TÜSİAD: ''İSTİKRAR ARAYIŞLARINDA MEVCUT EKONOMİK PROGRAM TEK REFERANSTIR''
İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), istikrar arayışlarında mevcut ekonomik programın tek referans olduğunu bildirdi.
TÜSİAD'ın üç ayda bir yayınlanan ekonomik değerlendirme raporu Konjonktür'ün Ocak-Nisan 2003 dönemini kapsayan 35. sayısı yayınlandı. ''Ekonominin Çıkmaz Sokakları'' başlığını taşıyan bu sayıda, hükümetin ekonomi politikalarında ilk beş aylık performansı ve Irak savaşının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin yanı sıra, yılın ilk üç ayında yurtiçinde ve dünyada yaşanan ekonomik gelişmeler ve TÜSİAD'ın 2003 yılı üç aylık ve yıllık tahminleri yer aldı.
Türkiye ekonomisinin istikrar arayışları, yaşanılan ekonomik daralmaları takip eden genişleme dönemlerinde ekseriyetle kesintiye uğradığı hatırlatılan raporda, ''2000 yılında başlayan kapsamlı ekonomik program da, önemli yapısal değişimlerin hayata geçirilmesi aşamasında tıkanmış, yaşanan krizlerle ertelenmiş, yeniden yapılandırılmış, koalisyon hükümetinin sona ermesinde önemli rol oynarken geçici olarak rafa kaldırılmış ve nihayet seçimlerin ertesinde de dış konjonktürün gölgesinde kalarak uzun bir süre atıl bırakılmıştır. Oysa seçimlerin hemen ardından yaşanan aşırı iyimserliğin temelinde, düşen enflasyon ve ivmelenen büyüme sayesinde sosyal maliyetleri büyük ölçüde geride bırakılmış ekonomik programa yeni hükümetin kararlılıkla devam edeceği beklentisi yatmaktaydı'' denildi.
Türkiye'yi bekleyen olumsuz dış konjonktür öncesinde, sığınılacak en güvenli limanın ekonomik programın uygulanması olacağı geniş kesimler tarafından dile getirilmiş olsa da, hükümetin beklentilerin aksine program konusunda kararlı bir tutum sergilemediğine dikkat çekilen raporda, ''Hükümetin ekonomik programa yönelik kararsız tutumu, özellikle tezkerenin reddinden önce söz konusu olan yüksek rakamlı kredi paketinin de etkisiyle programla çelişen net sinyallere dönüşmüştür. Aynı süreç içerisinde bütçenin ve IMF'ye sunulacak niyet mektubunun da önemli gecikmelere maruz kalması, tüm aktörlerin bekleyişlerinin son derece kısa döneme odaklanmasına neden olmuştur'' ifadeleri kullanıldı.
Irak savaşı esnasında ve öncesinde Türkiye'ye yönelik beklentilerin, hükümetin ekonomi politikalarından ya da makroekonomik gerçeklerden ziyade uluslararası kuruluşlardan sağlanacak hibe ya da krediler üzerinde yoğunlaştığına işaret edilen raporda, ''Dış finansman imkanlarının ortadan kalkmasıyla hükümet tekrar ekonomik programa ve IMF görüşmelerine odaklanmış, Nisan ayı başında IMF'ye verilen Niyet Mektubu'nda, seçim öncesi ve sonrasında yapılan tüm tartışmalar geride bırakılarak programın tüm temel politikalarına bağlılık ifade edilmiştir. Dolayısıyla, yeni hükümet ilk beş ayının sonunda önemli bir gecikmeyle, ekonomik programın kaldığı yerden devam edeceği bir noktaya gelmiş bulunmaktadır'' denildi.
2003 yılı tahminleri açısından yılın ilk üç ayında finansal piyasalarda yaşanan çalkantının belirleyici olduğu, Türkiye açısından dış riskler azalırken, hükümetin ekonomik performansının önem kazandığı belirtilen Konjonktür'de, ''Nisan ayı itibariyle değerlendirildiğinde, Irak savaşının kısa süreli, hızlı ve Türkiye'nin mali kaybının Amerika tarafından sağlanacak hibe/kredi imkanıyla bir şekilde telafi edilerek gerçekleşeceğini öngören temel senaryomuzla uyumlu geliştiği gözlenmektedir. Daha önceki senaryolarımızda temel risk olarak almadığımız hükümetin ekonomik programa bağlılığı ise yurtiçi ve yurtdışı aktörlerin öncelikli değerlendirme kriteri haline gelmiş, IMF ile iki ayda bir yapılacak gözden geçirmeler önem kazanmıştır'' ifadeleri kullanıldı.
''TÜSİAD temel makroekonomik senaryosunda, Ortadoğu'da gerginliklerin geride kaldığı varsayımıyla turizm performansının toparlanacağı, Irak'ın yeniden yapılandırılmasında Türkiye'nin iştirakinin inşaat başta olmak üzere sektörel performansları artıracağı ve devam edecek başarılı ihracat performansıyla sanayi üretiminin 2003 yılı büyümesinin temel belirleyicisi olacağı beklenmektedir'' denilen raporda, beklentiler altında, TÜSİAD'ın sene başındaki yüzde 4.5'lik GSYİH büyüme tahmininin halen geçerliliğini koruduğu, yıl sonu itibariyle TEFE ve TÜFE artışlarının sırasıyla yüzde 29.4 ve yüzde 26.7 olması beklenirken, TL'nin dolara karşı reel bazda değer kazancının devam edeceği ve ortalama reel faizin yüzde 13 civarında olacağı tahmin edildiği belirtildi. TÜSİAD'ın Konjonktür raporunda, konsolide bütçe faiz dışı fazlasının milli gelire oranının yüzde 5.7 olacağı tahmin edilirken, cari işlemler açığının da 2.7 milyar dolar olacağı kaydedildi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:54