Ben biliyorum ki; Erhan, hemen her kanaldan teklif aldı ama ATV'ye inandı ve kanalını para için terketmedi... Çok sevdiği Ali Kırca, Star TV'ye geçtiğinde de ATV'yi tercih etti... Erhan hakettiği kanalın Ankara temsilcisi de oldu... Sonuçta medyamızın bugünkü gerçek kuralları çalıştı ve Erhan bu vefalı tavrının faturasını ağır ödedi ! Şöyle ki;...
ATV'de neler oluyor...?
Erhan Karadağ'ı tüm medya tanır... O, ATV'nin ilk yıllarından beri Ankara bürosunun en çalışkan, en saygın, en başarılı isimlerinden biri oldu hep... Ben biliyorum ki; Erhan, hemen her kanaldan teklif aldı ama ATV'ye inandı ve kanalını para için terketmedi... Çok sevdiği Ali Kırca, Star TV'ye geçtiğinde de ATV'yi tercih etti... Erhan hakettiği kanalın Ankara temsilcisi de oldu... Sonuçta medyamızın bugünkü gerçek kuralları çalıştı ve Erhan bu vefalı tavrının faturasını ağır ödedi !
Şöyle ki;
Kanal, Turgay Ciner'e geçmiş, mal mülk transferi sırasında patronun uyanık adamları, enterasan operasyonlar yapmaya başlamışlardı... Bir gün birim müdürleri çalışanlara ''ATV Haber Ajansı'ndan, Merkez Haber Ajansı kadrosuna geçiyoruz... 'ATV Haber Ajansı'ndan alacağımız yoktur' diye kağıt imzalayın'' tebligatını yaptı... Ne olduysa ondan sonra oldu...
Haber merkezinin başındakiler kanalda yeniydi. Yani kaydadeğer tazminat alacakları yoktu... Oysa Erhan Karadağ gibi kanalın eskileri böyle bir kağıt imzaladıklarında yılların emeği bir anda uçup gidecek, çocuklarının geleceğinden vazgeçmiş olacaklardı... Gazetecilerin, emeklilik ve kovulma dışında toplu para alamadıkları bir ortamda haber merkezi çalışanlarının kendiliğinden bu haktan vazgeçmeleri beklenemezdi... Öyle de oldu... Yeniler hemen imza atarken bazı eski çalışanlar baştakilere bu haklarından vazgeçemeyeceklerini söyledi... Haberi yönetenler hemen Ankara temsilcisi Erhan'ı İstanbul'a çağırıp ikna etmeye çalıştı... Ancak ikna olacak bir durum yoktu ! Çünkü kimse yılların emeğini harcamak istemiyordu. Kaldı ki; bu hakettikleri paraları Tezkan da ödemeyecekti... Haber merkezi kurmayları, hemen toplandı; çareler arandı...
Çare bulundu; Erhan Ankara temsilciliğinden alınıp, yıllık izne çıkarıldı ve yerine İstanbul'daki ekipten Murat İde atandı... Ekip, Ankaralı bir temsilci istemiyor araya yabancı sokmuyordu... Erhan Karadağ, izne çıkarıldı ve bu işsizlik ortamında yola gelmesi beklendi... Ekip, sonuçtan emindi; ''Kim ATV Ankara büroda çalışmak istemezdi ki...? Erhan iş bulamayacak eninde sonunda hakettiği paradan vaz geçecekti !''... Operasyonu halleden yönetici de patron katında biraz daha itibar görecekti. Zaten Ciner ne zaman Beşiktaş maçına gitse yönetici de gidiyor ayrıca tenis maçları da organize ediyordu... İşler yolundaydı... (Bu ekip, demokrasi ve insan haklarına saygı konusunda mangalda kül bırakmamakla ünlüydü !)
Ancak yargı böyle demedi. Erhan göreve iade edildi... Erhan bir kez daha izne çıkarıldı... İzin bitti, Erhan yeniden döndü... Bu kez karşısına çıkarılan yıldırma taktiği enteresandı; ''Sen temsilci değil muhabirsin !'' denildi... Haberin başı kararlıydı; mücadele devam edecekti...
Şimdi bu noktada soruyoruz....
1- Turgay Ciner'în, Erhan'ın bu durumundan haberi var mı ? Yoksa haber merkezinin yöneticileri kraldan çok kralcılık mı yapıyor ?
2- Haberi yönetenler, patronun adamlarına ''Hayır Erhan'a yapılan insan haklarına sığmaz. O bizim neslektaşımız... Bugün ona yarın bana... Erhan'ın yanındayız !'' diyemezler miydi ? Deselerdi ne olurdu ?
3- Eğer Erhan, tazminatından vazgeçerse, aynı işyerinde uzun süre çalışan birçok meslektaşımız için emsal teşkil etmez mi ? Kralın adamları bu durumda ne kazanır ?
4- Kendi hakkını savunamayan, meslektaşının haklarına göz diken gazeteciler, gerçekten gazeteci mi ? Ali Kırca, yıllarca omuz omuza çalıştığı Erhan'ın bu durumuna ne diyor ?
habershow
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:59