Ekonomi
  • 17.6.2003 12:27

TÜRK HALKI ŞARIK BEY'İN CEBİNİ ISITIYOR!

Mavi Akım'dan gelecek doğalgazın en büyük müşterisi, Enka'nın geçen yılın sonlarında devreye giren santralleri. Bu santrallerde pahalı gaz aynı zamanda pahalı bir şekilde de elektriğe dönüşüyor. Üretilen gaz üzerinden Enka'nın kazancı dolar bazında yüzde 45. Bu brüt kâr marjı henüz Bill Gates'in firmasında bile yakalanamadı. Enerji Bakanı Hilmi Güler'in Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nda verdiği bilgilere göre doğalgaz ve elektrik enerjisi projeleriyle Türkiye son yıllarda sistemli bir şekilde ''ele geçirilmeye çalışıldı''. Bakan Güler bu gizli planı anlatırken, ''Sistemli şekilde kasıtlı olarak elektrik kesintilerine gidildi. Panik oluşturuldu. Her koşulda sözleşmeler imzalatmak için ortam hazırlandı'' diyerek, hem doğalgazda, hem de elektrik tüketiminde talep projeksiyonları şişirilerek devletin aleyhinde anlaşmalar yapıldığını anlattı. Bu rantı kim yiyor? Doğalgazda yaşanan soygunu TBMM tutanaklarını kaynak göstererek gün ışığına çıkaran VATAN şimdi de, özel sektör elektrik şirketlerinin dosyasını açıyor. 1990'ların sonunda ''Karanlıkta kalacağız'' kampanyasıyla özel sektör enerji yatırımlarından en büyük pastayı alan şirket ENKA. ENKA'nın doğalgazı elektrik enerjisine çeviren üç dev santrali var. Bunlar yıllık 6 milyar 330 milyon kwh kapasiteli Adapazarı, 12 milyar 660 milyon kwh kapasiteli Gebze ve 12 milyar kwh kapasiteli İzmir elektrik santrali. Enka bu santrallerde Amerikan Intergen ve Shell gibi dünya devleriyle ortak. 32 milyar kwh'lık kapasitenin ne kadar büyük olduğunu anlatmak için şu örnek oldukça çarpıcı: Bu rakam Portekiz veya Yunanistan'ın tüm üretimine yakın. Atatürk, Keban, Karakaya gibi devlerle birlikte Türkiye'nin 7 büyük hidroelektrik barajının toplam 27 milyar kwh'lık kapasitesinin bile üzerinde. 20 yıl garantili kar 21 Eylül 2002'de üretime başlayan Gebze ve Adapazarı santrallerinin yıllık üretim kapasitesi toplam 19 milyar kwh. Devlet ile ENKA arasında yapılan anlaşmaya göre, devlet ENKA'ya belli bir formülle ortaya çıkan fiyattan doğalgaz verecek, bu formüle göre oluşacak fiyattan üretilen elektriği de satın alacak. Yani ENKA maliyeti ölçüsünde satış fiyatı belirleyerek sabit oranda kârlılığını koruyacak. Ürettiği enerjiyi satamaması gibi bir durum da yok. Devlet bu santrallerde üretilen elektriği satın olmak zorunda. Açılış töreni sırasında belirtilen fiyatlar ise şöyle: ENKA'nın santralleri, ürettiği her kilowatsaat elektrik için BOTAŞ'a 2.88 cent ödeyecek. Buna karşılık ürettiği her kilowatsaat elektriği devlete 4.2 cent'e satacak. Santraller üretilen her kilovatsat elektrik için 1.32 cent kar edecek. Kâr marjı tam yüzde 45. Dünyada bilgisayar yazılımı sektöründe bile bu kadar büyük ''brüt kâr marjı oranı'' yok. Hesaba devam edelim: 2 santral yılda 19 milyar kilowatsaat üretim yapacak demiştik. 4.2 cent fiyatla tesislerin yıllık satış hasılatı 798 milyon dolar tutuyor. Yapacağı toplam doğalgaz ödemesi ise 2.88 cent'ten toplam 547 milyon dolar. Bu hesaba göre 2 santralin yıllık satış kârlılığı 251 milyon dolar oluyor. İzmir santralinin aynı şartlarda çalıştığını varsayıp hesabımızı 32 milyar kilowatsaat üzerinden yapalım: Devlete satılan elektriğin yıllık tutarı 1 milyar 344 milyon dolar, BOTAŞ'a ödenen gaz bedeli ise 921 milyon dolar. Üç santralin yıllık brüt satış kârlılığı 423 milyon dolar. 20 yılda toplam brüt kâr 8 milyar doları aşıyor. Santrallerin yatırım bedeli ise 2.2 milyar dolar.. İşin bir ayağı daha var: Bunlar Yap-İşlet Devret projesi değil; her üçü de Yap-İşlet modeliyle inşa edilen santraller. Yani mülkiyeti sonsuza kadar ENKA ve ortaklarına ait. Sadece anlaşmaları 20'şer yıllık. Enka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şarık Tara iki santralin açılışında yaptığı konuşmada kilowatsaat başına 4.2 cent'lik fiyatın bu tip santraller arasında en ucuz fiyat olduğunu söylemişti. Ancak VATAN'ın Hazine Müsteşarlığı kaynaklarından edindiği bilgiye göre bu fiyat 5 cent'in üzerine hatta 6 cent'e kadar çıkıyor. Bu yükselişin sırrı da anlaşmalardaki ''eskalasyon'' maddesinde yatıyor. Katolik nikahı gibi... Bakın Enerji Bakanı Hilmi Güler Yolsuzluk Komisyonu'nda bu ''eskalasyon'' meselesini nasıl anlatmış: HİLMİ GÜLER: Dönsen dönemiyorsun, gitsen gidemiyorsun. Katolik nikahı gibi, boşanamıyorsun da. Sıkıntı şu; Anlaşmalar dolarla yapılmış. Haydi bunu anlayabilirsiniz, Türk parası, enflasyon, bilmem ne diyebilirsiniz. Fakat dolarla yaptığın anlaşmaya bir de eskalasyon koyuyorsun, yılda yüzde 4.5-5. Halbuki ABD'deki oranlar yüzde 2-2.2 filan. Yani paradan para kazanıyorlar adamlar. Türk parasının dışında dolarla yaptın, haydi anladım, onu bir derece anlıyorum, uyanıklık yapmış dolara geçmiş, fakat ondan sonraki rakamlar, bir de ayrıca dolar üzerinden yüzde 4-4.5 eskalasyon koymuş. (Vatan) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:10

İLGİLİ HABERLER