YATAK ODASINDA ELİ SİLAHLI HIRSIZLA KARŞILAŞAN ÜNLÜ YAZAR, HIRSIZA KAHVE YAPIP SOHBET ETTİ
Milliyet Gazetesi köşe yazarı Donatella Piatti, üst üste yaşadığı saldırı ve hırsızlık olayının şokunu yaşıyor. İki hafta önce tinerci çocukların saldırısına uğrayan Piatti, geçen cuma sabahı uyandığında da eli tabancalı bir hırsızla burun buruna geldi.
Hırsızına kahve yapıp, hayat hikayesini dinleyen Piatti, ‘‘Artık İstanbul'da kendimi eskisi kadar güvende hissetmiyorum. İtalya'da olduğu gibi temkinli davranacağım’’ diyor ve soruyor: ‘‘Yetiştirdiğimiz çocuklar böyle mi olmalı?’’
İstanbul'a yerleştiği 1980'den beri kendini İtalya'da olduğundan çok daha güvende hissettiğini söyleyen yazar Donatella Piatti, son bir ayda iki kötü tecrübe yaşadı. Anadolu yakasında sahile yakın semtlerin, kendi deyimiyle ‘‘pembe getto’’ların korkulacak yere dönüştüğünü söyleyen yazar, iki olaydan da yaralanmadan kurtuldu, ancak önemli miktarda maddi kayba uğradı.
Piatti, iki hafta önce, saat 24.00'e doğru Şaşkınbakkal sahilindeki evine geldi. Bahçe kapısının önünde taksiden inen yazarın çevresini bir anda, nereden geldiğini anlamadığı tinerci grubu çevirdi. 8-10 yaşlarındaki dört çocuk bir yandan çantasını, bir yandan elbisesini çekiştirmeye başladı. Avazı çıktığı kadar bağıran Piatti, çocuklara vurarak kendini savundu. Komşu site bekçisinin yardımıyla kurtuldu. Çocuklara karşı koymakla hata yaptığını sonra anladığını belirten yazar ‘‘Yırtık elbise ve bir kaç sıyrıktan öte ciddi zarar görebilirdim’’ diyor.
YATAK ODASINDA HIRSIZ
Tinerci çocukların saldırısının etkisini üzerinden atmaya çalışıyordu ki, Piatti'nin evine geçen cuma günü sabaha karşı hırsız girdi. Yazar, bir gün önce son kitabı ‘‘Pasta, Amore, Fantasia’’nın telif ücretini almıştı. Ertesi gün bankaya yatıracağı parayı evine getirdi. Cüzdanını, iki cep telefonunu ve üzerinden çıkardığı mücevherleri başucundaki komodinin üzerine koydu. Giriş katındaki evinde alarm sistemi vardı. Fakat pencereden giren kediler nedeniyle gece yarısı çalan, paniğe kapılmasına neden olan alarmı açmadı. Her gece tüm ışıkları açık bırakırdı ama bu kez bir tek koridorun ışığını açık bırakarak yattı.
Henüz günün ışıkları ağarmamıştı ki bir tıkırtıyla uyandı. Başucunda uzun boylu, kırmızı kazaklı bir genç duruyordu. Bir an oğlu Batuhan sandı ve hemen onun İtalya'da olduğunu hatırladı. Piatti, o sırada ne dediğini hatırlamıyor. Hatırladığı şakağına dayanan tabanca. Hırsız ‘‘Ne olur bağırmayın, sizi vurmak zorunda kalacağım’’ dedi. Piatti, ağlamaya başladı. Hırsız da ‘‘Ne olur ağlamayın, ses çıkarmayın, size zarar vermek istemiyorum’’ diye yalvarmaya.
Genç hırsızın kendisine zarar vermek istemediğine ikna olan Piatti, yatağından kalktı. Komodinin üzerindeki tüm eşyalarla, çekmecesindeki mücevherleri alan hırsız, yine tabancasına davrandı ve ‘‘Diğer paraların yerini gösterin’’ dedi. Piatti, evde başka para olmadığını ve değerli herşeyi aldığını söyledi. Sonra da elinin titremesini durdurmak için bir kahve ve sigara içmesi gerektiğini belirterek, hırsıza ‘‘Sen de içer misin’’ diye sordu.
KİBAR HIRSIZIN HİKAYESİ
Birlikte mutfağa gittiler. Karşılıklı kahve içerken yaklaşık 1.5 saat süren sohbete koyuldular. Hırsız, doğru mu değil mi bilinmez, parasız geçen çocukluğunu, rahim kanseri olan annesinin ameliyat olması gerektiğini anlatıp, parası olmadığı için ayrıldığı sevgilisinin resmini gösterdi. Piatti de kendisinin yaşadığı zorlukları sıralayıp ona çalışabileceğini anlattı. Piatti, bu arada hırsızla pazarlığa başladı. Ölen eşinden hatıra, oldukça değerli saati, iki cep telefonundan birini, kredi kartlarını, pasaportunu ve diğer cep telefonunun sim kartını hırsızdan geri almayı başardı. Hırsız, dijital fotoğraf makinesini de ‘‘Bu sizin işiniz için gerekli’’ diyerek bıraktı. Piatti'nin oğlunu sordu, sonra da salona gidip, Batuhan'ın fotoğraflarına baktı.
KAPIDAN MI ÇIKAYIM?
Piatti, aslında her gün saat 07.00-07.30 sıralarında gelen kapıcı ile temizlikçiyi bekliyordu. Ama zaman geçiyor, ikisi de gelmiyordu. Hırsız en sonunda huzursuz oldu ve artık gitmesi gerektiğini söyledi. Piatti'nin parasının içinden 40 milyon lirayı geri verdi ve ‘‘Bugün zor durumda kalmayın’’ dedi. Sigara içmek için izin istediği Piatti'ye ‘‘Nereden çıkayım? Girdiğim gibi pencereden mi yoksa kapıdan mı?’’ diye sordu.
Piatti her ne kadar sohbet etselerde ‘‘Bana oğlunuzun adıyla hitap edebilirsiniz’’ diyen hırsızın cebindeki tabancadan korkuyordu. Kapıdan gitmesini söyledi ve biraz uzaklaşınca tüm komşularının zillerini çalıp bağırmaya başladı. Ama hırsız yakalanamadı.
Üstü başı çok düzgündü
Donatella Piatti şunları söyledi:
‘‘Evime giren hırsız 22 yaşında olduğunu söyledi. Üstü başı çok düzgündü. Ayağında çok güzel ayakkabılar vardı. Kısacası her gün Bağdat Caddesi'nde gördüğümüz gençlerden farkı yoktu. Bana hep ‘siz' diye hitap etti. Gerçekten zarar vermek istemiyordu. Yaklaşık 1.5 saat benimle sohbet etti. Evimden çıkarken ‘Umarım bu para gerçekten annenin ameliyatına gider, kıyafet almaya harcamazsın' dedim. Tüm bunları söylerken, hırsızla sohbet etmekten zevk aldığımı sanmayın. Onun cebindeki tabancayı bir an olsun unutmadım, çok korktum. Ona acıdım ama suçluydu ve cezalandırılmalı. Şimdi yakalasam iki tokat atarım. Bir yıllık emeğimi çaldı, canım yandı. Yetiştirdiğimiz çocuklar böyle mi olmalı?’’
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:26