
ÜNLÜ SANATÇININ KIZKARDEŞİNDEN ŞOK SÖZLER : KOCAMI ONUNLA PAYLAŞTIM
Nazan Öncel'in "Onu hayatımdan silip attım" dediği kızkardeşi Pınar Güvenel'den ilginç bir savunma geldi: "Onu hiç kıskanmadım. Kocamı bile onunla paylaştım"...Nazan Öncel'in "Onu hayatımdan silip attım" dediği kızkardeşi Pınar Güvenel ilk kez Cumartesi Sabah'a konuştu. Ablasının, boşandığı eşi Akşit Togay ile evlenmesini "Kader böyle istedi" diye yorumlayan Güvenel "O da böyle olsun istemezdi" diyor.
Birkaç ay önce Pera Palas Oteli'nin tam karşısında "Meridian Ice" adıyla yeni bir restoran açıldı. Ödüllü aşçısı ve lezzetli yemekleriyle kısa sürede adını duyuran restoranda, geçtiğimiz haftadan itibaren Pınar&Cihat ikilisi sahne alıyor. Birkaç dilde şarkılar söyleyen Pınar ve Cihat'ın şimdiden müdavimleri var. "Kim bu Pınar ve Cihat?" diyenlere hemen söyleyelim; Pınar, Nazan Öncel'in kızkardeşi, Cihat da Pınar'ın eşi. Pınar hakkında biraz daha bilgi verecek olursak; Pınar, Nazan Öncel'in şu andaki eşi Akşit Togay'ın ilk eşi. Pınar ile hem müzik yolculuğunu hem de ablası Nazan Öncel ile ilişkisini konuşmak istedik. Bizi kırmadı ve sahneye çıkmadan önce 17 yıllık eşi Cihat Güvenel'le birlikte sorularımızı yanıtladı.
* Önce sizi tanıyalım, kimsiniz?
İzmir Karşıyakalı'yım. Çocuk yaşlardan itibaren müzikle uğraşıyorum. 1990 kasım ayından bu yana profesyonel olarak şarkı söylüyorum. 17 yıl önce Karşıyaka'dan çocukluk arkadaşım Cihat Güvenel ile evlendim. Profesyonel müziğe de onunla birlikte başladım. Cihat orkestra müziği yapıyordu. "Pınar & Cihat" ikilisi olarak müzik hayatımızı sürdürüyoruz.
* Şarkı söylemeye İzmir'de başladınız değil mi?
Bizim müzik yolculuğuz, 1. Kordon'da Destina'da başladı. İzmir'de birçok kulüpte çalıştık. Kendimize İzmir'in yetersiz kalacağını düşünüp açılmak istedik. Bu açılış New York'a kadar sürdü. İki yıl New York Soho'da, Long Island'da sahneye çıktık. 1994 Eylül'den bu yana İstanbul'da çalışıyoruz. Uzun süre Moda Deniz Kulübü ve Büyük Kulüp'te çalıştık. Özdemir Erdoğan ile Karnaval Geceleri yaptık. 1996'da "Aşıkmışız" adıyla bir albüm hazırladık. Sözlerini benim yazdığım Cihat'ın bestelediği şarkılardan oluşuyordu. Bir tek dışardan Nazan Öncel'in bir şarkısı vardı ki bu şarkı da albüme adını vermişti. Sağolsun katkısını göstermişti. Şu anda ikinci albümümüz hazır. Yine bütün söz ve besteler bize ait. Ama acele etmiyoruz.
YERLİ CELINE DİON'DUM
* New York'a gidişiniz nasıl oldu?
Suadiye Princess Otel'in karşısında Fidel adlı bir kulüp vardı. 4 yıl, haftanın 6 gecesi orada program yaptık. Bizi orada dinleyen müşterilerden birisi, New York'ta akrabasının kulübü olduğunu söyledi ve yılbaşında orada sahneye çıkmamızı istedi. Yılbaşı diye gittik, iki yıl altı aylık programlar yapıp geldik. Kulüp Soho'da Manhattan'ın göbeğinde bir yerdeydim. Her milletten insan geliyordu. Hatta orada bana "Yerli Celine Dion" diyorlardı.
* Sahne programınızı biraz anlatır mısınız?
İtalyanca, İspanyolca, Fransızca, İngilizce, Yunanca, Türkçe şarkılar olmak üzere çok geniş bir repertuvar var. Hem güncel, hem nostaljik şarkılarla üç saat sahnede kalıyoruz.
* Şu anda yaptığınız işten çok memnun görünüyorsunuz, peki müzikte hedefleriniz yok mu?
Birçok şeyi yaptık aslında bizi mutlu edebilecek ama benim içimde kalan bir şey var. Orkestra ile şarkı söylemek istiyorum. Şöyle enstrümanlar sıralayayım, onların eşliğinde şarkılarımı söyleyeyim istiyorum.
* Enstrüman çalıyor musunuz?
Amatör olarak klasik gitar çalıyorum. Ama bugünlerde Cihat sayesinde şarkılarımı çalıp söyleyebilme pozisyonuna geçtim. Cihat'ın hocalığı hiç bitmiyor. Kocalığı da, hocalığı da çok güzel. Bu açıdan çok şanslıyım.
* Müzik dışında bir uğraşınız var mı?
Resim yapmaya başladım. Onda da kendimi bir başka boyutta görüyorum. Yapı olarak hiç kızgın bir insan değilim ama resim sayesinde daha da yumuşadım. Yogiyim, yıllardır yoga yapıyorum. New York'ta başladım. Hintli bir öğretmen bendeki pozitif enerjiyi görünce mutlaka yapmam gerektiğini söyledi. Yoganın da çok büyük katkısı oldu. Gençken insan daha köşeli oluyor. Bu dünyadan köşeli gelip köşeli giden yok zaten, herkes yuvarlanmak zorundadır bana göre.
NAZAN HAYATINI VERDİ
* Ailenizde başka müzisyen var mı?
Biz beş kardeşiz. Benim bir büyüğüm Nazan, en büyüğümüz olan bir ablam daha var. O da Türk sanat müziği söylüyor, İzmir'de çalışıyor. İki erkek kardeşimiz var, onların müzikle ilgisi yok. Annem, babam ve babaannem de müzikle ilgiliydi, çok iyi şarkı söylerlerdi. Bir de ailede Mehmet Olcayto var, babamın dayısının oğlu, "day day" deriz biz ona.
* Nazan Öncel'in son dönemdeki çıkışını nasıl buluyorsunuz?
Çok başarılı, Nazan bir emekçi. Çocukluktan beraber büyüdüğümüz anılarımızın içinde; hedeflerini, ihtiraslarını, her şeylerini yerine getirebildi. Yapısal olarak öyle bir insandı. Hayatını verdi, sağlığını verdi zaman zaman. Ama istediğini elde etti, iyi bir noktaya geldi. Bugün Türkiye'de Tarkan'ın şarkıları alkışlanıyorsa Nazan'ın alnının teri vardır.
* Tarzlarınız birbirine yakın mı?
İkimiz de Akdenizli'yiz, duygularımız aynı, aynı ortamlarda büyüdük. Tabii ki benzersizliklerimiz var. Sanırım ikimiz de hassas, duygusal insanlarız. Duygudan yanayız.
* Nazan Öncel ile görüşüyor musunuz?
Ailemizin bir araya gelmesi gerektiği dönemlerde görüşüyoruz.
* Ablanız Nazan Öncel, sizden ayrılan ilk eşiniz Akşit Togay ile birlikte olmaya başlamış, daha sonra da evlenmişti. Bu iki kız kardeşin ilişkisini nasıl etkiledi?
Zaman her geçen gün insanı büyütüyor, bakış açılarımız değişiyor. Şu anda bunları tekrar konuşmak bir şey değiştirmez. Bir yararı olmaz. Sadece yaralar. Nazan'ın bahtsızlığıymış, kader böyle istedi. Nazan da herhalde istemezdi böyle olmasını. Onu da çok üzüyor bu konular, rahatsızlanıyor, kaldıramıyor.
* Anladığım kadarıyla siz bu konuda ablanız Nazan Öncel'i affetmişsiniz.
Maalesef oldu böyle bir şey ama böyle olmasını kimse istemezdi. Bu bizi birbirimizden ayıracak, koparacak bir şey olmamalı. Ben ona kızamıyorum. Ben rahatım, içim rahat, başımı yastığıma koyduğumda huzurluyum. Ben onları geçtim, geçirebildim. Nazan şu anda çok güzel bir döneminde. Onu kıskandığım için konuşmuşum gibi algılanacak. Onun için bu konuları konuşmayalım. Oldu, bitti, kapandı, gitti. O da şu saaten sonra huzurlu yaşasın. Ben zaten huzurluyum. Kimseye kinim yok. Hayat bu. Aynı kanı taşıyoruz, aynı canı taşıyoruz, aynı memeden emdik.
* Nazan Öncel, 1999 yılında bir röportajında "Bizim ilişkimiz, Akşit Pınar'dan boşandıktan sonra başladı. Ben kardeşime çok opsiyon tanıdım. Ama o beni haketmiyor. O da müzikle uğraşıyor. Nazan Öncel olmak ona değil de bana nasip oldu ve o bunu kaldıramıyor. O yüzden hayatımdan silip attım onu" demişti.
Bir kere kıskançlık diye bir şey olamaz. Çünkü kulvarlarımız farklı. O benim ablam; kolunda büyüdüm, saçımı okşamasını, gözyaşlarımı silmesini hatırlıyorum. Ben her zaman dost kaldım. Ona karşı bir kıskançlığım hiç olmadı. Eşimi paylaştım, böyle bir hadiseye bile kıskançlıkla bakmadım. O bunları kendi beyninde üretti bence, böyle bir şey olamaz, yaptığı her şeye alkış tuttum. Beş dakika sonra ne olacağımız belli değil. Ben egolarımı küçülttüm. Şu anda kapıdan Nazan girse sarılırım. Ben öfke büyütemem. O da iyi yürekli, yaşadıkları sivri dil kullanmasına neden olsa da şimdi öyle düşündüğünü sanmıyorum.
* Yani siz bu konuyla ilgili acıları, üzüntüleri ve kinleri silip attınız, öyle mi?
Ne yapalım kader böyleymiş. Ben hiç kötü düşünmüyorum. Son derece mutlu bir evliliğim var. Beni tabii ki üzdü ama geçti. Dün ölü, bugün var, gelecek ise hayal.
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:02