KAYNAK : Haber Vitrini
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliği, Fransız siyaset dünyasını adeta ikiye böldü. Fransız Le Monde gazetesine açıklamalarda bulunan sağ parti yöneticileri Türkiye'nin tam üyeliğine karşı çıkarken, sol parti yöneticileri, bu konuda ''Ankara'ya daha anlayışlı mesajlar'' gönderdi.
Liberal eğilimli Fransız Demokrasi Birliği (UDF) Başkanı François Bayrou, Türkiye'nin tam üyeliğine her zaman karşı çıktığını belirtti ve ''böyle bir kararın, eski Başbakan Lionel Jospin ve Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın sorumluluğunu taşıdığı tarihi bir yanlışlık olacağını'' ileri sürdü. Bayrou, Türkiye'nin Müslüman bir ülke olduğunu ve Avrupa'ya ait olmadığını iddia etti.
Fransız siyaset dünyasının önemli isimlerinden sağcı Alain Madelin de, Türkiye'nin tam üyeliğinin AB için ciddi sorunlar yaratacağını öne sürdü. Türkiye'nin tam üyeliğini ''gerçekçi ve kabul edilebilir olmadığını'' savunan Madelin, coğrafya ve tarih açısından Avrupa'ya ait olmadığı gerekçesiyle Ankara'ya farklı alternatif sunulması gerektiğini söyledi.
Fransa'nın eski Başbakanı Alain Juppe, Avrupa sınırlarının nerede olduğunu aslında kimsenin bilmediğini belirtti ve ''Aslında üç kriter var. Bunlar, coğrafya, ideoloji ve siyaset. Bu üç kriteri yerine getirmeyen ülkeye AB'nin güçlendirilmiş bir ortaklığı önerilebilir'' diye konuştu.
SOL DAHA ANLAYIŞLI
Fransa Sosyalist Partisi Genel Sekreteri François Holland ise Türkiye'nin AB'ye aday ülke olduğu gerçeğinin altını çizdi ve ülkeleri dinlerine göre değerlendirmenin adaletsiz bir yaklaşım olduğunu söyledi. Holland, Türkiye'nin bazı kriterleri yerine getirmesi gerektiğine de dikkati çekti.
Sosyalist Parti'nin eski Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine, ''Türkiye'ye ve Rusya'ya AB üyeliğinden az, ancak bir çeşit ortaklıktan daha fazla 'stratejik işbirliği' önerilmesi gerektiğini'' savundu. Vedrine, ''Türkiye'nin AB'ye üye olması halinde, Rusya, Ukrayna, diğer Balkan ülkeleri, bazı Kuzey Afrika ülkelerinin de AB'ye bir gün üye olabileceğini'' iddia etti. Vedrine, bunun gerçekleşmesi halinde, bugünkü AB ruhundan farklı bir durum ortaya çıkacağını öne sürdü.
Sosyalist Parti üyesi, eski Avrupa işlerinden sorumlu Bakan Pierre Moscovici, ''Türkiye, Hıristiyan olmadığı için Avrupa'ya ait olamaz'' şeklindeki tezlere katılmadığını belirtti ve Avrupa'nın Hıristiyanlar Kulübü olmadığını söyledi.
Fransa Komünist Parti üst düzey yöneticilerinden Francis Wurtz, Valery Giscard d'Estaing'in AB'yi adeta bir Hıristiyan kulübü gibi gören açıklamalarından ''şoka'' uğradığını söyledi. Wurtz, Türkiye'nin kriterleri yerine getirmesi halinde AB'ye üye olabileceğini söyledi.
Fransız Yeşil Parti milletvekili Noel Mamere de eski Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına katılmadığını belirtti ve Türkiye'nin AB'yle bütünleşmesini savunduğunu söyledi. Mamere, Türkiye'nin AB hedefinin insan hakları alanında birçok önemli reformun gerçekleşmesine yol açtığına işaret etti.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:36