KAYNAK : Haber Vitrini
Yargıtay 13'ncü Hukuk Dairesi, arkadaşının kiraladığı ev için kefil olan yurttaşın, sorumlu olduğu miktarın kontratta yazılı olarak belirtilmesi gerektiğini, aksi takdirde bu sorumluluğun hukuken geçersiz olacağını bildirdi.
Daire, oybirliğiyle aldığı kararla, bu durumdaki kefil hakkında açılan kira alacağı ve "hor kullanım bedeli" davasının reddedilmesi gerektiğini kararlaştırdı.
Hakan Kışlal isimli yurttaş, ev kiralayan arkadaşına kefil oldu, ancak bir süre sonra kiranın ödenmemesinden yakınan ev sahibi Mustafa Balaban, icraya verdiği Kışlal'dan 250 milyon lira aldı. Bunun üzerine Kışlal, ödediği 250 milyonu geri alabilmek amacıyla Ankara 1'nci Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtı.
Ev sahibi Balaban da karşı dava açarak, kira parasından sorumlu olduğunu savunduğu Kışlal'dan, kira alacağı ve "hor kullanım bedeli" olarak faizi hariç olmak üzere 750 milyon talep etti.
Ankara 1'nci Asliye Hukuk Mahkemesi, kefilin talebi yerine ev sahibinin açtığı karşı davayı kabul ederek dosyayı karara bağladı. Davacı ve karşı davalı Hakan Kışlal'ın avukatının dosyayı temyiz etmesi üzerine konu Yargıtay'a taşındı.
Oybirliğiyle alınan ve benzeri davalarda emsal oluşturarak kefilleri sevindiren 13'ncü Hukuk Dairesi kararı şöyle:
"Davacı, davalı ile kiracılar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde kefil olarak imza atmıştır. Bu kefalet Borçlar Yasası 483'ncü maddesinde belirtilen adi kefalet niteliğindedir. Aynı Yasanın 484'ncü maddesine göre de kefaletin geçerli olabilmesi için yazılı olması ve belli bir miktarı içermesi şarttır. Yasa maddesine aykırı olacak şekilde verilen taahhütler hukuken geçersizdir.
Davacı-karşı davalı kefil, miktarı önceden belli olmayan hor kullanım zararından sorumlu tutulamaz. Mahkemece bu kalem istek yönünden karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir."
(Hürriyet)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:59