YENİ ŞAFAK YAZARI BUMİN: GÖRMEMİŞİN OĞLU OLMUŞ TUTMUŞ...
İstanbul niçin bir ''garnizon şehir''e dönüşsün?
İllâki bir deyimle süsleyerek anlatmak gerekirse, tam da ''Görmemişin oğlu olmuş tutmuş...'' gibi durumla karşı karşıyayız...
NATO Genel Sekreteri, ''NATO için bu zirve toplantısını İstanbul'da yapmak bir onur; ama aynı zamanda İstanbul halkı için de bir gurur kaynağı sayılmalı'' demiş.
Genel Sekreter İstanbullularla dalga mı geçiyor nedir?..
Genel Sekreter İstanbulları nasıl tanır bilemeyiz ama çok şükür ki İstanbullular henüz hiç değilse üç tam günlerini zehir edecek bir toplantıyı ''gurur kaynağı'' olarak niteleyecek kadar NATO sevdalısı olmadılar!
NATO'nun İstanbul zirvesi dolayısıyla şehirde alınan önlemlerle bir ''medeni ülke''de karşılaşmak imkansız. Bu çeşit önlemlerle ancak ''bizim'' gibi, vatandaş hakkının her fırsatta paketlenip rafa kaldırılabilmesinin tabii sayıldığı ülkelerde karşılaşılabilir.
Vatandaşın şehrinde canının istediği gibi kullanabiliceği ''seyahat hürriyeti'' varmış, vatandaşın işi gücü varmış, vatandaşın bu müthiş önlemler sonucunda kaybedeceği milyon dolarlar varmış, kimin umurunda....
İstanbul'u üç gün boyunca bir ''garnizon şehir''e çevir, olsun bitsin....
İstanbul Valisi, ''İstanbul NATO Zirvesi'ne hazır'' diyor. Vali Bey, ciddi bir terör tehdidinin olmadığını belirterek sözlerine şöyle devam etmiş: ''Böyle bir tehditi önleyecek güçteyiz. Bu zirvenin düzenleyicisi, Türkiye Cumhuriyeti'dir.''
Tamam iyi güzel de, valiliğin getirdiği yasaklar gözönüne alınınca, ''Bu şartlar altında terör tehditi pekâla Kabil'de de önlenebilir!'' desek yalan mı olur?!
İstanbullulara üç gün boyunca getirilen yasaklara bakınca insan şöyle düşünmeden de edemiyor: ''Bütün yasaklar İstanbulluları NATO denilen örgütten hepten nefret ettirmek amacıyla konmuş olamaz mı?!''
Söz konusu önlemler, yasaklar neler mi?
Bu soruyu ''Ne yasak değil ki?'' şeklinde bir başka soru cümlesiyle yanıtlamak işi abartmak sayılmaz herhalde...
Bir kere ''Zirve Vadisi'' adı verilen ve Taksim'den başlayıp Dolmabahçe'ye kadar uzanan bölge ''bariyerlerle çevrilmiş'' olarak sadece NATO'nun kullanımına açık...
Taksim meydanı ile Valikonağı Caddesi arasındaki Cumhuriyet Caddesi sadece araç trafiğine değil, bir bölümüyle yayalara da kapalı. Yayalar caddenin sadece Dolapdere tarafındaki kaldırımını kullanabilecekler...
Üç gün boyunca ''sahil yolu'' araç geçişine kapalı... (Bakalım kaç otomobil sürücüsü, otomobilini hırsından denize sürecek!)
''Sahil Yolu''na çıkışı bulunan 184 cadde ve sokaktan çıkış da imkansız...
Akıl almaz bir şekilde, Mecidiyeköy-Taksim arasındaki metro seferleri de iptal...
Yenikapı'dan yapılan Bandırma ve Yalova feribot seferleri de yasak....
''Arabalı vapur''a araba almak da yasak....
Boğaz'da balıkçı tekneleri de yasak....
Bitmedi; Ortaköy ve Barbaros iskeleleri de kapalı...
Hatta (''gerekli görüldüğü takdirde'' deniliyor) Galata Köprüsü'nden geçiş de yasak...
Sultanahmet Meydanı'nın tamamı, Yerebatan Caddesi, Tramvay Yolu'nu filan da aklınızdan geçirmeyin, çünkü kapalı....
Ne dersiniz, NATO'nun gönlü yapılacak diye İstanbullulara karşı biraz ayıp olmuyor mu? Besbelli ki ortada İstanbulluların ''gurur duyacağı'' bir manzara yok...
Siz de ben de hepimiz biliyoruz ki, şehir halkının üç gününü burnundan getireceği açık olan bu tür önlemler-yasaklarla ''zirve'' düzenlemek bir marifet değildir. Bir marifet olmamasının yanı sıra ülkedeki idarenin hak-hukuk tanımamazlığını gözler önüne serdiğinden dolayı evsahibi ülkenin ''imajı''nı çok da zedeleyicidir. Zirve için Türkiye'ye gelen yüzlerce gazetecinin ''sıkıyönetim''e alınmış şehre bakıp ne diyeceklerini, nasıl tepki vereceklerini sanıyoruz? ''Aferin Türkiye'ye, güvenlik önlemi dediğin işte böyle olur!'' deyip alkışlayacaklarını mı, yoksa ''Yahu bu ülkenin insanları emir üzerine kaldırım bile değiştirmiyorlar!'' diyerek şaşıracaklarını mı?
Sonuç olarak, normal şartlar altında yapılabilmelerinin şartları oluşmadan bu tür ''zirve''lerin Türkiye'ye çekilmesine taraftar olmadığımı söyleyebirim. ''NATO Zirvesi'' ya da ''MATO Zirvesi'' farketmez, hiçbir zirvenin İstanbul'u bir ''garnizon şehir''e dönüştürmesi kabul edilemez...
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:25