. O yürek de var Yasin'de" şeklinde yanıtladı. Mumcu'nun bu sözlerine salondakiler büyük tepki gösterdi.

Üçüncü tanık Karakaya: Ölüm kontrolümüz dışındaydı

Üçüncü tanık polis Onur Karakaya da ifadesinde Erhan Tuncel ile 2006 yaz aylarında tanıştırıldığını 4-5 kez görüştüğünü anlattı. Karakaya, Tuncel'den Hayal'in Dink'i öldüreceğini öğrendiklerini de belirtti. Karakaya, "Bilgi aldık ama somut bir bilgi yoktu. Olaydan sonra amirim beni arayıp cinayeti bildirdi. Erhan'ı aramamı söyledi. Arayıp konuyu anlattım. Çok şaşırdı. 'Yasin'in yapmış olabilir mi?' diye sordum. 'Yok o olamaz, burada' dedi. Ogün Samast olduğunu basından öğrendim." diye konuştu. Karakaya'ya soru soran Kezban Hatemi ardından tanığa, "Ölüm zaten sizin görevinizi yapmadığınız anlamına geliyor" dedi. Karakaya ise, "Ölüm bizim kontrolümüz dışındaydı. Biz görevimizi layıkıyla yaptık. Üstümüze düşeni en iyi şekilde yerine getirdik" diye yanıtladı.

Sanık Erhan Tuncel, Karakaya'ya bu şekilde ifade vermesi için amirlerinden baskı görüp görmediğini sordu. Karakaya, baskı görmediğini söyledi.

Polislerin ifade verdiği sırada Alperen Ocakları'nın adının sık sık geçmesi üzerine sanık Trabzon Alperen Ocakları Başkanı Mustafa Öztürk söz alarak, "Sınavlarımızın olduğu bir dönemde Yasin Hayal'den sadece 9-10 gün ocağı açıp kapatmasını istedik. Herhangi bir ücret de vermedik. Sürekli Alperen Ocakları belirtiliyor, yanlış anlamalara yol açabiliyor" dedi.

"Büyük Abi"den şok açıklamalar

Duruşmada söz alan Erhan Tuncel, "İki yıldır herkesi dinledim. Şimdi savunma yapacağım. Papazın darp edilmesi olayında ben yokum. O dönemde Yasin Hayal'le tanışmıyordum. 2001-2002 yıllarında öğrenci yurdunda kalıyordum. Trabzon'da bir kilise olduğunu da Yasin Hayal'le tanıştıktan sonra öğrendim. Eğer birlikte suç işleseydik yurtta kaldığımı da bilirdi. Hiçbir ifademde de bu olaylar içinde yer aldığımı söylemedim" dedi.

Muhittin Zenit'in haber elemanlığı teklifiyle çalışmaya başladığını söyleyen Tuncel, "Yasin Hayal'in cezaevine girmeden önce Dink'i öldürmek gibi bir niyeti yoktu. Ancak cezaevinden çıktıktan sonra Dink'i öldüreceğini söyledi. Ben de bunu Mehmet Ayhan ile Muhittin Zenit'e bildirdim. Geldiler görüştük. 'Bu kim' dediler. Ben de Ermeni bir gazeteci olduğunu söyledim. Ona bu kişinin düşünen bir insan olduğu için ondan zarar gelmeyeceğini ve ona bir şey yapmamasını söylememi istediler. Dink'i merak ettikleri için Metin Ahmet Yaşar adlı bir kişinin IP'sinden google'da arama yaparak resimleri buldum ve gösterdim" dedi.

"Dink'e birşey olursa seni gömerim"

Polisler Ercan Demir, Özkan Mumcu ve Mehmet Ayhan'ın değişik zamanlarda Muhittin Zenit ile geldiklerini sözlerine ekleyen Tuncel, "Gelirlerdi, konuşurduk. Benden cinayetin azmettiricisini ve İstanbul'a gittiğinde nerede kalacağını öğrenmemi istediler. Ben de Yasin Hayal'in cezaevinde bulunduğu sırada Hizbullah ve İbda/C sanıklarıyla tanıştığını, cezaevinde onların Hayal'in aklına bu fikri sokmuş olabileceğini söyledim. Yasin Hayal'le 3 kez konuştum ve cinayetin kendisine ve ailesine zarar vereceğini söyledim. Yaklaşık 3 ay boyunca bu konuyu benimle konuşmadı. Ben de sormadım. 17 Nisan 2007'de beni arayıp 6 yıl ceza aldığını ve moralinin bozuk olduğunu söyledi. Yanına gittim. '6 yıl yatacağıma onu vurup 40 yıl yatarım' dedi. Bunu da Muhittin Zenit'e bildirdim. Muhittin Zenit'te bana 'Bu işe engel ol. Eğer olmazsan sen de gidersin' dedi. Bu durumdan bunalıp işten ayrılmak istedim. Durum Ercan amire söylenmiş. Ercan amir beni 'Artık yapamayacağını söyledin. Hrant Dink'e bir şey olursa seni gömerim. Yoksa kafanda tasarladığın şeyleri Yasin Hayal'e mal ediyorsun?' diyerek tehdit etti. Ben de bağımı koparmalarını istedim. Bunun üzerine Muhittin Zenit adım adım beni takip etti" diye konuştu.

Tuncel şöyle devam etti:

"Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin hukuk müşavirliğinde çalışıyordum. O gün işten çıkarıldım. Aynı gün Muhittin Zenit ile Mehmet Ayhan müdürün benimle görüşmek istediğini söyledi. Emniyete gittik. Özgür Bey geldi ve elinde neskafe vardı. Dink konusunda 'Zeynel' diye bir çocuğu ayarladıklarını söyledim. Yeniden Yasin Hayal'le konuşmamı istediler ben de 'Biraz da siz konuşun' dedim. Son görüşmemizde Ercan Demir amir vardı. 'Tamam sıkılmış olabilirsin. Git ama Yasin'le fazla muhatap olma' dedi. Olaydan 20-25 gün önce msn'de görüştük. 'Bir şey varsa söyle yoksa seni yakarlar' dedi. Bunu cezaevinde öğrendim. Oysaki Muhittin Zenit daha önce 'Sen yakılacak adam değilsin' demişti. 19 Ocak'ta maillerime bakmak için kafeye gittim. Ogün Samast ve Muhittin Zenit online dı. Bende şu kanaat oluştu. Cinayet işleyen adamın internette ne işi var. Kürşat kod adlı polis beni aradı. Latife yapıyor sandım. Fotokopi çekmek için üniversitenin dışına çıkıyordum. Muhittin Zenit aradı. 'Galiba bunlar yapmış' dedi. Ben de 'Onlar yapmamış olmalı'
dedim. İnternet kafeye girdim. Zeynel oradaydı. Aralarında daha iyi tanıdığım
Ersin'e Yasin Hayal'le Ogün Samast'ı sordum. O da bilmediğini söyledi. Alt yapısı yıllar önce oluşturulmuş bir tertip sonucu buraya getirildim. Daha sonra gece beni emniyete aldılar. Orada Mehmet Ayhan bana 'Bu işin beyni sensin. Hrant'a bir şey olmayacaktı. Seni gömerim demiştim' dedi. Bu arada Kürşat kod adlı memur içeri girdi. Ben 'Size dememiş miydim?' dedim. Bana dedikleri 'Olayı bildirseydin başına bir şey gelmezdi.' Sonra bana evime gitmemi söylediler. Ancak ben bildirmiştim."

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 01:49

İLGİLİ HABERLER