WASHİNGTON INSTİTUTE: TÜRKİYE'DEKİ GELİŞMELER AB İLE İLİŞKİLERDE FELÇ DURUMU YARATTI
KAYNAK : Haber Vitrini
Washington Institute adlı düşünce kuruluşunun Türkiye araştırma programı direktörü Helena Finn Kane, Türkiye'de ''akışkan ve öngörülemez'' olarak tanımladığı siyasi gelişmelerin, AB ile ilişkiler ve ABD'nin Irak'a yönelik çabaları konusunda ''felç durumu'' yarattığını savundu.
Kane, son gelişmeleri değerlendirdiği raporunda, ''ABD'nin, Irak'a askeri eylem planlarının New York Times gazetesinde tartışıldığı, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin, Ankara'nın siyasi reform kriterlerini karşılamakta başarısızlığı yüzünden işlemediği, tıpkı tarihin en kötü krizinin başında olduğu gibi ekonomik tehlikelerin depreştiği bir dönemde, son yarım yüzyılın Türk politikasındaki en kuvvetli güçlerinden biri olan Başbakan Bülent Ecevit'in hastalığının uzaması bir felç durumu yarattı'' ifadesini kullandı.
Türkiye'deki koşulların, ''kaynama noktasına'' ulaşmasının, sadece Başbakan Ecevit'in sağlığından kaynaklanmadığı, ancak Başbakan'ın sağlık durumunun, AB ile ilişkilerde bir dönüm noktasına gelindiği bir dönemde hükümetin hareket kabiliyetini azalttığı savunuldu. AB'nin, Türkiye'nin belli koşulları yerine getirmesi halinde görüşmelerin başlaması için bir tarih vermeye hazır olduğu da raporda iddia edildi.
MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin, bu sonbaharda seçim çağrısı yaptığı hatırlatılırken, ''bu noktada asıl sorun, hükümetin bu kadar uzun görevde kalıp kalamayacağı'' ifadesi kullanıldı.
Raporda, Ecevit'in görevi bırakması halinde sonucu tahmin etmenin çok zorlaşacağı, ancak bazı trendlerin tanımlanabileceği belirtilirken, eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in, merkeze yakın solda yeniden yapılanmaya gidebileceği kaydedildi.
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in bu noktada ne tür bir rol oynayacaklarının açık olmadığı, eski bir diplomat olan DTP Genel Başkanı Mehmet Ali Bayar'ın da önemli bir aktör olarak tabloda yer alabileceği belirtildi.
Kane'in raporunda, Ecevit'in görevde kalması halinde, yeni bir parti kurulabileceği ve bazı kişilerin de CHP'ye katılabileceği anlatıldı.
Raporda, var olan durumda, ABD'nin, Irak lideri Saddam Hüseyin'i devirme niyeti konusunda Türkleri ikna etmesinin zor olacağı belirtildi.
Kane, bazı etkili Amerikan siyasi gözlemcileri, son aylarda Türklere, ''Avrupa'yı unutun'' yaklaşımını sergilemiş olsa da bu tür yaklaşımların ne gerçekçi, ne de Amerikan çıkarlarına uygun olduğunu kaydetti. Kane, ''ABD, Avrupa ile yasal, çevre, siyaset benzeri her ne konuda farklılıkları olursa olsun, hiç kuşku yok ki Avrupa, dünyada barış ve ekonomik istikrarı tehdit eden çatışmaların çözümünde, ABD'nin uzun dönemli ortağıdır'' dedi.
Helena Finn Kane, bu sonbahar yapılacak bir seçimde, Türkiye'nin yüzünü batıya dönük tutacak sosyal demokrat ve merkezci unsurları içeren bir hükümetin kurulabileceğini ve AB için gereken yasaların geçirilerek, IMF'nin taleplerinin uygulanmasına devam edilebileceğini ve Irak'ta ABD ile işbirliğinin mümkün olabileceğini kaydetti.
Ancak olayların farklı biçimde gelişebileceğine de işaret eden Kane, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin birinci geleceğine inandığı için erken seçime destek verdiğini yazdı.
Kane, ''İslamcıların, merkez ve sosyal demokrat partilerin başarısızlığını kullanarak, topluma umut olma amacını güttüğünü'' savundu.
Kane, raporunu, ''Türkiye bir yol ayrımında. Son kriz, Türk siyaseti ve toplumunun yüz yüze kaldığı tarihi seçime işaret ediyor.
Türkiye, dinamik ve genç iş gücü ile dünyanın en iyi ordusunu sağlayabileceği zengin bir kulübe üyelik amacını mı izlemeli, yoksa kendisini, Türk toplumunda İslami unsurları cesaretlendirecek bölgesel etkilere bırakarak zaten zor durumdaki İran ve Arap toplumlarıyla daha yakın işbirliğine mi gitmeli?'' ifadeleriyle tamamladı.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:24