KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA- Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, hükümetin ''IMF politikalarını uygulamaya devam etmesi durumunda, Türkiye'nin Arjantin'e benzeyeceğini ve Türk halkının tepkilerinin de Arjantin halkının tepkileri ile aynı olacağını'' öne sürdü.
Türk-İş Başkanlar Kurulu, bölge müdürlüklerinin kapatılması, kamuda resen emeklilik uygulaması ve bundan sonra yapılacak eylemleri değerlendirmek üzere, Türk-İş Genel Merkezi'nde toplandı.
Toplantının açılışında konuşan Meral, ''uygulanan IMF politikaları'' ile gelinen noktanın ''felaket'' olduğunu savunarak, ülkede yatırımların durduğunu, tarım ve hayvancılığın çökertildiğini, yüzbinlerce işyerinin kapatıldığını ve milyonlarca işçinin işsizliğe terk edildiğini kaydetti.
''Devlet Bakanı Kemal Derviş'in bile, IMF'den alınan borcun tekrar borç ödemesine gittiğini açık açık ifade ettiğini'' anlatan Meral, Derviş'in özelleştirmelerden hiçbir yarar sağlanamadığını, özelleştirmeler sonucunda elde edilen 9.9 milyar dolarlık gelire karşılık 9.7 milyar dolarlık giderin olduğunu açıkladığını söyledi.
Meral, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu gelinen ve görünen gerçeklere karşılık hükümet, halen IMF'nin dayatmalarına boyun eğmekte, yeni bazı sorunları gündeme getirmektedir. Kamu küçültülerek, devletin ana müesseseleri yok edilmek istenmektedir. Bunun anlamı, onbinlerce işçinin işinden çıkarılması veya başka illere sürgün edilerek mağdur edilmesidir.
Sayın Başbakan'ın taahhütlerine rağmen, resen emeklilik fiilen gündemdedir ve uygulanmaktadır. Ayrıca, kazanılmış hakların geri alınması hazırlıkları yapılmaktadır.'' Ulu Önder Atatürk'ün 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi'nde çok önemli bir noktaya değindiğini hatırlatan Meral, Atatürk'ün ''Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkenin, siyasi bağımsızlığı olamaz'' dediğini belirterek, bugün ülkenin ekonomik yönden ''IMF ve Dünya Bankası'nın denetimine sokulduğunu'' ve bu durumun çok üzücü olduğunu kaydetti.
''AB'YE ONURLU ÜYELİK''
Ülkenin bunca sorunu varken ve halk iş ve aş beklerken siyasilerin bir bölümünün ''Avrupa Birliği'ne girdik, giriyoruz'' dediğini belirten Meral, ''Onurlu bir şekilde Avrupa Birliği'ne katılmayı, Türk-İş olarak biz, siyasilerden daha çok istiyoruz. Bu, bizim genel kurul kararımızdır. Ama, katılım onurlu bir şekilde olmalıdır'' dedi.
Meral, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasını ve Türkiye'nin bölgedeki muhtemel bir savaşa kesinlikle sokulmamasını istediklerini dile getirerek, Filistin'deki insanlık dışı katliamları lanetlediklerini kaydetti.
Eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın uzun yıllar danışmanlığını yapan bir Amerikalı'nın, ''Türkiye, Irak operasyonuna destek verecek. Çünkü, Türkiye'nin sahibi IMF'dir. IMF, parasını verip Türkiye'yi satın aldı'' dediğini ileri süren Meral, ''Hiçbir güç, Türk halkını hiçbir zaman boyunduruk altına sokamamıştır ve sokamayacaktır. Türk-İş'in verdiği asıl mücadele, bağımsızlık, ulusal egemenlik, güçlü ve onurlu bir Türkiye mücadelesidir'' diye konuştu.
''TÜRKİYE, ARJANTİN'E DÖNECEK''
Bayram Meral, ülkenin en önemli sorunlarından biri olan işsizliğe çözüm bulunması, kamu kurum ve kuruluşlarının korunmasını, İş Güvencesi Yasa Tasarısı'nın bir an önce Meclis'ten çıkarılmasını, emeklilikte kademeli geçiş konusunda Türk-İş'in isteklerinin ciddiye alınmasını, geçici işçilere kadro verilmesini ve çalışanların kazanılmış haklarının korunmasını istediklerini söyledi. Meral, şöyle devam etti:
''IMF'nin dayattığı ve hükümetin uygulamaya koyduğu programların ülkeyi ne hale getirdiğini, hep birlikte izliyoruz. Hükümet, IMF politikalarını uygulamaya devam ederse korkarım ki Türkiye, Arjantin'e dönecek. Türk halkının tepkileri de Arjantin halkınınkilere benzeyecektir.
Biz, bugüne kadar ülkemiz ve halkımızı düşünerek yapıcı ve demokratik bir çizgi izledik. Geçen ay, büyük bölge toplantıları yaptık. Temsil ettiğimiz kitlenin IMF'ye ve hükümete çok tepkili olduğunu bir kez daha gözledik. İşçiler, artık salonlardan meydanlara çıkılmasını istemektedir.
Başkanlar Kurulumuz, ülkemiz, halkımız için üzerine düşen ne ise nerede ne yapılması gerekiyorsa bugün, onun kararını verecektir. Eğer, bu kararımız sorunlara yol açarsa bunun sorumlusu biz değil, IMF'nin isteklerini yerine getiren siyasiler olacaktır.''
''SAYIN BAŞBAKAN, SÖZÜNÜ YERİNE GETİRSİN''
Meral, bir gazetecinin, ''Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, 'İş Güvencesi Yasası'nın çıkması konusunda işçi sendikaları yeterli desteği vermiyor' dedi'' yönündeki sözlerine, şu karşılığı verdi:
''Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, hükümetin ortağı. Katkı sağlıyoruz, ama Meclis'te biz yasayı çıkarmıyoruz. Biz, gücümüz oranında katkı sağlıyoruz. Ayrıca, bir işveren konfederasyonu başkanının söylediği sözü, hepimiz biliyoruz. Hükümet, bunun altından kalkmak zorundadır. Bu yasayı çıkarmak zorundadır. Koyacağımız tepkiler içinde bu yasanın çıkması da var.'' Meral, kamuda resen emeklilikle ilgili bir soruyu yanıtlarken de bazı siyasilerin, ''kamu kesiminde 300 bin kişinin işe alındığını söylediğini'' belirtti. Meral, şunları kaydetti:
''Bunlar nereye alındı? Ben merak ediyorum. Bu insanlar nereye alındı, bilmek istiyoruz. Bunlar, IMF'nin ortaya koyduğu programlardır. Bizi ziyarete gelen IMF heyetine şunu söyledim, 'Siz iki şeye hizmet ediyorsunuz yaptığınız programlarla, bunlardan birincisi, bütün devlet müesseselerini ortadan kaldırarak işsizliği artırıyorsunuz, işsizliğin artması demek, yolsuzluğun artması demektir. Bu, kargaşanın artması demektir. İşsiz kalan insan bir şeyler yapar. Ne yapar? Ya dağa çıkacaktır, ya hırsızlık yapacaktır.Siz, teröre katkı sağlıyorsunuz bu yaptıklarınızla' dedim.Biz, bunları oturup hükümetle de konuşuyoruz. Daha sert tanımlarla konuşuyoruz. Duvardan ses çıkıyor, ama onlardan ses çıkmıyor. 30-40 bin kişiyi işten atıyorum demek, kolay bir iş değil. Kimsenin babasının çiftliğinde çalışmıyor onlar. Fazlalıkların nerede olduğunu biliyoruz. O zaman biz de sorarız, 550 milletvekili ne iş yapıyor diye... Halkı bu kadar rahatsız etmesin siyasiler. Halkımızın hala parlamenter sisteme saygısı varsa, demokrasiden ümit bekliyorsa, siyasilerimiz lütfen bunu idrakına varsınlar, halkı tahrik etmesinler.'' Meral, bir başka soru üzerine de Başbakan Bülent Ecevit'in, ''kamuda istek dışı emeklilik olmayacağı'' yönünde televizyonlarda açıklamada bulunduğunu belirterek, ''Sayın Başbakan, verdiği sözü yerine getirsin. Bu ülkede Sayın Başbakan'ın verdiği söz yerine gelmiyorsa, o zaman hepimizin oturup kara kara düşünmesi lazım. Biz, Başbakanımızın sözünü senet kabul ediyoruz'' dedi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:39