ANKARA - Yargıtay''daki törende konuşan Arslan, Anayasa''nın 154. ve 69. maddelerinin yeniden düzenlenerek, ''''Yüce Divan'''' göreviyle ile ''''siyasi partilerin kapatılması ve yaptırımlar uygulanmasına'''' ilişkin görevin, Yargıtay''a verilmesini ve Anayasa''nın 148. maddesinin 3 ve 5. fıkralarının yürürlükten kaldırılmasının zorunlu görüldüğünü bildirdi.
Yüce Divan''da yapılan yargılamanın, bir ceza yargılaması olduğunu belirten Arslan, uluslararası sözleşmelerin ceza yargılamasına ilişkin hükümleri ile insan hakları konusundaki düzenlemelere değindi.
Türkiye''de, ''''Yüce Divan''''ın kurumsallaşma sürecini anlatan Arslan, uluslararası sözleşmelerde ve öğretide adil yargılanma hakkının temel koşulu olarak, hakimin bağımsızlığı, tarafsız, teminatlı ve hukukçu olması, yargılamanın açık olması ve makul sürede sonuçlandırılması, ceza davalarının en az iki kademeli olmasının öngörüldüğünü anlattı.
Yargıtay Başkanı Arslan, şöyle konuştu:
''''Anayasa Mahkemesi''nde görev yapan başkan ve üyelerin bağımsız, tarafsız ve teminatlı oldukları ve yargılamanın açık yapıldığı tartışmasızdır. Ancak, ceza yargılaması ve adil yargılama için öngörülen temel koşullar, Anayasa Mahkemesi''nde bulunmamaktadır. Yüce Divan, ceza yargılaması yapan bir mahkemedir. Anayasa Mahkemesi''nin üyelerinin tamamı hukukçu olmadığı gibi hukukçu olanların tamamı da cezacı değildir. Hukukçu olmayan üyelerin ceza yargılaması yapması, adil yargılanma hakkına açıkça aykırıdır.
Yüce Divan da Ceza Muhakemesi Kanunu''na göre yargılama yapacak, ceza hukuku uyarınca sübut, niteleme, değerlendirme ve ferdileştirme yapacaktır. Ceza hakimliği bir meslek olup, bilgi birikimi ve deneyim gerektirir. Bu bir uzmanlık işidir.
Ceza usulü ve ceza öğrenimi ve eğitimi görmeyen, ceza uygulaması yapmayan ve bu konuda deneyimi bulunmayan kişilerin, ceza yargılaması yapması hukukun evrensel kurallarına aykırı olduğu gibi insan haklarına da aykırıdır.''''
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:11