Yaşam
  • 1.8.2006 12:15

ÜSTEĞMEN EŞİNİ ÖLDÜRÜP DELİLLERİ KARARTMIŞ

Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi İlçe Jandarma Bölük Komutanı 30 yaşındaki Üsteğmen Mehmet Güler hakkında, 19 ay önce intihar ettiği belirtilen hemşire eşini dövüp, ardından tabancayla öldürdüğü iddiasıyla dava açıldı. Cinayet iddiaları üzerine üsteğmenin 24 yaşındaki eşi Sema Güler'in mezarı açıldı ve cenazesi İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Sema Güler'in, 30 Aralık 2004 gecesi, o tarihte Hakkari'nin Çukurca İlçe Jandarma Komutanı olan eşinin beylik tabancasıyla canına kıydığı iddia edilmiş, subay eşinin isteği üzerine cenazesi, kocasının memleketi islahiye'de toprağa verilmişti. Üsteğmen Güler, Çukurca Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği ifadesinde, eşinin lenf bezlerindeki rahatsızlık yüzünden moralinin bozuk olduğunu, sinirlerinin bozulup, karamsarlığa kapıldığını öne sürüp intihar ettiğini söylemişti.

"Dövdü ve öldürdü"
Semra Güler'in Sivas'ta oturan 50 yaşındaki babası Mustafa Gündem, olay sonrası damadının kendisine telefonda, "Kolu kesildi, enfeksiyon kaptı, öldü" diye açıklama yaptığını iddia etti. Bu söze inanmayıp, Hakkari'ye giderek araştırma yapan ve kızının eşi tarafından öldürüldüğü kanısına varan baba Gündem, memleketine dönüp Sivas Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu ve damadı hakkında "cinayet" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Kızının intihar ettiğine inanmadığını vurgulayan Mustafa Gündem, "Olayı kapatmaya çalışıyorlar. Kızım intihar etmedi, eşi tarafından önce dövülüp, sonra öldürüldü. Vücudundaki morluk, çenesinde olduğu söylenen kırıkların nedeni bu" dedi.

Baba Gündem'in yaptığı araştırma ve suç duyurusu üzerine üsteğmen hakkında "eşini öldürmek" suçundan 24 yıl hapis cezası istemiyle Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Tutuksuz yargılanan üsteğmen tekrar alınan ifadesinde hakkındaki suçlamaları reddetti ve eşinin intihar ettiği iddiasını yineledi.

Semra hemşirenin babasının iddiaları
* Olayın meydana geldiği yer polis bölgesi olmasına karşın, önce jandarma müdahale etmiş, kızımdan ve Mehmet Güler'den jandarma el svapı almış, daha sonra polisin aldığı svaplardan ise doğal olarak sonuç alınamamıştır. Olayda kullanılan tabancadan ne kızımızın ne de damadımın parmak izi çıkmamıştır. Bu kadar oynanan bir silahtan parmak izi çıkmaması mümkün değildir.

* Olay sonrası incelemede odada çıplak kanlı ayak izleri görülmüş, nedense bu ayak izlerinin kime ait olduğunun araştırılmasına gerek duyulmamıştır.

* Damadım Mehmet Güler'in elbiselerinden alınan svaplar dosyaya konmamıştır.

* Kızımın ölü olarak götürüldüğü askeri revirde serum takma bahanesiyle parmaklarının arası temizlenmiş, svap izleri silinmiş, deliller karartılmıştır.

* Torunum babasının annesinin elinden silahı almaya çalıştığını, babası ise böyle bir girişiminin olmadığını söylüyor. Bu ifadeler çelişkilidir.

* Damadım verdiği ifadede kızımın solak olduğunu ve intihar ederken de silahı sol eliyle kullandım söylüyor. Oysa kızım sağ elini kullanıyordu.

 

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:10

İLGİLİ HABERLER