
TZOB BAŞKANI BAYRAKTAR, TARIM BAKANI'NA MEYDAN OKUDU...
SAFURE CANTÜRKANKARA - Bayraktar, "Bizim vicdanımız rahat. TZOB'a baskı sökmez" dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, Dedeman Otel'de bir basın toplantısı düzenleyerek son günlerde Birlik ve şahsı adına yapılan yolsuzluk, usulsüzlük iddialarına cevap verdi. Bayraktar, Türk çiftçisinin örgütlü sesini kısmaya yönelik çeşitli senaryolar uygulandığını belirterek, Manisa ve Ordu'da çiftçi mitinglerinin ardından Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin Tarım Bakanlığı'nın hedefi haline geldiğini söyledi. Bu
mitinglerden sonra Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in, Birliğe denetçiler gönderdiğini hatırlatan Bayraktar, denetçilerin Türkiye'de bugüne kadar görülmemiş 'komik' ve 'asılsız' iddialarda bulunduğunu ifade etti. Bayraktar, özellikle 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi'nin ardından zarar gören çiftçilere yardım amacıyla Japon Çiftiler Birliği tarafından TZOB'a hibe edilen 623 bin 607 doların 2003 yılında Başbakanlık oluru ile deprem, sel, yangın, heyelan gibi doğal afetlerin yaşandığı bölgedeki
çiftçilerin mağduriyetinin giderilmesi için 215 bin 385 YTL'sinin bölgedeki Vali ve Kaymakamlara gönderildiğini bildirdi. Bu yardımların, Ordu, Sivas, Hakkari, Edirne, Batman, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da yaşanan sel felaketi, heyelan, yangın ve depremde zarar gören çiftçilere yardım amacıyla gönderildiğini anlatan Bayraktar, "Tarım Bakanlığı'nın seçim bölgesi olan Diyarbakır ve ilçeleri ile Şanlıurfa ve ilçelerinde selden zarar gören çiftçilerimize de yardım yapılmış olmasına rağmen bu yardımların
Kontrolörün raporunda tenkit konusu yapılmaması son derece manidardır. Bu paradan Birliğimize bir kurşun kalem dahi alınmamıştır. Daha önceki denetimler doğrultusunda ayrı bir hesapta toplanan bu paranın bugünkü bakiyesi, yapılan yardımlara rağmen 1 milyon 310 bin dolardır. Bakanlık, doğal afetlerden zarar gören çiftçilere gönderilen bu hibenin tekrar Japon Çiftçiler Birliği'ne iade edilmesini istemektedir. Japonya'dan 623 bin dolar olarak gelen bugün 1 milyon 310 bin dolar olarak ayrı bir hesapta duran
hibenin geri iadesi ülkemiz çiftçilerine ne yararı olacaktır?" diye konuştu.
Bayraktar, bakanlık denetçilerinin ayrıca Ordu ve Manisa mitinglerinde Genel Başkan'ın konuşmasını gösteren çerçeveli fotoğraflarının odalara gönderilmesine ilişkin harcamaların, şahsi harcama olarak nitelendirdiğini belirterek, "Söz konusu toplantıya şahsım adıma değil birlik adına katılıp konuşma yaptım. Türkiye'deki tüm parti liderleri, dernek başkanları, belediye başkanları, bakanlar hatta başbakan bile fotoğraflarını kurumlarını temsilen kullanmakta ve bu harcamalar kurumlar tarafından
karşılanmaktadır. Ordu'da yaklaşık yüz bin çiftçinin katılımı ile gerçekleştirilen fındık mitingine ilişkin yönetim kurulu kararı bulunmadığı gerekçesiyle mitingde görevlendirilen personele ödenen harcırah tutarları, miting fotoğraflarının aylık yayın organı olan dergide yayımlanması için fotoğrafçıya ödenen tutarlar, mitingi görüntülerini içeren CD satın alınması için ödenen tutarlar olmak üzere toplam bin YTL tutarındaki ödemenin usulsüz olduğu iddia edilmiştir. Söz konusu harcamalar yönetim
kurulundan geçirilmiştir. Ordu mitingine ilişin harcamanın bu kadar küçük bir rakam olması, metinge katılan çiftçilerin birlikçe tutunan araçlarla taşındığına ilişkin eleştirilerin de ne kadar dayanıksız olduğunu ispat etmektedir" şeklinde konuştu.
"BİRLİK VE ŞAHSIM ADINA YAPILAN İDDİALAR ASILSIZ VE HUKUKİ MESNETTEN YOKSUNDUR"
Bayraktar, Bakanlık tarafından yapılan denetimlerde, Birliğin yüksek okulda okuyan 150 çiftçi çocuğuna verilen burs ödemelerinin de eleştiri konusu yapıldığına dikkat çekerek, çiftçi çocuğu, ihtiyaç sahibi ve yüksek okulda okuyor olması şartıyla burs vermeye devam edeceklerini ve hedeflerinin de daha çok çiftçi çocuğuna burs vermek olduğunu söyledi. Birlik araçlarının Genel Kurul kararı olmadan Genel Başkan ve yönetim kurulu üyelerinin görev seyahatlerinde kullanamayacaklarına ilişkin iddiaya ise tepki
gösteren Bayraktar, şunları kaydetti: "Dünyada örneği ve uygulaması bulunmayan bu iddia hukuki mesnetten yoksundur. Makam aracını kullanmak için Genel Kurul kararına ihtiyaç yoktur. Birliğimizin araçları, Araç Kullanma Yönetmeliğimize uygun olarak görev seyahatlerinde genel başkan ve yönetim kurulunca kullanılmaktadır. Bu mantık kabul edildiği takdirde tüm sivil toplum kuruluşu ve meslek odası başkanları, bakanlar ve başbakan da makam aracı ve makam şoförü kullanmamalıdır. Ayrıca TZOB'un denetim yetkisini
kötüye kullandığı iddiası da asılsızdır. Birliğimizce odaların denetimi Birlik müfettişlerimizce gerçekleştirilmektedir. Birlik müfettişlerinin hazırlamış oldukları raporlar doğrultusunda işlem yapılmaktadır. Yönetim kurulumuza intikal eden müfettiş raporlarının tamamına yakınında müfettiş görüşleri doğrultusunda hareket edilmiştir. Üzülerek ifade etmek isterim ki, denetim yetkisini kmötüye kullanan Birliğşun kalem dahi alınmamıimiz değil, maalesef mitinglerin öfkesiyle hareket eden Tarım Bakanıdır.
Bakanlıkça, bazı odaların kapatılarak görevin kötüye kullanıldığı iddia edildi. Genel Kurullarında meclislerini oluşturacak yasal delege sayısına sahip olamaması sebebiyle durumları müfettiş raporları ile tespit edilen ve tamamen yasal nedenlerle kapatılan sadece 5 ziraat odası mevcuttur. Söz konusu odaların bulunduğu ilçelerde muhtarlık sayısı 14'e ulaştığı takdirde bu ilçelerde tekrar ziraat odası kurulabilecektir. Gazetelere servis yapılan haberdeki tüm iddialar asılsız ve gerçek dışıdır. Birliğimiz,
Türk çiftçisinin Anayasal Meslek Kuruluşudur. Yurt içinde ve yurt dışında üyesi bulunduğu tarımsal kuruluşların düzenlediği ve Tarım Bakanlığı Üst Düzey Yetkilileri'nin de katıldığı toplantılara diğer tarımsal kuruluşlar ile birlikte katılmaktadır. Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu'nun (IFAP) Genel Kurul'u ve Avrupa Tarım Konfederasyonu'nun (CEA) Genel Kurulu'na katılımlar nedeniyle iddia edildiği gibi fazla harcırah ödenmesi söz konusu değildir. Ancak, uçak seferlerinden kaynaklanan ve
toplantılara katılan temsilciler için söz konusu olan bir-iki günlük gecikmeler çarpıtılarak haber konusu yapılmıştır. 2004 yılında Tarım Bakanlığı Müsteşar Vekilinin de Birliğimiz yetkilileriyle birlikte katıldığı ABD'de yapılan İFAP genel kurulundan uçak bileti bulunamadığı için iki gün geç dönülmüş ve bu sürede tarımsal kuruluşların ziyaretleri ile geçirilmiştir. 2003 yılında CEA genel kuruluna otobüs ile gidilmiş ve planlanan tarihe göre bir gün sonra dönülmüştür. Acaba, Tarım Bakanlığı kendi
Müsteşar Vekili içinde de böyle bir soruşturma açmış mıdır? Yurt dışında geçirilen günlere ilişkin ödenen ve tamamen yasal olan harcırahlara ilişkin ödemeler çarpıtılarak haber konusu yapılmıştır. CEA toplantısı için fazla ödendiği iddia edilen tutar 2 bin 631 YTL , İFAP toplantısı için fazla ödendiği iddia edilen tutar 8 bin 662 YTL'dir. Haber ajansları ve gazetelere servis yapılan haberde usulsüz ödendiği iddia olunan bir trilyon yüz miyar TL rakamı Bakanlık raporunda bir milyar yüz on sekiz bin
TL,
11 trilyon 60 milyar TL olarak belirtilen rakam ise Bakanlık raporunda 11 milyar 646 bin TL olarak yer alıyor. Rakamlar üzerindeki bu çarpıtma bile bu haberleri sızdıranların art niyetini açıkça gözler önüne sermektedir. Durumu kamuoyunun takdirine bırakıyorum".
Yönetim kurulu olarak harcırah miktarlarını bile düşürdüklerini açıklayan Bayraktar, tüm fedakarlık ve hassasiyetlerini gözardı ederek, sadece suç ihdas etmek amacıyla Bakanlık adına Birliği denetlemekle görevlendirilen Başkontrolör Şakir Öztürk'ün Kontrolörler Kurul Başkanlığına atanarak mükafatlandırıldığını söyledi. Bayraktar, ayrıca Bakanlıkça itibar edilerek Birliğin denetlenmesine neden olan Yüreğir Ziraat Odası eski Muhasip Üyesi Şahin Tekin ve Kütahya Ziraat Odası Eski Başkanı Osman Dereköylü'nün
Odalarındaki görevleri ile ilgili olarak, zimmet ve görevi kötüye kullanmak suçları ile Kütahya ve Adana Cumhuriyet Savcılıklarınca haklarında Ağır Ceza Mahkemelerinde dava açıldığını hatırlattı.
"ÇİFTÇİ BELGESİNİ KALDIRARAK YOLSUZLUKLARIN ÖNÜNÜ AÇMAK İSTİYORLAR"
TZOB Başkanı Bayraktar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundan geçirilerek TBMM genel kuruluna getirilen çiftçilik belgesinin kaldırılması girişimine de tepki göstererek, "Bu yasa teklifiyle, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Ziraat Odalarının üyeleriyle ilişkileri kesilmeye, gelirleri budanmaya ve çiftçilerimiz susturulmaya çalışılmaktadır. Hükümet işbaşına gelince Acil Eylem Planında ve Programında AB sürecinde sivil toplum örgütleriyle iyi ilişkiler içinde bulunacağını ve sorunları beraber çözeceğini beyan
etmiştir. Buna rağmen, bu Kanun teklifi göz önüne alındığında, söyledikleri ile yaptıklarının aynı olmadığı görülmektedir. Çiftçimizin ve milletimizin türlü fedakarlıklarla ödediği vergilerden ayrılan tarımsal destekler, Türk çiftçisinden esirgenerek çok uluslu şirketlere veya tarım dışı sektörlere aktarılmak istenilmektedir. Böylelikle çiftçilik belgesi kaldırılarak, belgesiz desteklerle kayıt dışı ekonomi hortlatılmak istenmektedir. Tarımsal desteklerde çiftçilik belgesi aranmayarak, bu desteklerin
çiftçiler dışındaki kişilere yapılmasının ve tarımsal desteklerin kullanılmasında usulsüzlük yapılmasının yolu açılmış olacaktır" dedi. Bayraktar, Genel Başkanlık görevini yürüttüğü sürece herhangi bir maaş almadığını ve yurt içi seyahatlerinde harcırahları kullanmadığını ayrıca misafirhanede kalarak ücretini de şahsı adına ödediğini belirterek, "Beş-on milyar maaş ve ayrıca harcırah alıp, beş yıldızlı otellerde kaysaydık, çiftçinin hak ve menfaatlerini aramak yerine, birilerine yağcılık yapmış
olsaydık ben ve yönetim kurulu üyelerim herhalde böyle olaylarla karşılaşmazdık. Ancak vicdanımız rahattır. Çiftçinin hizmetinde olmak bizim için hiçbir maddi menfaatle ölçülemeyecek kadar büyük bir servettir. Türk çiftçisinin yasal meslek örgütü olan Ziraat Odalarımız ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğimiz, üzerindeki tüm baskılara ve iftiralara rağmen, dürüst, hukuka saygılı ve şeffaf yönetimi ile çiftçilerimizin gürleyen sesi olmaya bundan sonra da devam edecektir" diye konuştu.
"TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNE AYNI DENETİM NEDEN YAPILMIYOR?"
Gazetecilerin sorularını cevaplayan Bayraktar, bir gazetecinin, "Hükümet Fiskobirlik Yönetimine uyguladığı baskıyı şimdi de TZOB'a mı uyguluyor. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusuna, "TZOB'a baskı sökmez. Oda başkanlarım ve delegelerimin hür iradesine inanıyorum. Ama benim delegem baskı ile oy vermez" dedi. Bayraktar ayrıca denetimle ilgili haberlerin basına sızdırılması etik ve ahlaki olmadığını belirtti. Bir soru üzerine Bayraktar, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne dahil edilen tüm çiftçilerin
aynı zamanda TZOB'dan Çiftçi Kayıt Belgesi almasının Anayasal bir kural olduğunu belirterek, TZOB'un çiftçilere verdiği Çiftçi Kayıt Belgesi'nden ücret almadıklarını ifade etti. Bu uygulama ile çiftçiler ile Ziraat Odaları Birliği'nin ilişiği, bağının kesilmesinin amaçlandığını belirten Bayraktar, söz konusu tasarının Kanunlaşması durumunda Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını söyledi. "Korku ve baskıyla öteki dünyada iki sopa fazla yemeye hiç niyetimiz yok, vicdanımız rahat" diyen Bayraktar, Bakanlık
tarafından hazırlanan raporda zimmet, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırmak yok bugüne kadar hiçbşun kalem dahi alınmamıir kurum ve kuruluşa aranmayan, istenmeyen iddialar var. Bayraktar, seçim sürecinde çiftçilerin beklentileri ve sıkıntılarına ilişkin hazırlayacakları bir raporu tüm siyasi partilere göndererek parti programlarına eklemelerini isteyeceklerini söyledi. Bayraktar, bir soru üzerine Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri'nin de kendileri gibi bir çiftçi örgütü olduğunu hatırlatarak, "TZOB'un Genel
Sekreteri 1 milyar 800 milyon maaş alıyor. Tarım Kredi Kooperatiflerinin ise basına yansıdığı gibi 16 milyar maaş alıyor. Biz sadece 5 Birliğe bağlı odayı yasal gerekçeler nedeniyle kapattık, Tarım Kredi Kooperatifleri 400 kooperatif başkanlığını kapattı. Aynı denetimler neden Tarım Kredi Kooperatiflerinde yapılmıyor merak ediyorum" dedi.
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 19:17