UMUR TALU'DAN ÇÜRÜYEN GAZETECİLERE AĞIR SUÇLAMA...
SAPTIRILMIŞ KİMLİKLER
Gazetecilikteki en önemli yamulmalardan biri, 'kimlik kaybı'dır.
Bir başka şekilde, 'kimlik kayması' da diyebiliriz.
Zaten, kayar kayar, sonra kaybolur.
Kimi, gazeteci kimliğinden başlayan bir yolculukla o istasyona varır.
Kimi, başka bir istasyondan gazetecilik ortamına bulaşırken, bagajında, ütülenmiş, kolalanmış, katlanmış ve hep giymeye hazır biçimde, asli kimliğini yanında, içinde, ruhunda ve meramında taşır.
* * *
Bu kayma ve kaybetme ile taşıma, nakil, transfer ameliyeleri elbette, şahsi, keyfe keder, kafana göre takıl bir yolculuktan da ibaret değildir.
Yol arkadaşları vardır.
Kaydıran yahut gazeteciliğe birlikte kayan.
Yol arkadaşı bazen, kişinin içine, aklına, cebine, tarzına içkindir. Onun bilincinin ve eyleminin içeriden bir parçasıdır.
Bazen, dışından vaziyet edenler; onun korkularının, endişelerinin, ihtiraslarının, iştahlarının, itibarlarının, saygılarının, acemiliklerinin yahut aşırı ustalıklarının koluna girenlerdir.
Onların koluna ve gazeteciliğin kanına.
* * *
Bu satırları okuyorsanız, ama sürekli ama ilk kez, bir gazete okurusunuz.
Bu satırları okumayanlardan da gazete okuru, televizyon izleyicisi olarak 'gazetecilik' ile muhatap olan ve onun söylemlerine maruz kalan milyonlarca insan var.
Bu ilişkide, büyük ölçüde pasif olan okur ya da izleyici, karşısındaki 'aktifler'in söylemini de sorgudan, sualden, muhakemeden ve mecazi anlamıyla bir 'kimlik kontrolü'nden geçiremiyorsa, sadece pasif olmakla kalmaz, 'pasifize' de olur.
O muhakemenin en hayati noktalarından biri, karşınızda ama haber, ama yazı olarak varolan, 'enforme' eden yahut 'buyuran' bizlerin, gazeteci kimliği içine hangi kimlikleri nasıl sığdırdığımızı, hatta kimi zaman, gazeteci kimliğinin onlar tarafından nasıl yok edilebildiğini sezebilmektir.
Bunun en pratik yolu...
Gerek haber, gerekse yorum olarak, 'kimlerin' seslerinin aracısı, ileticisi ve tam tersine 'kimlerin' seslerinin bastırıcısı, duvarı olunduğunu kavramaktır.
* * *
Ve bazen çözülmeye muhtaç epey şifresi olsa da, bunu hissetmek çok da zor değildir.
Spor haberinden magazin haberine, bir basın toplantısından siyasi yoruma, savaşa bakıştan ekonomik tercihlere kadar, 'benzeşme' ve 'özdeşleşme', yani gazeteci kimliğiyle başka bir kimliğe bürünmüşlük, sırıtır.
Yahut, öteki kimliğin, gazetecilik ortamına, bir organ nakli gibi, nasıl 'plante' edildiği paçalardan akar.
Kriz döneminin en altta kalanları olan milyonlarca insana, emekli zammı, asgari ücret ayarlaması ya da nema ödemesi gibi bir tutamlık merhemleri 'kaşınmayalım' diyerek yeni kriz nedeni sayabilenler 'plantasyon' iken...
Karşısına oturduğu çok yetkili, etkili, güçlü herhangi bir şahsın yahut kurumun dediklerini, bir buyruk dinler gibi başını sallayarak onaylayan, sorulabilecek hiçbir kritik soru sormadan sadece katiplik yapan ve bunu gazetecilik sananlar ise 'kayanlar'dır.
* * *
Bu mesele, aynen psikolojik açıdan 'çifte kimlikli' olmaya benzer biçimde, ciddi bir ruhsal rahatsızlıktır.
Yalnız, burada söz konusu olan, kişinin ruhi durumundan çok, toplumun ruhunun bozulması, demokrasinin kafayı yemesi, hukukun üşütmesi, 'toplum adına' bir işlev olan gazeteciliğin çürümesidir.
Haddim olmayarak tavsiyem, o çürük elmanın içindeki kurt, sizin de 'içinize düşen kurt' olsun.
Okurken ve izlerken, gazetecilikle, bizlerle muhatap olduğunuzda, basın kartıyla kifayet etmeyin, gazeteci kimliğinin içinde cirit atan kimliklerin de peşine düşüverin.
Şöyle bir sallarsanız dökülüverirler.
(Umur Talu/Star)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:08