Medya
  • 17.4.2002 13:05

UMUR TALU'DAN HÜZÜNLÜ ÖZÜR : MESLEK HAYATIMIN EN BÜYÜK HATASINI YAPTIM

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/Star yazarı Umur Talu,çok zor bir durumla karşı karşıya kaldı.Kendi kalesine gol atan Talu, bugünkü yazısında da "Hayatımın en büyük hatasını yaptım" dedi.Bununla da yetinmeyen Talu, aylardır sert eleştiriler yönelettiği Hürriyet Gazetesi'nden ve onun yazarlarından özür diledi.Peki Talu'yu bu kadar sıkıntıya sokan olay neydi ?İşte filmlerde rastlanabilicek olayın ayrıntıları... Her şey RTÜK yasasıyla başladı.Yeni yasanın internete getirdiği kısıtlamalar yüzünden İnternet medyası ayağa kalktı. Telaş içerisinde her site konuya farklı bir yönlerden girmeye başladı. Bu telaş içerisinde 'Bir aklı evvel' internet okuyucu, dikkat çekmek ve işin ciddiyetini anlatmak için,New York Times'ın,köşe yazarı William Safire'in bu konuyu ele alan makale yazdığını belirterek kendi yazdığı makaleyi Safira'nın adıyla internet sitelerine mail yoluyla gönderdi. Gönderilen bu mail'i hiç bir araştırma yapma gereği görmeyen bazı İnternet siteleri,"Safira RTÜK kanununu eleştirdi" başlıklarıyla haber yaptılar. Bu sitelerden bu haberi gören Umur Talu,Safira'nın yazdığı her yazıyı sayfalarına taşıyan Hürriyet Gazetesi'ne yüklenerek, "Konu RTÜK yasası olunca Hürriyet Gazetesi Safira'yı işten attı" deyip bir eleştiri yazısı yazdı. Adı geçen yazının Safira'nın olmadığı ortaya çıkınca da Hürriyet Gazetesi, hasmı durumunda ki Talu'yu manşet yaparak makaraya sardı.Fatih Amtaylı bir adım daha ileri giderek Talu için, "Sazan gibi atladı" ifadesi kullandı. İşte yukarıda özetlenen bu olaydan sonra, meslek hayatının en kötü günlerini yaşayan Talu, aşağıdaki özür yazısını yazmak sorunda kaldı. HABERVİTRİNİ'NİN NOTU : Sevgili Talu, başına gelen olay her gazetecinin belli dönemlerde yaşadığı olaylardan birisidir.Sen büyük bir erdem gösterip yanlıştan dolayı özür diledin.Bizce bu alkışlanacak durum.Bu yüzden utanıp sıkılmana hiç gerek yok.Attıkları yalan manşetler ve hatta haberlerle insanların onurunu, işini, eşini hatta hayatını kaybettirenlerin, senin özür dilemeni anlamanı beklemen yanlış.Onların kitabında 'Özür' kelimesi yer almadığı için seni hiç bir zaman anlayamayacaklardır. İŞTE TALU'NUN KONUYLA İLGİLİ YAZISI; Dipsiz Kuyu Ben skandal oldum! Öncelikle hepinizden özür dilerim. Affetmeniz gerekmiyor elbette. Bunu bir yere not edin.Meslek hayatımın herhalde en büyük hatasını yaptım.Bir değil, birçok web sitesinde yayınlanan bir yazıyı, o web sitelerini hazırlayan arkadaşlara güvenerek, kaynağından doğrulama ilkesine ihanet ederek, gerçek kabul ettim. Ve üstüne yorum yaptım. Önceki günkü 'Ara ki bulasın' başlıklı yazıdan söz ediyorum. Daha doğrusu bir bölümünden. O yazının bir bölümünde, New York Times'ın, Hürriyet'e sık sık sürmanşet olan köşe yazarı William Safire'in RTÜK üstüne 'yazdığı' sanılan bir yazıya atıf yapmıştım. Üç internet sitesinde birden görünce. Oysa, yazı hayaliymiş. Oysa, dün Hürriyet'in de haklı olarak hatırlattığı gibi, benim mutlaka bir de New York Times'dan doğrulatmam gerekirdi. O yüzden, Safire'den de, star'daki meslektaşlarımdan da, bana güvenip atıf yapan herkesten de, ama özellikle Hürriyet'ten özür dilerim; 'William Safire Hürriyet'ten kovuldu' dediğim için. Mesela Zeynep Atikkan'ın kovulduğu Hürriyet'ten Safire kovulmamış. Çünkü RTÜK değişiklikleri aleyhine bir yazı yazmamış. * * * Bu ayıbıma tekrar döneceğim. Ama dün beni, haklı olarak ve verdiğim bu fırsatı çok iyi değerlendirerek sürmanşetten asan Hürriyet'ten ve yine haklı olarak mezarımı kazan Sefa Kaplan'dan şunu da beklerdim: Yazdığım yazının bütününü, ana temasını da koyabilmesini. Çünkü, William Safire'in o yazıyı yazmamış olması beni rezil etti (ve kahretti) ama, bu maalesef, başta başyazarı olmak üzere, Hürriyet'te, basın ve iletişim özgürlüğünü katleden bir yasaya dair hiçbir yazı yazılamaması, hiçbir haber koyulamaması gerçeğini değiştirmiyor. Hürriyet'in haklı mantığında olduğu gibi, Safire, kendisini ilgilendirmeyen bir konuda o yazıyı yazmamış... Ama, onlar da, kendilerini ilgilendiren bu konuda bir kelime yazamıyor. O yüzden, Türkiye'de, Türkiye gazeteciliğinde, Amerikalı Safire'den bir farkları yok. O ayıp da ne Safire'in, ne de benim. * * * Ben o tuzağa düşerek, (web sitelerini suçlamıyorum, kendim düştüm!) başta size, ama özellikle de Hürriyet'e, yazının o bölümü içinde haksızlık yaptım. Kendime de. Bunun bedelini, herhalde vurulsam dahi yer bulamayacağım Hürriyet'in sürmanşetinde müthiş bir zevkle kazığa oturtularak ödedim. Ama, daha da öderim. Fakat, o yazı benim en büyük mesleki ayıbım olarak hep kalacaksa da, kimsenin kanına, canına, hayatına mal olmadı diye umuyorum. Acısını ben çekeceğim. Siz de beni ayıplayacaksınız. Oysa, manşetinden, sürmanşetinden, nice insanın hayatıyla, canıyla oynamış olanların hiçbir sorumluluk ve utanç duymadığı bir ülkedeyiz. Benim şimdi oturtulduğum sürmanşetlerde, bir halkın, masum insanların hayatıyla oynandığı bir ülkede. Şu anda, bu ülkede, her şeye rağmen, bu yanlışımdan, ayıbımdan, utancımdan ders alarak yazmaya ve onları rahatsız etmeye devam kararındayım. Not: Bu özürlerin bir miliminden dahi Fatih Altaylı terbiyesizinin nasiplenmesini istemem. Bu yanlışımı yüzüme vurmakta haklı olsa da, 'tank yazılarını benden alıp alıp kaynak göstermeden bir güzel yazdın' demesi tam bir gözdönmüşlük örneği. Bir zamanlar 'Umur Abi, sen bizim yazamadıklarımızı da yazıyorsun' diyen saygılı çocuktaki büyük terakki bu. Diyelim ki ben 'sazan'ım; öyle de kalırım... Tetikçi bir prenha olmaktansa. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:30

İLGİLİ HABERLER