VAKİT YAZARI KARAHASANOĞLU CUMHURBAŞKANI SEZER'İ NEDEN ALKIŞLADI?
Necdet Sezer'den alkışlanacak mesaj!
Hacı Bektaş Veli’yi anma törenleri dün başladı.
Hemen her açıklamasını, her eylemini, her tavrını eleştirdiğimiz Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Hacı Bektaş Veli'yi Anma Etkinlikleri dolayısıyla bir mesaj yayınlamış.
Hayır, sayın Sezer’in bu mesajında eleştirilecek hiçbir bölüm yok..
Bilakis, sayın Sezer’in bu açıklaması; desteklenecek, alkışlanacak, altına imza atılacak bir açıklama..
Hiçbir satırı gözardı edilmeksizin, harfiyyen hayata geçirilmesi gereken bir mesaj..
Buyrun okuyun sayın Sezer’in son mesajını, katılmamanız elde mi, söyleyin: “Hacı Bektaş Veli ve diğer düşün adamlarımızın insancıl düşünceyi temel alan, sevgi, barış ve hoşgörünün yüceliğini her şeyin üstünde tutan felsefeleri, Anadolu'da barış ve gönenç ortamının temellerini atmıştır.”
Dikkat buyrun; bu mesaj, sayın Sezer’in adeti olduğu üzere, “devlet”, ”anayasa”, “kanun”, “yasak”, “suç” eksenli bir mesaj değil..
İnsan kokan, insani değerlere önem verilmesini içeren, baştan sona kadar sevgi dolu bir mesaj..
Neydi o öyle; “Cumhuriyetimizin temel esaslarına başkaldırı” türü hikayeden suçlamalar.. İnsanları aşağılamalar.. Yargılanmamış insanları suçlu ilan etmeler.. Anayasa’da özgürlüğü genişletmek, teminat altına almak için konulan kavramları, yasakları genişletmek için kullanmalar.. Kanunda olmayan suçlar icat etmeler..
Yanlış anlamanızı istemem, içinde “Anayasa”, “kanun”, “yasak”, “suç” kelimeleri geçen açıklamalara uzak duruşum, bu kavramlara düşmanlığımdan değil..
Devlet düşmanı da değilim, kanun düşmanı da..
Ama şuna inanıyorum, “devlet” de, “kanun” da, “yasak” da, “suç” da... hepsi insan için..
Dolayısı ile, insanı ikinci plana itip, insan mutluluğu için üretilen bu kavramları birinci plana çekilmesine karşıyım..
Dolayısıyla, sayın Sezer’in, gerçekte birinci planda olması gereken “insan”ı hakettiği yere koyan açıklamasını alkışlıyorum..
İstisnasız, “ama” diye başlayıp, genel kuralı uygulanmaz hale getiren ayrıklıklar içermediği için bu açıklamayı alkışlıyorum..
Bakın, alkışlanacak açıklamada, ne diyor sayın Sezer: “Hacı Bektaş Veli, öğretisinde, bilgi ve bilimin ışığında, doğruluk, dürüstlük ve çalışkanlık üzerine kurulu bir yaşam sürmeyi, eşitliği ve herkesin birbirine hoşgörüyle yaklaşmasını öğütlemiş, Anadolu'da birliğin sağlanmasına hizmet etmiştir.”
Var mı bu prensiplere itirazı olan?
Yoksa; nedir bu her gün bir başka kavram etrafındaki sürtüşmeler, kavgalar, ayrışmalar?
Hacı Bektaş Veli, Anadolu’da birliğin sağlanmasına hangi yolla katkıda bulundu ise, biz de aynı yolu niçin denemiyoruz?
Hacı Bektaş Veli’de, temel kavram “hoşgörü” değil mi?
Anahtar kelime “sevgi” değil mi?
O halde, Hacı Bektaş Veli’den asırlar sonra, niçin bizler, aynı “hoşgörü”yü, aynı “sevgi”yi insanlarımıza çok görüyoruz?
Vatandaşlara hoşgörü ile yaklaşmaktan vazgeçtik, TBMM Başkanı’na, Başbakan’a, milletvekillerine niçin sevgi ile yaklaşmıyoruz?..
“Dili, dini, rengi, ırkı ne olursa olsun, insana insan olduğu için değer veren Hacı Bektaş Veli, birlik, kardeşlik, sevgi ve hoşgörü çağrısıyla, huzur içinde bir arada yaşamanın yolunu göstermiştir” tesbitini yapan bir Cumhurbaşkanı’na, “Senin eşinin başı kapalı, sen davete eşsiz gel.. Senin bitirdiğin lisede din dersi iki saat fazla okutuluyor, sen sadece İlahiyat’a gidebilirsin, avukat olamazsın.. doktor olamazsın..” türünden “hoşgörü”süz, “sevgi”siz yaklaşımlar hiç yakışır mı?
Birlikte huzur içinde yaşamanın formülünü verip, arkasından bu formülü inkar eden tavırlar takınmak, Hacı Bektaş Veli’nin önemsediği “doğruluk” ve dürüstlük” ilkelerine aykırı değil mi?
Ali Karahasanoğlu
vakit
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:46