YENİŞAFAK''TAN HÜRRİYET, SABAH VE AKŞAM''A: DİNCİ BASIN...
''''Dinsel hurafelere karşı bilimin ışığının taşıyıcısı''''; ''''laikliğin ve bilimin bekçisi'''' büyük basın, Papa 2. Jean Paul''ün ölmesiyle birlikte bir ''''Hıristiyanlık mistisizmi'''' sirkine döndü... Bu arada Serdar Turgut, öbür gazeteleri ''''işin uzmanı'''' olmamakla ve halkın kafasını karıştırmakla suçladı, Hürriyet de ithal kehanetlere karşı milli kehanet çığırını açar gibi yaptı... Derken Sabah, içinde ''''yok yok'''' olan bir parapsikoloji dizisiyle herşeyi biribirine karıştırdı...
Son haftalarda büyük basın gazetelerinin vazgeçilmez teması olan Hıristiyanlık kaynaklı efsaneler ve gizemlere ilişkin ''''manşet haber''''lerin, Atatürk''ün ''''bilimden başka bir vasiyet bırakmıyorum'''' sözüyle bir tenakuz oluşturduğu muhakkak... Hele ki, bu ''''manşet haber''''lerin, birinci yayın ilkeleri ''''Atatürkçülük'''' olan Türkiye''nin büyük gazetelerinde yayımlandığı hatırlanırsa...
Merak ettik, acaba, sayıları yüzleri aşan köşe yazarları arasında bu tuhaflığı kendine dert edinmiş köşe yazarları olmuş muydu? Olmuştu da biz mi atlamıştık? Neyse ki artık internet var, kısa bir turdan sonra anladık ki olan biteni kendine dert edinen kimseler olmamış basında. Görebildiğimiz yegâne eleştiri, ''''sosyalist sol''''da bir gazete olan Evrensel''de yayımlanmıştı... Doğrusu hiç fena bir eleştiri değildi. Ayrıca fiili durumu da gayet güzel özetlemişlerdi. Öyleyse gelin önce bu eleştiriden birkaç paragrafla başlayalım:
MİSTİSİZM, AMA...
''''Papa''nın ölümü ile başlayan ''Vatikan''daki gizli örgütler'' muhabbeti bütün gazetelere yayıldı. Medya arka arkaya yazı dizileri patlatıyor: İsa gerçekten yaşadı mı, dünyayı gizli örgüt mü yönetiyor, Vatikan''ın sakladığı sır ne...
Papa 2. Jean Paul''ün ölümünün ardından Vatikan''a yönelen ilgiyi değerlendiren gazeteler, birbiri ardına yazı dizileriyle Hıristiyan mistisizmini yaymaya çalışıyor. Gerici tarikatların propagandasını yapan ve bilinen her şeyin aslında bir ''sır'' olduğunu öne süren yazı dizileri, Hürriyet''in ardından Akşam ve Sabah''ta da başladı. Hürriyet''in Papa''nın ölümünden hemen sonra başlattığı dizi ''Ölüm döşeğinde Da Vinci savaşı'' başlığını taşıyordu.
Yazı dizisinde sık sık okurun ilgisini çekecek sorular soruldu, şunlar gibi: ''Sion Tarikatı, varlığı kanıtlanmış gizli bir kardeşlik örgütü müdür? Leonardo da Vinci Son Akşam Yemeği tablosuna şifreler mi koydu? Gnostikler seks ayinleri mi yapıyordu? Kutsal Kase, Hz. İsa''nın kanının aktığı kutsal bir şarap kadehi midir?'' Dizide bu sorulardan hiçbirine tam bir yanıt verilmedi.
''''Hürriyet''in dizisi sona erdikten sonra kervana katılan gazeteler, mistik iddiaları iyice abarttı. Doğru olarak bilinen her şeyi yalanlamaya çalışan yazı dizileri birbiri ardına yayına başladı. Sabah''ın ''Tapınak Şövalyeleri'' ve Akşam''ın ''Vatikan''ın Gizli Yüzü'' dizilerinin başladığı gün olan dün, Milliyet''te Derya Sazak''ın Aytunç Altındal ile röportajı yayımlandı. Röportaj, Milliyet''in manşetinin hemen yanında şu başlıkla verildi: ''Hz. İsa öyküsü Niğde''den çıktı''''''.
ŞAMPİYON SABAH...
Evrensel''deki bu eleştiri 12 Nisan tarihini taşıyordu. O tarihten sonrasının asıl galibinin Sabah olduğunu da biz ekleyelim... Daha önce ''''Nostradamus''un Sırlar Dünyası''''nı (''''Nostradamus''un kehanetleri gerçek mi oluyor? Son depremler Fransız kâhinin işaret ettiği 2012''deki kıyametin alameti mi? Beş yüzyıl önce Türkiye için neler gördü? Tek solukta okunacak gizemlerle dolu bir dosya'''') yayımlayan gazete, 11 Nisan''daki ''''Tapınak Şövalyeleri''''nin ardından ''''Sabetay''ın 1648 sırrı'''' dizisini başlattı. Bu diziye bir de ''''parapsikoloji dizisi'''' eşlik ediyordu...
''''Parapsikoloji dizisi''''nin önceki günkü bölümü, birinci sayfadan şöyle anonslanmıştı: ''''EŞYALARIN UÇTUĞU EV... Yer İzmir Çamdibi... Yıl 1993... ''Tekinsiz ev''de eşyalar uçmaya, kapılar ve camlar kırılmaya başladı. Ev sahipleri ise arkalarına bakmadan kaçtı... 2029 KORKUSU... İngiliz uzmanlar: 13 Nisan 2029''da Dünya''ya göktaşı çarpacak. 100 atom bombası kadar zarar verecek...''''
Belki müslüman mahallesinde bu kadar fazla salyangoz satmanın rahatsızlık vereceğini hissettiği için, Hürriyet''in tarihçi yazarı Murat Bardakçı, gidişata ''''milli'''' bir müdahalede bulundu. Birinci sayfadan ''''İthal kehaneti bırak Müştak Baba''ya bak'''' başlığıyla anonslanan müdahalenin ''''flaş''''ı şöyleydi: ''''Papa''nın ölümünden sonra, Türkiye''de bir Nostradamus modasıdır başladı. Ebced ve cifir yoluyla gelecekten haber veren nadir kişilerden biri şair Müştak Baba''dır. Ankara''nın hicri tarihle 1341''de yani 1923''te başkent olacağını 100 sene öncesinden şifreli şiiriyle söylemişti.''''
Medyadaki yeni trend, satışları artırdığı oranda bir tür ''''dizi rekabeti''''ne ve ''''gizemlerin en hası bizde'''' propagandasına da yol açıyor... O kadar ki, Akşam bu işi genel yayın yönetmeninin ''''sponsorluğunda'''' sürdürüyor... Serdar Turgut, 11 Nisan tarihli ''''Bu diziye neden başlıyoruz?'''' başlıklı yazısında, ''''Vatikan''ın gizli yüzü'''' başlıklı diziyi şöyle takdim ediyordu:
''''(...) ''Marduk geliyor mu'' başlıklı diziden sonra (...) bazı gazetelerin bizi takip ederek, arkamızdan koşarak heyecanla konuya bir ucundan girmeye çalıştıklarını gördük. Bu tür konulara az bilgiye dayanılarak girildiğinde olabilecek vahim hataları da o gazetelerin yazılarından anladık. Kafa karışıklığı ve cehalet nedeniyle o gazetelerin dizilerinde birbirinden bağımsız olan birçok konu birbirine karıştırılmış, fikir curcunası yapılmış ve sonunda da ortaya neyi anlatmak istediği belli olmayan yazılar çıkmıştır.
''''Biz bir süre bizim başlattığımız bir konuyu takip etme çabalarının yol açmış olduğu bu anlamsız debelenmeleri izledikten sonra, bari konuların doğrusunu yazalım da okuyucularımız ve meslektaşlarımız bilgilensinler dedik. Gizlenmek istenen tarihin uzman yorumcusu ve Katolik Kilisesi üzerine dünya çapında uzman olan Aytunç Altındal ricamızı kırmadı ve bugün başlayan ve yarını sabırsızlıkla bekleyerek okuyacağınıza emin olduğum bu diziyi kaleme aldı.''''
5N1K''DAKİ TARTIŞMA
Önceki gün (19 Nisan) Cüneyt Özdemir CNNTürk''te ''''Nedir bu ''sır'' manşetlerin nedeni'''' sorusunu soruyordu konuklarına... Aralarında Aytunç Altındal''ın da bulunduğu konukların itifak ettiği noktalardan biri şuydu: ''''Çünkü insanlar güvensiz, kaygılı... Olan biteni rasyonel parametrelerle açıklayamayınca, sözünü ettiğiniz şeylere sığınıyorlar, rahatlıyorlar... Bu dizilerin öyle bir işlevi var...''''
İşin tuhafı şuydu ki, bu açıklamayı en köşeli cümlelerle savunan Aytunç Altındal, Akşam gazetesinin bu tür manşetlerini yazan kişiydi... Programın, Altındal''ın şu uyarısıyla bitmesi de epeyce tuhaf olmuştu bizce: ''''Bu tür ortamlarda faşizm hızla gelişir...'''' (A.G.)
(KRONİK MEDYA-YENİ ŞAFAK)
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:56